KAYBOLAN BAHARLAR

Baharlar en sevdiğim mevsimlerdir. Ne sıcaktır ne soğuk…

İlkbaharda tabiat uyanmaya başladığı zaman tüm umutlar yeşermektedir…

Kasvetli geçen kıştan sonra insanın, tabiatın uyanışına bir kez daha şahitlik etmesi muhteşemdir. Kuru dala can veren Rabbim, yüceliğini bir kez daha gerçekleştiriyor. Yaratma ve var etme sürecinin başlamasına muhteşem bir örnek…

Sonbaharlar ise ayrı bir güzelliği bünyesinde taşımaktadır. Bereketli geçen bir yaz ardından, dinlenmeye çekilen, uykuya hazırlanan tabiatın görünümü muhteşemdir. Dökülen yapraklar bize ayrı bir hüzün verir. Günahlarımızdan da böyle kurtulacağımızı hayal eder, kendimizi avuturuz. Her güzel şeyin bir sonu olduğunu hatırlar, bu hissiyatla farklı ruh hallerine bürünürüz…

Ülkede de artık sonbaharın son demlerini yaşıyor gibiyiz. Hem gerçek anlamda hem de mecazi olarak ekonomik sıkıntıların had safhaya vardığı; Sert ve acımasız geçecek kış sinyallerini veriyor. Günden güne pahalanan hayat bizleri zor günlerin beklediğini bağırmıyor, adeta haykırıyor.

Bizler bu sert kışa acaba ne kadar hazırlanabildik?  Eskiden büyüklerimiz yaz başında, kış için yakacak odun ve kömürünü alıp depoya attı mı bir rahatlar, en azından yakacak yönünden işi garantiye alırlardı. Yaz içerisinde yakacağımız olan Doğalgaza gelen dev zamlar kendini pek hissettirmedi…                                                                                                    Asıl darbeyi, o zamlı tarife yansıtılmış doğalgazı yaktıktan sonra gelen faturayı gördüğümüzde yaşayacağımızdan emin olabilirsiniz…

Farklı alternatifleri düşünen insanların sayısı hiç de az değil, ama emin olabilirsiniz, millet tezek yaksa ona bile zam gelir.

Doğalgazı ithal ediyoruz, Bunun karşılığında döviz ödediğimiz ülke ya da ülkelere biz neler satabiliyoruz? Bu son derece önemlidir. Kendi enerjimizi kendimiz üretemediğimiz zaman bu döngüden kurtulamayız. Bunun alternatifi doğal kaynaklar (Termal), Rüzgâr Enerjisi, Güneş Enerjisi olarak sayılabilir. Termal kaynaklar konutların ısıtılmasında kullanılabilir. İstanbul’da Bahçeşehir bölgesinde, özellikle Esenkent Mahallesi’nde konutlar termal su ile ısıtılmakta ve son derece verimli ve güzel bir şekilde on yıllardır uygulanmaktadır. Elektrik enerjisi ihtiyacımız ise Rüzgâr Enerjisi ve Güneş Enerjisi alternatifleri değerlendirilmelidir.

Hükümetimizin, milletimizin yaklaşan kışı daha rahat geçirmesini sağlamak için mutlaka yerinde ve acil olarak önlem alması gerekmektedir. Yoksa bu kış özellikle dar gelirli vatandaşlarımız için çok zor geçecektir.

Bahar gibi güzel günler görmek istiyoruz güzel Türkiye’mizde.  Üretimin arttığı, tezgahların çalıştığı, esnafın yüzünün güldüğü, işçinin memurun bola döke alışveriş yaptığı mutlu bir bahar havası solumak istiyoruz. Sonbahar olacaksa bereketi ile gelsin istiyoruz. Kışlık erzakların tam olduğu, yakacak derdi olmadan, hiç kimsenin üşüme korkusu yaşamadığı bir sonbahar istiyoruz. Biz birliğimizi ve beraberliğimizi koruduğumuz müddetçe eminim Rabbim de nice güzel baharları bizlere bahşedecektir.