Elazığ Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nce düzenlenen toplantıda, koruyucu aile sisteminin teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması yönünde çağrılar yapıldı. Ancak bu çağrılar toplumun vicdanında derin soruları da beraberinde getirdi.

HÜDA PAR Elazığ İl Başkanlığı, konuya ilişkin yaptığı net ve ilkeli açıklamayla dikkat çekti. İl Başkanı Metin Suiçer, koruyucu aile sisteminin başarı olarak lanse edilmesini sert bir dille eleştirerek, “Bu sistem, devletin aileyi koruyamadığının acı bir itirafıdır” dedi.

“Devlet, asli vazifesini gönüllülere devredemez”

Suiçer, çocukların başka ailelere zimmetlenmesini ne insani ne de toplumsal açıdan kabul edilebilir bulmadıklarını vurguladı. “Devletin görevi; çocukları sahipsiz bırakmak değil, öz ailesinin yanında, güvenli bir ortamda büyümelerini sağlamaktır. Bu sorumluluk gönüllülere devredilemez” diyerek, meselenin özünü net bir şekilde ortaya koydu.

Açıklamada, 2025 yılı boyunca Elazığ’da tek bir koruyucu aile başvurusu dahi yapılmadığına dikkat çekilerek, toplumun bu sisteme sıcak bakmadığına işaret edildi.

“Batı’dan ithal edilmiş, topluma yabancı bir model”

Koruyucu aile sisteminin Batı menşeili bir uygulama olduğunu belirten HÜDA PAR, bu yapının bizim inanç ve kültür dünyamızla bağdaşmadığını açıkça ifade etti. “Yabancı modellerle değil, kendi değerlerimizle çocuklarımızı büyütmeliyiz” diyen Suiçer, Batı’dan alınan ‘soğuk ve ruhsuz’ çözümlerle milletin evlatlarının kaderinin belirlenemeyeceğini söyledi.

“Yerli ve inanç temelli sosyal model inşa edilmeli”

HÜDA PAR’a göre, çözüm çocukları başka ailelere vermekte değil, aile kurumunu güçlendirmekte yatıyor. Açıklamada, akrabalık bağları, mahalle dayanışması ve geniş aile kültürünün sistematik olarak yok sayıldığı vurgulanarak, “Toplumun kendi damarlarından beslenen, inanç temelli bir sosyal model kaçınılmazdır” denildi.

HÜDA PAR’ın bu duruşu, yalnızca bir eleştiri değil, aynı zamanda bu topraklara ait çözüm yollarını yeniden hatırlatma çabasıdır. Devletin asli görevini üstlenmesi, aileyi güçlendirmesi ve çocukları kendi yuvasında büyütmesi, sosyal adaletin en temel gereğidir.