BİR GARİP BEDO

SUSUZ KÖY

Yok gardaş yok. Beni köyümün yağmurların da filan yıkamasınlar. Bizim köy de ne yağmur var ne de su. Türkü'ye heves edip vasiyet etsem " Beni köyümün yağmurların da yıkayın" diye, inanın o tarafa kirli kirli giderim. Köyüm de yani poyraz da ölüyü boşver diri'ye bile su yok. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere su yok işte. Çimmeye, çamaşıra, bulaşığa, ev temizlemeye su yok.
Şimdi diyeceksiz gardaş bu ne ızdırap, sahra çölünde mi yaşisiz, savana da ağzızı açmış, gökyüzüne bakıp yağmur bulutlarını mı gözlisiz. Hayır yani yağmur duasına çıksak imam da yok. Gelen durmi kaçıp gidi. Haklı, abdest alacak suda yok. Maaşı şişe suyuna mı bağlasın. Gelin size bu köyün konumundan da bahsedem. Köyün şehre uzaklığı İzzetpaşa camisinin önünden 18 km'e, Cip barajına 3 km'e Kepektaş göletine 3 km' Keban barajına aşağı yukarı 25 km 'e. Hahın şehirlerin de köylerin de yetkilileri yüzlerce km öteden su bulup getiriler, bizimkiler de diyi ki arazi bulun gelek size kuyu vurak su çıkarak. Valla gardaş arazi sizden arteziyen muhtarlık dan. Şimdi muhtar hangi köye gidip arazi bulsun. Vermezler ki. Ancak devlet bu işi çöze. En çok neye yanim bilisiz 21.yüzyıldayız ve dört bir yanı sularla çevrili bir şehir de ovalar, köyler hatta şehir merkezi bile susuz. Ne diyem işte yazıklar olsun.

*****

TEK ÇARE SARIGÜL

Arabamla sağda solda gezerken bazı yerler de duvarlarda yazan bir yazı dikkatimi çok çekerdi. Bu yazı sade Elazığ da değil başka şehirlerde de karşıma çıkmıştı. Duvar da aynen şöyle yazidi. "Tek Çare Sarıgül". Sonra öğrendim ki bu slogan bir siyasetçi için yazilimiş. O slogan yıllar sonra Elazığspor Teknik direktör olarak Mustafa Sarıgül'ü takımın başına getirince tekrar aklıma geldi. Artık biz de futbol da, Tek Çare Sarıgül demeye başlayacağız herhal de. İnşallah hoca başarılı olur ve sonun da kurtar bizi baba diye bağırmayız. Korkam kurtar bizi baba diye bağırdığımızda da kalkıp takımın başına bu sefer de Güvenç KURTAR'I getireler.
Mustafa Sarıgül hocam, ben her hoca değiştiğin de yeni hocaya geçmiş de başımızdan geçen bir hoca olayını hatırlatıp, aman hocam o eski hoca bizi murat 124 'e rakipleri de Mersedese benzetip başarısızlıklarına kılıf bulmuşlardı, sen de böyle demiyesin diye hatırlatma yapim. Siz de sonun da böyle bir bahaneye sığınmayasız diyim. Çok yetenekli ve pahalı oyunculardan kurulu bir takım size teslim edildi. Bundan sonra görev siz de, elinizden gelenin en iyisini yapın ve bizi hemen bir üst lige çıkarın. Yolunuz açık olsun.

*****

YEMEKLİ DÜĞÜNLER

Bilisiz işte artık düğünler külfet olmuş. Kalkıp gidisiz düğüne ve illa ki bir takı takacaksız.
Takmazsaz hah'a karşı ayıp olur. Eskiden hayat bize ucuzdu ama artık değil.Gram altın çeyrek altın takanı ayakta alkışliler. Ben de uzun uğraşlar sonucun da bu takı işini nasıl lehime çeviririm konusuna çözüm buldum. Genelde yemekli düğünlere gidim ve altın yerine TL 'e takim. Takarken de zararımı çıkarmak için taktığım parayı kişi sayısına bölim .2000 TL takmışsam 500 TL 'e bölim ve dört kişi düğüne gidik. Yanıma çağa çoluk olmadığı için üç arkadaşımı daha takıp düğün salonunun yolunu tutim.
Herhal de düğün sahabı bu yanındaki'ler kim diye soracak değil ya. Valla sormaya başlarlarsa ben de düğünleri bırakıp daha çok taziyelere giderim. Zaten genel de taziyeler de yemekli oli ve oraya ne kadar çok adamla gidersen, daha çok makbule geçi.Hem orda takı olayı da yok rahmetliye takı takma şansımız yok ki. Ona verilecek en güzel hediye bir Fatiha okumak o da bedava zaten.