BİR GARİP BEDO

YILIN AVELİ

Eftud da İzzet Altınmeşe ağabeyimizin Elazığ'da ki vefa gecesi programının son provasını izlemeye gitmiştim. Salon da prova yapılırken birkaç arkadaş bir köşe de kaynatidik. Zaten erkekler bir araya geldiği zaman ya askerlik anılarını ya da geçmişte yaşadıkları ilginç olayları konuşurlar. Laf geldi gitti ve bir taziye olayına dayandı. Bu konudan geçmiş yazılarım da bahsetmiştim. Tanınan simalardan birileri yanlış bir taziye ye gitmişler, taziyeyi de erkek taziyesi olarak bilip büyük bir yanlışa düşmüşler. Halbuki taziye bir kadınınmış. Olayı hatırlamışsınızdır herhalde. İşte yazacağım konu da bu olayın devamı.
Taziye olayı efsane gibi dilden dile dolaşır ve bir mahallemizin dayılar gurubunun kulağına gider. Bu gurup araların da her sene yılın avelini seçilermiş. Olayı duyunca yanlış taziye ye giden gurupdan birini yılın aveli seçerler. Bu guruptan haberdar olan dönemin valisi de bu olayı duyar ve yılın avali seçilene ben plaket verecem der. Hatta belirlenen kişiyi makama çağırıp keyifli bir sohbet yaparlar. Sonra bir mucize olur ve yılın aveli avellik den kurtulur. Nasıl kurtulmuş onu da yazayım. Büyük yanlış, hata yapan yılın aveli seçilimiş ya. İşte tam o aralar Taziye olayından daha önemli bir olay olmuş. Bu olay da şu. Gene bu ekipden birini düğüne davet etmişler. Düğüne davet edilen kişi takısını cebine koyup hanımını da yanına alıp doğru düğün salonuna gitmiş. Adam meğerse yanlış düğün salonuna gitmiş. İçeri girmiş oturmuş, bakmış hiç tanış sima yok. Düğün sahapları da gelmiş hoş geldin demiş sarılmışlar, İzzet ikram derken adam mahçubiyetten bozuntuya vermeyip oturmuş ve kalkamamış. Takısı çeyrek altın da cebindeymiş. Takam mı takmayam mı diye hanımına sormuş. Hanımı da ayıp olur kalk tak çekek gidek demiş. Adam utanma pazarı kalkıp takıyı da takmış ve düğünden ayrılmışlar. İşte bu olay yılın avelini seçen dayılar gurubunun kulağına gider ve dayılar taziye olayından dolayı yılın avali seçtikleri kişiden vazgeçip düğünü karıştıran kişiyi yılın aveli seçerler . Avel olayı bu.
Gelelim bu olayın kritiğine. Eskiden bu tür mizahi olaylar ve Şakalar çok olurmuş ve herkes de samimiyet ve sevgiden dolayı itiraz etmeyip kaderine razı olurmuş. Buna benzer bir kaç olay da benim hafızam da kayıtlıdır. Mesela ölmediği halde arkadaşları bir adamın gidip Bülbül Ali ye selasını verdirmişler. Gene birileri kapalı çarşıya gidip arkadaşlarının fırına verdikleri güveçi yürütmüşler. Yeri gelmişken benim baba dostu Adil Öcalan ağabeyimden dinlediğim mizahi bir olaydan daha bahsedem. Bizim Adil abe'nin iki tane tam mizah makinası arkadaşı varmış. Biraz da alemi seven tiplermiş. Bir gün bu iki arkadaşı gölden gelirken, kafaları da iyiken trafik kazası yaparlar. Biri yaralı ve baygın gibiymiş, öbürü de hafif yaralıymış ve ikisini aynı ambulansa koyup getirirlerken yarı baygın olan sayıklamaya başlayıp Allah'm Allah'ım, affet, yardım et, kurtar beni diyimiş. Yanında ki arkadaşı da eğilmiş arkadaşının kulağına hay hay, hay hay demiş iyi mi. Dediğim gibi eskiler birbirlerine şakalar yaparmış ve çoğu kişide bundan rahatsız olup hır, mır çıkarmazmış. Hadi gelin günümüz de bu şakaları yapın da neler oli görek.

*****

KURU FASÜLYE NİN FAYDALARI

Etso başkan adayları adaylıklarını açıkladıktan sonra sahaya inip çalışmalara başladılar. Şehrin tanınmış simalarından biri adaylardan Nurullah Öner'i kuru fasülye yemeğe davet eder. Yemek, istişare, fotoğraf derken ziyaret tamamlanır. Birkaç gün aradan sonra diğer aday Ahmet Ballıca da başka tanınmış simalardan biri tarafından kuru fasülye yemeğe davet edilir. Yani şehir de kuru fasülye ve menemen günleri tüm hızıyla devam eder. Bu konuyu en başta Yazarımız Yücel Çakmak köşesine taşır. Ardından Tek Medya sahibi gazeteci Zülfü Bal konuya girer. Yücel Çakmak beni de bu olayın içine çekip benden halka tatlı koparma telaşına düşer ve yazısın da bana zarf atar. Yücel Çakmak halka tatlı dediğin nedir ki, ağzın gımıldasın yeter. Daha ucuz bişemi var. Bak şehrin ileri gelenleri, zenginleri bile işin ucuzuna kaçmışlar ve bir kuru fasülye ile yemek işini halletmişler. Yav adam bi palu tava yapar ya da bi tepsi fırına atar. Kuru fasulye de yeni adet mi. Bak siz Palu tava ikram etsediz Yücel Çakmak da benden baklava isterdi. Siz kuru fasülye yedirince o da fazla bişe istemeyip işi halka tatlıya bağlamış.

*****

TEBRİKLER EFTUD

Herhal de duymayan Elazığ' lı kalmamıştır . Türk Halk Müziğinin güçlü sesi ve kökleri Elazığ'a dayanan İzzet Altınmeşe ağabeyimize EFTUD bir vefa gecesi düzenledi. Gittim , izledim, İzzet abeyle bir gün önceden dernekte ki prova da bir araya geldim. Değerli okurlarım için vefa gecesiyle ilgili bir yazı da hazırladım. Nasip olursa bu yazım ve fotoğraflar Çaydaçıra Kültür ve Sanat dergimizin kasım sayısın da yer alacak. Yanlız burdan sıcağı sıcağına, hemen geceyi düzenleyen EFTUD'A ,değerli Dernek Başkanımız Ziyaddin Akgüneş'e, yönetim kuruluna, üyelere, geceyi renklerdiren ve İzzet Altınmeşe'ye eşlik eden sanatçılarımız, Dursun Şimşek, Zülfü Demirtaş, Adnan Çilesiz, Emrah Güllü, Ahmet Yüce ve Halk oyunları ekibiyle ,Orkestra şefi Orhan Çimtay ile Ekibine, Emeği geçen herkese, Salon da boş yer bırakmayıp, dolduran tüm seyircilerimize teşekkür ederiz. Vefa gecesi nasıl olurmuş ve kimlere yapılırmış tüm Türkiye görmüştür herhal de. İzzet ağabeyim hayatımıza renk kattın. Hele bir de proğram sonun da sizi ve ÜLKE'Mİ çok sevim diyişin vardı ya. Ne diyem ağabeyim, Helal olsun sana.