Öncelikle bu yazıyı bana yazma ve düşüncelerimi ifade etme fırsatı verdikleri için TURAN Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni sevgili hocam Vehbi Coşkun'a ve gazetenin imtiyaz sahibi çok değerli dostum, arkadaşım, abim Murat Turan'a ve ekibine teşekkür ediyorum.

Birkaç gündür yazacağım konu hakkında uzun uzun kendimle istişare ettim. Gerek Elazığ, gerekse ülkemizin içinde bulunduğu birçok sorunu ya da yapılan iyi işleri düşündüm. Aslında hukuk hakkında birçok konuyu kendi uzmanlık alanım olması nedeni ile yazabilirdim ya da Elazığ'ın başkaca yönlerini de yazabilirdim. Ancak, Elazığ'ın yıllardır süre gelen ve Elazığ'ın gelişiminin önünde bana göre en büyük engeli oluşturan çimento fabrikası hakkında yazmaya karar verdim. Tıpkı Medya Analiz Programı’nın konuyu ele alış tarzı ile hareket ederek, sorunu çözüm yöntemleriyle yazmaya çalışacağım.

ŞERİFOĞULLARI MAKAMINI BAŞKAN TUTAR'A DEVRETTİ! ŞERİFOĞULLARI MAKAMINI BAŞKAN TUTAR'A DEVRETTİ!

Çevresindeki yapılaşma ile şehrin merkezinde kalan çimento fabrikası, yaklaşık 60 yıldır saçtığı zehirli tozlar ile doğayı, yerleşim alanlarını, insan sağlığını son derece olumsuz etkilemektedir. Ticari faaliyet amacı güdülerek işletilen bu fabrikanın meydana getirdiği zararın önüne geçilmediği müddetçe, giderek artacak çevresel ve insan sağlığı problemlerinin önü alınamayacaktır. Çimento fabrikası emisyonu hava kirliliğine, başta solunum sistemi hastalıkları olmak üzere kanser, kalp hastalığı, ağır metal zehirlenmeleri, alerji ve enfeksiyon hastalıklarına neden olduğu gibi çimento üretim süreçlerinde bacalarından salınan ve havayı kirleten küçük partiküller hastalık ve ölümlere neden olmaktadır. Bu aynı zamanda bitkilerde klorofil ve fotosentez aktivitesini olumsuz etkilemektedir. Bacalarından çıkan çimento tozu ve karbondioksit insan sağlığı ve çevre açısından yok edici sonuçlar doğurmaktadır. 

Çimento fabrikasının kurulu bulunduğu çevre mahalleler olan Kesrik, Aksaray, Sanayi, Salıbaba, Rüstempaşa mahallelerinin fabrika kurulmadan önceki ve bugünkü durumu ortadadır. Fabrikanın, bu mahalleleri geliştirmek bir yana, gerilettiği Elazığ'da yaşayan herkesin malumudur. 1977 Yılı’nda Aksaray'da bulunan evimizden hergün Kesrik'te bulunan Ziya Gökalp İlkokulu’na gidip gelirdim. O zaman bu mahallelerin çimento fabrikasından dolayı nasıl zarar gördüğünü görmüştüm. Bugün itibarı ile yapılan açıklamalarda fabrikanın gelişen teknoloji ile çevreye, insan sağlığına, toprağa ve tarıma zarar vermediği ifade edilmektedir. Kurumlar da bunu kabullenmiş gibi hiçbir işlem yapmadan fabrikanın faaliyetlerine müdahale etmemektedir. 

Bu konuda denetim yetkisi olan kurumlar, görevlerini yerine getirdikleri takdirde fabrikanın kapatılması çokta zor bir ihtimal değildir. Çimento fabrikalarının kurulması, işletilmesi noktasında ilgili mevzuat, gayrısıhhi müesseseler hakkında kanun ve bu kanuna bağlı olarak çıkarılan yönetmeliklerde açıkça belirtilmiş olup, izlenilmesi gereken yol haritası da bu düzenlemelerde bulunmaktadır. 

Şehrin ortasında olan çimento fabrikasının insan sağlığı açısından oluşturduğu zararları, il sağlık müdürlüğü, çevre açısından oluşturduğu zararları çevre ve şehircilik müdürlüğü, tarım ve hayvancılık açısından oluşturduğu zararları il tarım müdürlüğü denetlemek sureti ile bunu, sonuçları üzerinden değerlendirebilir. Bu devlet kurumlarının yanında Fırat Üniversitesi, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere diğer kurumlar da yetkileri ve Elazığ açısından görevlerini yerine getirmek sureti ile bağımsız bir şekilde durumu raporlayabilirler. Gerek devletin resmî kurumları, gerekse Üniversite ve Sivil Toplum Kuruluşları, çimento fabrikasının insan ve çevre bakımından sebep olduğu sonuçları Elazığ'ın ve o bölgenin gelişimi noktasında ortaya koyduğu engelleri bilgi belge ve delilleri ile tespit etmek sureti ile ortaya koyabilirler.

İl Sağlık Müdürlüğü tarafından, çimento fabrikasının faaliyetine devam etmesi halinde bunun insan sağlığı açısından oluşturacağı tehlikeler ve bölgede yaşayan insanların bundan kaynaklı hastalıkları noktasında araştırma yapılması, Tarım İl Müdürlüğü’nün bu bölgede fabrikanın tarım ve hayvancılığa verdiği zararı tespiti, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün çıkan gazların çevreye, insan sağlığına vermiş olduğu zararları tespit etmesi halinde, çıkacak sonuçlar fabrikanın kapatılmasını zorunlu hale getirecektir. Sonuç olarak çimento fabrikasının Elazığ'a katmış olduğu değer ile vermiş olduğu zarar kıyaslanabilecek bir durum değildir.
Yukarıda ifade ettiğim üzere ilgili kurumların üzerine düşen görevi yapmaları, şehrin vali, belediye başkanı ve milletvekilleri ile Sivil Toplum Kuruluşlarının vereceği destek ile öncü olmaları halinde, fabrikanın kapatılmasının pek de zor bir ihtimal olmadığı açıktır.

Dünyanın hiçbir yerinde ya da Türkiye'nin hiçbir şehrinde, şehrin tam ortasında bir çimento fabrikası yoktur. Ya Elazığ başka yere taşınacak, ya da fabrika kapanacaktır. Bir tarafta sermaye ve çimento fabrikası sahiplerinin sağlamış olduğu kâr, diğer tarafta ise Elazığ ve Elazığ halkının bundan kaynaklı yaşadığı tüm sorunlar...
Yazımı, bir Kızılderili Atasözü ile tamamlamak istiyorum; "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacaktır!"

Editör: Haber Merkezi