Kırgız halkının manevi hazinesini zenginleştiren, vatan ve insan sevgisini duru bir şiir diliyle işleyen büyük şair, çevirmen ve oyun yazarı Alıkul Osmanov'un doğumunun 110. yıldönümüne adanan "Alıkul - Vatanının Şairi" Uluslararası Şiir Festivali, 30 Eylül - 4 Ekim 2024 tarihleri ​​arasında Kırgız Cumhuriyeti'nin kutsal toprakları Bişkek, Şu ve Isık-Göl'de büyük bir katılımla gerçekleştirildi.

Bu yıldönümü, yalnızca bir şairin değil, tüm Türk dünyasının ortak manevi bayramı, söz sanatının kutlanmasıydı. Etkinliğin kapsamı ve içeriği, uluslararası düzeyini açıkça ortaya koyuyordu.

Yıldönümünün düzenleyicileri arasında uluslararası kuruluş TÜRKSOY, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Enformasyon ve Gençlik Politikası Bakanlığı, Kırgız Yazarlar Birliği, Alıkul Osmonov Uluslararası Vakfı, Cengiz Aytmatov Dil ve Edebiyat Enstitüsü, Kırgız Ulusal Bilimler Akademisi, Manas Tiyatrosu, Şu ve Issık Göl bölgelerindeki Cumhurbaşkanlığı Temsilciliği, Bişkek Şehir İdaresi, Alıkul Osmonov Milli Kütüphanesi, Alıkul Osmonov Devlet Anıt Merkezi, Manas Yayınevi, Ruh Beyne Uluslararası Edebiyat ve Yaratıcılık Akademisi, UTRK, ELTR ve Türkiye’den Kanal Fırat Televizyonları yer alıyor.

Şiir festivalinin perdesi, Alıkul Osmonov Milli Kütüphanesi önündeki şair anıtına çelenk koyma töreniyle açıldı. Bu an, şairin ruhuna saygı duruşunda bulunan, yürekleri ısıtan ve toplanan kalabalığı duygulandıran özel bir sahneydi.

Kütüphanenin fuayesinde, büyük mirasın bir yansıması olarak "Manas" destanına, Cengiz Aytmatov'un eserlerine ve Alıkul Osmonov'un kitaplarına adanmış büyük bir sergi düzenlendi. Aynı zamanda, şairin yaşadığı dönemin ruhunu ve sanatın çeşitli yönlerini yansıtan sanatçı ve heykeltıraşların eserleri de sergilendi.

Törende konuşma yapanlar arasında Kırgız Cumhuriyeti Devlet Sekreteri M. İmankulov, Yüksek Konsey Başkan Yardımcısı, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Kültür, Enformasyon ve Gençlik Politikaları Bakanı M. K. Mambetaliev, devlet adamı M. Ş. Şerimkulov, Türkiye Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ve Bişkek Belediye Başkanı A. J. Cunuşaliev yer aldı.

Her biri, Alıkul Osmanov'un manevi mirasının milletler arasında bir dostluk köprüsü haline geldiğini belirtti. Sultan Raev, konuşmasında şairin yaratıcılığının zirvesini özel bir sevgiyle anarak şöyle dedi:

"Alıkul'un şiiri, Türk dünyasının ortak nabzıdır. Şiirlerinde memleketinin kokusu ve insan ruhunun sıcaklığı hissedilir."

Dünyanın dört bir yanından kültür ve sanatın temsilcileri bu şiir festivalinde bir araya geldi. Türkiye'den: Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Gürkan Talo, Elazığ Ticaret ve Sanayi Yönetim Kurulu Üyesi Abdulkadir Nar, Elazığ Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu, Elazığ Belediyesi Özel Kalem Müdürü Levent Sancar, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Ercan Alkaya, Prof. Dr. Ahmet Buran, Prof. Dr. Süleyman Kaan Yalçın, Dr. Öğr. Üyesi Tamer Kavuran, Öğr. Gör. Recep Bagcı, Şair Bedrettin Keleştimur, Sanatçı Yalçın Turhan, Fethi Açıkgöz, Kanal Fırat Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık, "Manas" Yayınevi koordinatörü Muhammet Şener Bulut ve Kanal Fırat Televizyonu’undan kameraman Ufuk Çakaroğlu katıldı.

Kazakistan'dan Biken Rimova Akademik Dram Tiyatrosu müze müdürü, uluslararası edebiyat ve kültür dergisi "Mahambet" ve uluslararası gazete "Uş Konır"un genel sekreteri Zamzegül Nazarbekovna, Kazak halkı adına en iyi dileklerini iletti.

Programa Azerbaycan'dan şair ve çevirmen Adil Cemil, Rusya'dan Uluslararası Çağdaş Kültür Akademisi Başkanı Nelli Kopeykina ve Özbekistan'dan ünlü şair ve çevirmen Risalat Haydarova katıldı.

Alıkul'un mirası, Türk ruhunun altın ipliğidir.

(Alıkul Osmonov Milli Kütüphanesi'nde düzenlenen bilimsel ve uygulamalı konferans ve kültür gezisi hakkında)

Şairin ruhuna adanmış büyük yıldönümü etkinliklerinin devamı, Alıkul Osmonov Milli Kütüphanesi'nin Cengiz Aytmatov Salonu'nda düzenlenen "Alıkul Osmonov: Türk Dünyasının Manevi Mirası" adlı bilimsel konferanstı. Bu toplantı, Alıkul Osmonov'un eserlerini yalnızca edebî açıdan değil, aynı zamanda manevi ve kültürel açıdan da değerlendiren önemli bir buluşmaydı.

Konferansın temel amacı, Alıkul'un şiirinin derin anlamını, Türk halklarının ortak manevi kökleriyle bağlantısını bilimsel olarak analiz etmek ve şairin ebedi mirasının günümüz gençliği üzerindeki etkisini belirlemekti.

Bilimsel ve uygulamalı konferansın en bilgilendirici ve öğretici kısmı, açılış konuşmacıları ve konukların konuşmalarıydı. Türk maneviyatının ve edebiyatının derin köklerinin incelendiği toplantıda, farklı ülkelerden bilim insanları ve aydınlar düşüncelerini paylaştı ve Alıkul Osmonov'un yaratıcı dünyasına yeni bir bakış açısıyla baktı.

İlk konuşmacı, Kırgız Cumhuriyeti Halk Yazarı ve Emektar Eğitimci Prof. Dr. Sovetbek Baygaziev oldu. "Alıkul Osmonov'un Edebiyattaki Yeri ve Rolü" başlıklı raporunda, şairin eserlerini derinlemesine inceleyerek şiirlerindeki ahlak, maneviyat ve milli bilinç gibi ebedi temaları kapsamlı bir şekilde ortaya koydu. Baygaziev'e göre, Alıkul'un şiirleri yalnızca Kırgız edebiyatının altın bir hazinesi değil, aynı zamanda tüm Türk dünyasının ortak manevi mirasıdır.

Ardından kürsüye çıkan Kırgız Milli Bilimler Akademisi öğretim üyesi Prof. Dr. Osmonakun İbraimov, "Alıkul Osmonov'un En Sevdiği Tema - Ulusal Yaşam Felsefesi" başlıklı anlamlı bir bildiri sundu. İbraimov, şairin şiirlerinin halkın gelenek ve göreneklerini, ülkenin özünü ve insan ruhunun inceliklerini derinden yansıttığını belirtti.

Konferansın bir sonraki bölümünde farklı ülkelerden seçkin konuklar söz alarak izlenimlerini ve düşüncelerini paylaştılar.

Bunlar arasında; Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Türk ülkeleri arasındaki kültürel iş birliğinin ve manevi sürekliliğin önemini vurgulayarak, iki kardeş ülke arasındaki dostane ilişkilerin daha da güçleneceğine olan güvenini dile getirdi;

Fırat Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, eğitim ve bilim alanındaki ortak projelere değinerek Alıkul Osmonov'un çalışmalarının Türk dilli halkları manevi olarak birbirine yakınlaştırdığını söyledi.

Fırat Üniversitesi Çağdaş Türk Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ercan Alkaya ve Fırat Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Ahmet Buran, Türk edebiyatının ortak kökleri hakkındaki bilimsel görüşlerini dile getirerek Alıkul'un şiirlerinin sanatsal gücünü takdir ettiler. Etkinlik sonunda katılımcılara teşekkür mektupları ve hediyeler takdim edildi.

Kazakistan adına konuşan Biken Rimova Akademik Drama Tiyatrosu müze müdürü, uluslararası edebiyat ve kültür dergisi "Mahambet" ve uluslararası "Uş Konır" gazetesinin genel sekreteri Zamzegül Nazarbekovna, Alıkul'un mirasının Kazak okurlarına ulaşan çevirilerinden ve iki ülke arasındaki edebî bağları derinleştirmek için yeni fırsatlardan bahsetti. Kırgız ve Kazak halklarının manevi bağlarını güçlendirmeye önemli katkılarda bulunan birçok kişiye özel teşekkür mektupları sunuldu. Ödül alan her kişi, özellikle Kırgız-Kazak dostluğu alanındaki çalışmalarıyla öne çıktı. Ödül alanlar arasında; "Uluslararası Makhambet Ödülü Sahibi" çift madalya ve Teşekkür Mektubu, Alıkul Osmonov Bilim Merkezi Başkanı, Alıkul Osmonov Ev Müzesi çalışanı Zamirbek Asanaliyev'e takdim edildi. Uluslararası Edebiyat, Kültür ve Sanat Gazetesi "Uş Konır" Teşekkür Mektubu, Fırat Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Zeki Akbıyık'a; Fırat Televizyonu kameramanı Ufuk Çakaroğlu’na; Kırgız Cumhuriyeti Yazarlar Birliği üyesi, şair ve çevirmen Saynatbübu Mamıtova'ya takdim edildi.

Ayrıca Azerbaycan'dan şair ve çevirmen Adil Cemil, Rusya'dan Uluslararası Modern Kültür Akademisi Başkanı Nelli Kopeykina ve Özbekistan'dan ünlü şair ve çevirmen Risalat Haydarova da kürsüye çıkarak kardeş halkların manevi birliğine saygı duruşunda bulunarak ülkeleri adına en iyi dileklerini ilettiler.

Konferans salonunda özel bir ruh ve ilham, iyi dilekler ve kardeşlik atmosferi duyuldu. Türk dünyasının edebiyat ve kültür dünyasının büyük isimleri aynı sahnede bir araya gelerek Alıkul Osmonov'un ebedi şiir dünyasını yeni bir bakış açısıyla yeniden tanıma fırsatı buldular. Kütüphanenin aydınlık salonunda toplanan bilim insanları, edebiyat eleştirmenleri, yazarlar ve sanatçılar, şairin ulusları birbirine yakınlaştıran mirasının yüce fikirlerine odaklandılar. Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Özbekistan, Rusya ve Kırgızistan'dan araştırmacılar, Alıkul'un şiirini Türk dünyasının ortak bir hazinesi olarak değerlendirdiler ve çevirisini ve felsefi mirasını incelediler. Her kelimesinde milletler arasında manevi kardeşlik ve edebî uyum yayılıyordu. Araştırmacılara göre Alıkul'un eserleri sadece lirik şiirlerden oluşan bir derleme değil, insan ve toplum, doğa ve aşk üzerine ebedi düşüncelerin şiirsel bir ifadesidir.

Manas'ın Sesiyle Örülmüş Manevi Bir Akşam

Bilimsel konferansın ardından katılımcılara, Manas Ulusal Tiyatrosu ve Manas Ulusal Akademisi sanatçıları tarafından hazırlanan bir konser programı sunuldu. Akşam boyunca, Kırgız halkının destansı mirasının altın sütunu olan "Manas" destanından bölümler okundu, halk ezgileri ve bu konserin misafir sanatçıları Elazığlı sanatçılar Yalçın Turhan ve Fethi Açıkgöz tarafından geleneksel şarkılar söylendi.

Sahnede ulusal sanatın gücü ve güzelliği ortaya çıktı ve izleyiciler coşku ve gururla doldu. Büyük Manas'ın ruhu ve Alıkul şiirinin zarif melodileri tek bir kanalda iç içe geçerek izleyicilerde özel bir izlenim bıraktı.

Ulusun Ruhunun Kutsal Mekânlarına Bir Yolculuk

Öğleden sonra, kutlamaya katılanlar, şairin yaşamına ve eserlerine adanmış Alıkul Osmonov müze-evini ziyaret ederek, yaşadığı çevreyi yakından tanıma fırsatı buldular. Şairin imzası, ruhu ve kokusu her odada hissediliyor. Burada saklanan el yazmaları, kişisel eşyalar, fotoğraflar ve kitaplar aracılığıyla katılımcılar, Alıkul'un yaratıcı dünyasını daha da derinden hissettiler.

Daha sonra gezi, Kırgız halkının kutsal bir mekânı ve kader tarihine tanıklık eden "Ata-Beyit" anıt kompleksine doğru devam etti. Katılımcılar anıtın önünde eğilerek ülkeye hizmet etmiş kahramanların ruhlarına saygı duruşunda bulundular.

Gezi sonunda, dünyaca ünlü yazar, büyük hümanist Cengiz Aytmatov'un müze-evini ziyaret etmek özellikle etkileyici bir an oldu. Burada yazarın yaratıcı alanı ve yaşam felsefesini yansıtan eserleriyle tanışan katılımcılar, Türk ruhunun iki devi Alıkul ve Aytmatov arasındaki manevi sürekliliği yürekten hissettiler.

Bu gün sadece bir bayram töreni değil, manevi arınma ve tarih öğrenmenin özel bir dönemiydi. Alıkul'un şiiri, Aytmatov'un düşünceleri, Manas'ın kahramanlıkları - hepsi Türk dünyasının ebedi ruhunun birleşik bir ifadesi olarak iz bıraktı.

Ataların mirası, söz hazinesidir,

Alplerin izinden giden sahibi.

Alıkul'un şarkısı ve Manas'ın sesi,

Türk dünyasının ebedi nefesi!

Alıkul'un ruhuna bir övgü

Kaptal-Arık Köyündeki Devlet Anıt Kompleksindeki Şiir Festivali Hakkında

Ekim ayının ilk sabahı, Alıkul'un şiirlerinin anavatanı olan Panfilov ilçesine bağlı Kaptal-Arık köyü özel bir manevi atmosferle doluydu. Bu gün, doğanın kendisi şairin ruhuna boyun eğmiş gibiydi; yağmur bolca yağıyor, dağlar sisle değil, beyaz ışıkla kaplıydı. Burada, Alıkul Osmonov'un doğum yerindeki devlet anıt kompleksinde, şiir bayramının devamı niteliğinde, büyük şaire bir saygı duruşu töreni düzenlendi.

Kırgız halkının kutsal, gür sesi serin sabah rüzgârında duyuldu ve ülkenin seçkin konukları, şairler, yazarlar, bilim insanları ve sanatçılar, büyük şairin anıtının önünde toplandılar. Gözü ve yüreği ısıtan bu an, Alıkul ruhuna duyulan sonsuz saygının, kardeş halkların birlik ve beraberliğinin bir tezahürüydü.

Tören, şairin anıtına çelenklerin konulmasıyla başladı. Türk dünyasından gelen konuklar anıtın dibine çiçek bıraktı, sessizce dua etti ve şairin ruhuna secde etti. Ardından imam Kur'an-ı Kerim okudu ve toplanan kalabalık Alıkul'un ruhu için dua etti. O anda ülkede özel bir huzur ve manevi derinlik hüküm sürdü ve her insanın ruhuna dokunan içsel bir duygu oluştu.

Ataların Geleneklerine ve Ulusal Lezzete Saygı

Selamlamanın ardından konuklar için Kırgız ulusal yemekleri ikram edildi. Boza, sucuk, kurut, kımız, ekmek, et ve salatalardan oluşan leziz Kırgız ulusal yemekleriyle dolu büyük masalar kuruldu ve her yemeğin tarihi ve anlamı hakkında sıcak sohbetler edildi.

Bu an, bayramın resmiyetinden ziyade gerçek kardeşlik ve misafirperverliğin bir işareti gibi izlenim bıraktı. Her ülkeden gelen delegeler, Kırgız halkının sıcakkanlılığını ve cömertliğini bir kez daha hissettiler, fikir alışverişinde bulundular ve dostluk ve kültürel bağları güçlendirdiler.

Ruhsal Uyumun Sembolü

Алықұлдың туған топырағы жыр мен мейірімнің мәңгілік бесігі.

Kaptal-Arık'taki bu şenlikli etkinlik, Alıkul Osmonov'un insanlarını ve milletini memleketinde bir araya getiren büyük bir manevi buluşma olarak tarihe geçti. Şairin "bir insanı sevmek, hayatı sevmektir" düsturunun açıkça yansıdığı yer burasıydı.

Her güneş ışığı, her rüzgâr esintisi, insanların her sözü şairin ruhunu ve memleketinin kokusunu hissetti. O anda her şey yürekle anlaşıldı.

Alıkul'un Memleketi, Şiirin ve Nezaketin Ebedi Beşiğidir

Alıkul'un şiirinin altın beşiği olan Çüy bölgesinin Kaptal-Arık köyündeki Alıkul Osmonov Devlet Müze Kompleksi'nde düzenlenen bu gün, unutulmaz bir manevi yolculuğa dönüştü. Sabah esintisi ve sonbahar gökyüzünün altında toplanan konuklar, şairin hayatının iz bıraktığı kutsal mekânla tanıştı ve onun yaratıcı dünyasına daha da yaklaştı.

Müze kompleksinin girişinden itibaren şairin ruhunu ve döneminin esintilerini hissedebilirsiniz. Sergiler ve eserler aracılığıyla katılımcılar, Alıkul'un yaşam yolculuğuna, el yazmalarına, arkadaşlarına yazdığı mektuplara ve kişisel eşyalarına hayran kalabilir ve bir an için geçmiş yüzyılın kültürel ve manevi dünyasına adım atmış gibi hissedebilirlerdi. Her oda, her obje, şairin kaderinin hikâyesini anlatan canlı bir anı, milletin ruhundan bir parça gibiydi.

Dostluk ve İşbirliğinin Yeni Bir Sayfası

Bu ziyaret kapsamında Çüy bölgesi ile Elazığ Valiliği arasında kültürel ve ekonomik bağların güçlendirilmesi konusunda görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşme sadece resmî bir anlaşma değil, aynı zamanda manevi uyum ve kardeşliğin somut bir tezahürüydü.

Taraflar, karşılıklı iş birliğinin yeni bir aşamasını başlatma ve iki bölge arasında kültür, eğitim ve turizm alanlarında iş birliğini geliştirme konusunda anlaştılar. Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu konuşmasında, "Halklarımız aynı kökenden, benzer bir dile ve ortak bir yüreğe sahip. Alıkul'un şiirleri bizi manevi olarak uzun zamandır yakınlaştırdı." dedi.

Çüy bölgesi temsilcileri de bu görüşe sıcak bir şekilde karşılık verdi ve iki ülke arasındaki dostluk köprüsü daha da güçlendi.

Yağmur ve Şarkı Eşliğinde Bir Kutlama

Festivalin açılış töreni o gün anıt kompleksinin yaz amfitiyatrosunda gerçekleşti. Serin sonbahar havası ve aralıksız yağan yağmur, bayramın güzelliğini bozmamış, aksine manevi etkisini artırmış gibiydi.

Sahnede Kırgız sanatçıların konseri vardı. Şarkılar, milli danslar ve şiir okumaları, dombra ve kopuz sesleriyle iç içe geçmiş, gökyüzüyle yarışıyor ve yağmurla uyum içindeydi. Kıyafetlerine sarınmış izleyiciler, titreyen parmaklarını çırparak sanatın sıcaklığını hissettiler. Bu, gerçek bir ruh şöleni, şiir ve doğanın anlık bir uyumuydu.

Kırgız Çadırındaki Sıcaklık ve Kardeşlik

Bu görkemli gecenin ardından konuklar geleneksel bir Kırgız çadırına davet edildi ve masanın etrafında sohbet ettiler. Çadırın içi semaver kokuları ve sıcak kahkahalarla dolup taştı; insanlara dışarıdaki soğuğu ve yağmuru unutturdu.

Sohbetin konusu Alıkul'un mirası, Türk dünyasının manevi bağı ve kardeş ülkelerin geleceğiydi. Her ülkeden gelen delegeler izlenimlerini paylaştılar ve şairin şiirine ve Kırgız topraklarının misafirperverliğine şükranlarını sundular.

O an, insanları bir araya getiren, ruhen insanları bir araya getiren gerçek dostluğun bir tezahürüydü.

Kaptal-Arık'ta o gün, yağmurla sulanan ve şiirle örtülen manevi bir bayram olarak anıldı. Büyük şairin topraklarını ve mirasını görüp ona yaklaşan herkes, şiirin sıcaklığını ve kardeşliğin güneşini beraberinde götürdü.

Alıkul'un şiiri bir yağmur damlası kadar berrak,

Ruhu ise ebedi Türk göğü kadar yüce.

Issık Göl'ün mavi dalgaları, Alatov'un karlı zirveleri

Issık Göl'ün mavi dalgalarının ve heybetli dağların kollarını açtığı bölgeye doğru yola çıktık. Yol boyunca uzanan doğa manzarası nefes kesiciydi; bir tarafta berrak göl suyu, güneşi yansıtıp gümüş dalgalarını savururken, diğer tarafta Alatov'un karlı zirveleri ve gökyüzüyle yarışan yeşil zirveleri yan yana uzanıyordu. Bu güzel bölgeye, Karakol şehrine ayak bastık.

Bu gezinin amacı da eşsizdi. Karakol şehri ile Türkiye'nin Elazığ şehri arasında Dostluk ve İşbirliği Anlaşması'nın imza töreni gerçekleşti. İki ülkenin kardeşliğini, kültürel ve ekonomik bağlarını güçlendirecek harika bir girişim!

Issık Göl bölgesinin güzel manzarasını mükemmel bir şekilde yansıtan Karakol şehrinde üst düzey bir tören düzenlendi. Şehir yönetimi ve Elazığ heyeti sıcak bir şekilde karşılandı ve iki kardeş halk arasındaki köklü manevi bağlara vurgu yapıldı.

İmza töreninde konuşan taraflar, kardeş halklar arasındaki dostluğun yalnızca resmî belgelerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda kültür-sanat, eğitim ve turizm alanlarına da yeni bir ivme kazandırdığını belirtti. Anlaşma ayrıca Türk halkları için ortak değerlerin geliştirilmesini, gençler arasındaki bağların güçlendirilmesini ve deneyim alışverişini de içeriyordu.

Törenin sonunda iki şehrin temsilcileri birbirlerine hatıra hediyeleri takdim etti ve tarihî anı hatıra fotoğrafı çektirerek sonlandırdı.

Karakol semalarını dolduran dostluk ve uyum ruhu, güneş gibi parlayarak, "Issık-Köl'den başlayan kardeşlik zincirinin artık iki ülkenin kalplerini birleştireceği" umudunu ve güvenini aşıladı.

Karakol bölgesi valisi K. M. Adiev, misafirperverliğini göstererek "Saymaluu" kafesinde şenlikli bir sofra kurdu. Sıcak bir karşılama ve içten selamlamaların ardından bizi bir otele yerleştirdiler. Kırgız halkının kardeşlik ruhu ve misafirperver gelenekleri bir kez daha hissedildi.

Kırgızistan topraklarının incisi sayılan Issık Göl kıyısında yer alan K. Tınıstanov Issık Göl Devlet Üniversitesi'nde önemli ve anlamlı bir etkinlik düzenlendi. Eğitim ve maneviyatın, bilim ve kültürün kesiştiği noktada, "Türk Dünyasının Manevi Mirası", "Dil Sözlüğü Hazırlayan Kaşgarlı Mahmud'un Eserleri" ve Barsgan Antik Kenti'nde Kültür Merkezi Kurulması konularında bilimsel ve uygulamalı bir konferans düzenlendi.

Toplantıya Kırgızistan, Kazakistan ve diğer Türk ülkelerinden bilim insanları, gazeteciler, tarihçiler ve kültür dünyasının temsilcileri katıldı. Konferansın temel amacı, Türk halklarının ortak tarihini ve manevi değerlerini derinlemesine incelemek, kadim mirası canlandırmanın ve gelecek nesillere aktarmanın yollarını belirlemekti. Genel kurulda, büyük bilim adamı Kaşgarlı Mahmud’un "Dîvân-ı Lügât-it-Türk" adlı eseri geniş bir şekilde tartışıldı ve bilim dünyasındaki yeri ve Türk dillerinin tarihi önemi hakkında bilgilendirici raporlar okundu. Dünya dilbiliminin temelini oluşturan bu eserin, günümüz Türk halklarının birliği ve geleceği açısından özel bir öneme sahip olduğu belirtildi.

Katılımcılar ayrıca, Barsgan antik kentinin tarihî alanının korunması ve restorasyonu ile bölgede bir kültür merkezi oluşturulması için önerilerini sundular. Bu girişim, yalnızca Kırgız halkı için değil, tüm Türk dünyası için ortak manevi fayda sağlayacak önemli bir proje olacaktır.

Konferans sırasında dile getirilen görüşler ve bilimsel sonuçlar, Türk halklarının kültürel ve manevi sürekliliğini ve ortak tarihlerine, dillerine ve ruhlarına olan saygılarını bir kez daha teyit etmiştir.

Günün sonunda katılımcılar, Issık Göl kıyısında, gökyüzüne seslenen dağlara ve berrak sulara bakarak hatıra fotoğrafı çektirerek, "Kaşgarlı Mahmud’un bıraktığı bilgi izi, bugünün Türk çocuğunun manevi köprüsüdür." dediler.

Ruhsal Uyum ve Yaratıcı Bağlantı

Yıldönümü kapsamında düzenlenen yuvarlak masa toplantıları ve edebiyat akşamlarında, şairin eserlerinin dünya edebiyatındaki yeri, çeviri yeteneği ve hümanist felsefesi geniş bir şekilde tartışıldı. Türk ülkeleri temsilcileri, ülkelerindeki edebî akımlar ve manevi süreklilik üzerine fikir alışverişinde bulundu.

Şiirlerin okunduğu, şarkıların söylendiği ve şairin ruhunun yüceltildiği bu günlerde, Kırgız toprakları gerçek bir şiir diyarı haline geldi. Yakın ve uzaklardan gelen konuklar, memleketlerinin misafirperverliğini, insanlarının nezaketini hissettiler ve Alıkul'un "insan sevgisi" ilkesini bir kez daha yüreklerine yerleştirdiler.

Kırgızistan gezimizin ertesi günü özel izlenimlerle doluydu. Ak-Suu ilçesindeki ünlü "Kapriz" dağına ve kayak merkezine ve güzel doğasıyla dikkat çeken Karakol-Kapçigay bölgesine doğru yola çıktık.

Bu bölgenin doğası, insan ruhuna huzur veren bir güzellik sembolü gibidir. Karla kaplı zirveler, berrak nehirler, kıyı söğütleri ve iğne yapraklı ormanlar, nefes kesici bir manzara yaratmak için uyum içinde bir araya geliyor.

Öğleden sonra, Kırgız Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Issık-Göl Bölgesi Tam Yetkili Temsilcisi B. C. Cetigenov adına bir onur resepsiyonu düzenlendi. "Arça" kafede konuklar için büyük bir masa kuruldu ve bu masa, Kırgız halkının kardeşçe sevgisini ve misafirperverliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Sıcak sohbetler, yöresel yemeklerin lezzeti ve gönül cömertliği, etkinliği daha da şenlikli hale getirdi. Kazak ve Kırgız halklarının akrabalık ve manevi yakınlığını gözler önüne seren bu buluşma, en unutulmaz anlardan biriydi.

Masadaki neşeli atmosfer, yerel sanatçıların katılımıyla daha da güçlendi. Ak-Suu İlçe Kültür Evi'nin şarkıcıları ve dans grupları yeteneklerini sergiledi ve ulusal cazibeyle dolu bir konser programı sundu.

Kırgız halkının halk şarkıları ve türküleri, dans ritimleri ve melodik ezgileri ruha neşe kattı. Akşama renk katan sanatçıların ilham verici performansları, kardeş halklar arasındaki manevi yakınlığın bir göstergesiydi.

Ertesi gün gezimiz bizi pitoresk bir bölge olan Ceti-Ögüz ilçesine götürdü. Burası, güzel doğası ve derin tarihiyle ünlü bir yer. İlk durağımız, tarih ve öğretilerle dolu Orgoçor köyündeki "Sandırak" müzesiydi. Heyet, Ceti-Ögüz ili valisi E. I. Bakhavadinov ve müze müdürü M. K. Cetimişbayev tarafından sıcak bir şekilde karşılandı ve bölgenin geçmişi ve bugünü hakkında derinlemesine bilgi verildi.

Müzenin her odası, geçmiş dönemin ruhunu, ulusun hafızasını ve nesillerin devamlılığını koruyormuş gibi bir izlenim bıraktı. Kalıntılar, tarihî resimler, ev eşyaları ve kahramanlık seferlerinin anıları, sanki eski insanların gözünden çıkmışçasına, göze ve kalbe değer katıyordu. Heyet üyeleri gezi sırasında, Türk dünyasının büyük âlimi ve bilgesi Kaşgarlı Mahmud’un doğup büyüdüğü kadim Barsgan topraklarına da özel bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu kutsal topraklarda sanki büyük bir şahsiyetin izleri hissediliyordu. Doğa ve tarihin uyum içinde olduğu bu bölge, üzerimizde özel bir izlenim bıraktı.

O gün, yerel Asya şampiyonları - ulusal spor ustaları - avcılık sanatını sergilediler. Tazı yarışları yaptılar, kartalla av avladılar ve ok attılar, atalarından kalma geleneklerin değerli hazinelerini ortaya çıkardılar. Bu gösteriler, atalarından miras kalan cesaret ve el becerisinin ve doğayla uyumlu bir yaşam biçiminin kanıtıydı.

Akşam, yerel sanatçılar bir konser verdi ve konukları şarkılar ve melodilerle eğlendirdi. Zanaatkârlar eserlerini sunarken, ulusal kostümler giymiş kadınlar Kırgız halkının geleneksel yemeklerini ve geleneklerini sergilediler. Her gösteri, kardeş ülkenin manevi zenginliğini ve kültürel derinliğini gözler önüne serdi.

Gezinin en dokunaklı anlarından biri, Elazığ’daki Hazar Gölü’nden getirilen suyun kutsal Isık Göl'e dökülme töreniydi. Bu sembolik olay, Türk halklarının birliğinin, akrabalık ruhunun ve ortak bir kökten gelen sonsuz dostluğun bir işareti olarak izlenim bıraktı. Gezinin sonunda B. Bahavadinov adına özel bir ziyafet düzenlendi, sıcak dilekler ve şükranlar dile getirildi. Ardından, Türk televizyon kanalı "Kanal Fırat" tarafından düzenlenen canlı bir konferansta gezinin amacı ve önemi kapsamlı bir şekilde ele alındı.

Akşam, sıcak duygular ve unutulmaz izlenimlerle dolu heyet üyeleri Bişkek'e doğru yola çıktı. Bu gün, kardeş halkların dostluğunun ve kültürel sürekliliğinin parlak bir sayfası olarak hatırlandı. Dünyadaki manevi yakınlığın bir kanıtı gibiydi.

Alıkul Osmanov'un 110. yıl dönümü kutlamaları sadece geçmişe bir saygı duruşu değil, aynı zamanda geleceğe doğru atılmış büyük bir manevi adımdı. Bu kutlama, Türk halklarının ortak kültürel alanını daha da güçlendirdi ve şairin ölümsüz şiirlerini yeni neslin yüreğine taşıdı.

Alıkul'un şiirleri, vatanın sesi,

Ortak insanlığın dilidir.

Bu ses, bugün de insanları birbirine bağlamaya devam ediyor ve

Türk ruhunu sonsuza dek yüceltiyor!

295B57E8 7F82 4139 A7E0 C96B3F57B792

Zamzegül Nazarbekovna EMİRGALİYEVA

Kazakistan Biken Rimova Akademik Dram Tiyatrosu Müze Müdürü, Uluslararası Edebiyat ve Kültür Dergisi "Mahambet" ve Uluslararası Gazete "Uş Konır"ın Genel Sekreteri