Küresel Sumud Filosu'nda yer alan, Gazze'ye insani yardım götürmek isterken İsrail güçlerince alıkonulan Elazığlı aktivist Sinan Akılotu, "Biz orada İsrail ordusunda görev yapan, memur olarak çalışan Türk pasaportu taşıyan Yahudi çifte vatandaşlarla karşılaştık" dedi.
İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukayı kırmak ve insani yardım ulaştırmak amacıyla yola çıkan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan Elazığlı aktivist Sinan Akılotu, yaşadıklarını geldiği memleketinde anlattı. Elazığ Havalimanı'nda karşılanan Sinan Akılotu, "Biz Gazze'ye ulaşamadık. Ambargo kırılmadı, gerçek bu. Bu teveccüh bize değil, Gazze'ye olan sevdanın, sorumluluğumuzun bir yansıması" dedi. Öte yandan, Akılotu, alıkonulma sürecinde karşılaştıkları kişilerin arasında Türkiye pasaportu taşıyan Yahudi çifte vatandaşların da bulunduğunu açıkladı.
"Bu süreci Gazze'nin veya Filistin'in yıllardır yaptığı şeylerin önüne geçirip bir şeymiş gibi konuşmamız hadsizlik değil midir"
Gazze'de ablukanın devam ettiğini ifade eden Akılotu, " Cenab-ı Hak burada toplandığımız gibi özgür Mescid-i Aksa'da, özgür Gazze'de, toplanmayı, saf tutmayı, cümlemize nasip eylesin. Allah şahittir, böyle tevazu ile falan değil, bütün açıklıkla şunu ifade etmek istiyorum. Bu, dün İstanbul'daki hadise de bugün buradaki hadise de çok abartılı bir hadise, onu söyleyeyim. Sebebi şu, biz buruk geldik. Yani biz Gazze'ye ulaşamadık. Ambargo da kırılmadı. Gerçek bu yani. Bu, sizlerin bu teveccühü, medyanın bu teveccühü, bu bize olan değil, Gazze'ye olan sevdanın. Gazze'ye birikmiş olan yükümlülüklerimizin, yapamamamızın getirdiği bir yükümlülük sevdası, Gazze sevdası, sorumluluklarımız, ben bunun farkındayım. Allah sizden razı olsun. Cenab-ı Hak böyle burada attığımız adımların, yaptığımız duaların, inşallah katında kabul buyurup, bir gün buradaki heyecanın, Gazze'deki ablukanın kırıldığı günlerde, Gazze'nin imarı için olmasını Cenab-ı Hak'tan niyaz ediyorum" diye konuştu.
Alıkonulma sürecinde 49 farklı ülkeden 497 aktivistin bulunduğunu belirten Akılotu, "21 günlük yolculuğun tamamı işkence olsa, sadece size şunu soruyorum. İki yıldır bombalar altında inim inim inleyen, kolonlar altında kalan yavrusunu kurtarmak için kazma kürekle günlerce mücadele eden, Filistin'in çektiği acının binde biri eder mi? Ben size soruyorum. 4,5-5 gün süren alçak İsrail'in kaçırılması neticesinde bir hapishane süreci var. Bununla ilgili de çok teferruat var. Sadece bir tanesini ifade etmek için söylüyorum. Yemekleri böyle çok özür dileyerek, buradaki ortamdan da özür dileyerek ifade edeyim. Yani kimse yemek yemedi zaten. Herkes açlık grevinde, onların bir lokmasını yemedi. Ama böyle yemekleri ite, yalatır gibi atıp, yani böyle anlatılmayacak derecede teferruata girmeye gerek yok şeyleri vardı. Bize 49 farklı ülkeden 497 içerisinde milletvekilleri olan, yani bizim koğuşta İspanya milletvekili, İskoç dünya çapında çok büyük bir komedyen vardı. İlginç olduğu için, burada bir anekdot olduğu için ifade edeyim. Kendisi Yahudi olup 2 milyon takipçisi olan Amerikalı bir Tony isimli bir genç vardı. Ondan aldığım bilgiyi aktarıyorum. Dedi ki, hocam yani böyle Yahudilerin maalesef yüzde 90'ı siyonisttir. Ama geriye kalan yüzde 10'un Yahudi toplumunun önemli bir kısmı da siyonizme karşı mücadele veriyor. Bunu da bizim de unutmayın dedi. Yani hapishane sürecinde bizi bunu yapan, 100 yıldır ümmetin bizlerin sahipsiz bıraktığı Filistinli mahkumlara neler yapıyordur? Bizim şimdi kalkıp bu süreci Gazze'nin veya Filistin'in yıllardır yaptığı şeylerin önüne geçirip böyle bir şeymiş gibi konuşmamız hadsizlik değil midir sizce. Gazze'ye karşı yapmamız gerekip de atmadığımız fiili adımların mahcubiyetinin bir tezahürü. Unutulmaması gereken bir süreç şu, şu anda Gazze'de ambargo kırılmadı, devam ediyor. Zulüm devam ediyor ve şu anda konuştuğumuz anda bile bomba yağmaya devam ediyor. Bizim yapmamız gereken çok şey var. Bakın bizim içerisinde tutulduğumuz hapishane Gazze'ye 10 kilometre uzaklıktaydı. Biz oradan bomba yağdıran uçakların sesini duyuyorduk" şeklinde konuştu
"Türk pasaportu taşıyan siyonistler askerlik yapıyor, memurluk yapıyor"
Alıkonuldukları süreçte dikkat çeken bir duruma da vurgu yapan Akılotu, "Türk olan değil, bak bu yanlış anlaşılmış. Avrupa'da da farklı lanse edilmiş. Türk olan değil, Yahudi olup çifte vatandaş olan. Yıllardan beri bunun, hele ki son süreçte de hep bunu dile getirdik. vurguladığım gibi yüzyıllarca Yahudiler bizim emanımız altında serbestçe yaşadılar. Osmanlı dahil tüm İslam coğrafyalarında biz, onları İspanya'nın zulmünden onları kurtarmış da 1500'lü yıllarda getirmiş, burada bakmış insanlarız. Dolayısıyla Yahudileri kastederek söylemiyorum. Ama Siyonizm adına şu anda İsrail'de memurluk yapan, askerlik yapan, benim de burada teferruatını anlatmadığım, kısıtlı zamandan dolayı anlatamayacağım, bir tane var. Ben bunu yetkilileri teferruatıyla ifade ettim. Orada bizim ülkemizin pasaportunu taşıyan Yahudi olan çifte vatandaş olup da orada askerlik yapan, memurluk yapan insanlarla karşılaştık. Ben bunun altını size söyleyerek söylüyorum, Türk değil bunlar. Yahudi, çifte vatandaşlıkla bizim pasaportumuzu taşıyor. Her gelen aktivist buna vurgu yaptı. Yani karşılaştık. İnşallah bundan sonraki süreçte siyonistlerin vatandaşlıktan çıkartılıp ve bunlarla ilgili hukuki sürecin başlaması konusunda bundan sonraki süreçlerde ilgilerimiz daha somut adım atarlar" ifadelerini kullandı.
KAYNAK: İHA