BİR GARİP BEDO

HASARLI BİNALAR

Son deprem bana neyi hatırlattı bili misiz?

Neyi olacak? 2020’de Elazığ’da olan depremden sonra klarnet sesiyle yıkılan ağır hasarlı binaları…

Bayramdan sonra ufaktan düğünler başlayacak. Bana kalırsa düğünlerde, davul klarneti bir süreliğine askıya almak lazım.

4000 civarında orta ve ağır hasarlı binalardan söz edili ya, ne olmaz ne olmaz? Düğün evi taziye evine dönmesin. Ya da salonlar iyice bir gözden geçirilsin. Bu arada bazı caddelerde de korna çalma yasaklansın. Korna sesiyle de bina yıkılmıştı. Hatirlisiz değil mi?

Sanatçımız Tekin Bulut da hasarlı binaların yanındaki enkazlar da klip çekmesin, gür sesiyle tehlike arz edebilir. Sessizce türkü söyler gibi playbek yapsin.

***  

CANLI

Son seçimlerden aşağı yukarı 5 sene, gün olarak da 1800 gün civarında zaman geçmiş. Merak ettiğim bir şey vardı?

Dedim ki acaba vekillerimizi canlı olarak kaç kere görmüşümdür?

Oturup saydım. Ayrı ayrı belirtmeyecem. Sonra taraf tutisin dersiniz onun için toplamını söyleyecem. Çarşıda pazarda cadde de sokak da veya herhangi bir yerde tamtamına 10 kere görmüşüm. Toplamı 5 e bölsen vekil başına 2 kere görmüşüm. Daha görür müyüm belki veda turlarına çıktıklarında da göre bilme ihtimalim var. Başka görebilir miyim? Eğer bir daha aday olup seçilirlerse ileriki yıllarda ikişer kere daha görebilirim herhalde. O zaman sayın vekillerim görüşmek dileğiyle hoşçakalın.

İçinizden tekrar vekil olan olursa lütfen daha sık görüşelim.

*** 

ÇITIR

Mahalli mizah dergimiz Dındik’de yazdığım ilk aylardı. Ağustos 2020’deki sayıda derginin kapağı çok ilgimi çekmişti. Konu çıtır çıtır villalardı. Hatta kapaktaki karikatür yüzünden ilgili kişi birazda sitem etmişti. O zaman yeni olduğum için bu bilgilere Fransız’dım. Sonradan öğrenmiştim. Neyse o çıtır çıtır villalar bugün artık müstakil konutlara çevrilmiş. İyi de olmuş.

Derginin bütün sayılarını cilt haline getirdiğim için akşam oturup tekrar o karikatüre baktım. Bugün yapılsaydı tepsideki çıtır çıtır villalar çıtır çıtır müstakil evler diye çizilirdi. Ve o gün sitem edenler bugün ne derdi onu da bilemem artık?

***   

KULİSLER

Seçimler yaklaşınca kulisler artmaya başladı. Peki, bu arada ben ne yapim? Ne yapam akşamları birkaç gazeteci arkadaşımı yanıma alıp emektar arabama binerek. Kulis yapılan yerleri arim bulim ve gidip bazen uzaktan izleyerek bazen de katılarak, kulis bilgilerini toparlim. Bukalemun gibi ortamın hakimlerine göre renk değiştirerek, bayağı bir kulis bilgisi toparlim. O kadar renk değişim ki kimse benim yanımda konuşmaktan çekinmi. Herkes kendinden zanedi.

Bu arada kulis yapılan yerleri de tespit edim. Birkaç tanesini yazam. Biri Güneykent Mahallesi’nde bir kafe… Orda odun sobasının etrafında hem ısınik hem de kaynatik. Diğeri de Fethi Sekin Mesire Yeri’ndeki bir kafe… Orda da hem çekirdek çıtlik hem de kaynatik. Akşamları durmadan çalişim yeni kulis yerleri tespit edince onları da buradan yazarım. Daha sizde gider, Elazığ siyasetini takip edersiniz. ‘Kulis yerlerini nasıl buldunuz?’ diye soran olursa adımı vermeyin sonra beni kimse yanına oturtmaz aramızda kalsın.

***  

SEVİK DE GARDAŞ

Bir vekilimiz dedi ki: “Elazığ tuttuğunu bırakmaz sahiplenir.”

Bu sözü biraz kafamda yorumladım.

Gerçekten Elazığlı siyasette sporda sanatta… Her türlü alanda birini tuttusa, sevdiyse bir takılır peşine inanıp yıllarca gider. Ama birde tuttuğunda bir yanlış gördüyse bir gecede siler çıkar.

Tutup da yıllarca peşinden gittiklerimizi ya da kızıp peşinden gitmekten vazgeçtiklerimizi tek tek yazmaya gerek var mı?

Herkes şöyle kısa bir beyin cimnastiği yapsa kimler olduğu hemen aklına gelir.

Ben sadece yıllarca peşinden gittiklerimize birkaç örnek vereyim.

Cumhurbaşkanımız, Mehmet Abi (Ağar), Şıhımız, Hamza Yanılmaz, Türkü Baba, Polat Alemdar, Baki Aydın, Hayrettin Karamazı… Bunlar yakın tarihimizden birkaç örnek.

HAFTANIN FOTOĞRAFI: