MİLLÎ SAVUNMA BAKANLIĞI’NDAN MİLLÎ GÜVENLİK BAKANLIĞI’NA GEÇİŞİN ZAMANI GELDİ “SAVUNMAK YETMEZ, GÜVENDE TUTMAK GEREK!”

Bir Devrin Kelimesi, Yeni Bir Yüzyılın Ruhuna Dar Geliyor

Bir kelime bazen bir devrin ruhunu anlatır. “Savunma” kelimesi, saldırıya uğramış bir milletin refleksini, hayatta kalma içgüdüsünü yansıtır. Ama Türk milleti tarih boyunca hiçbir zaman sadece savunma yapan bir millet olmamıştır. Biz, yurdunu korurken bile ön alan, denge kuran, caydırıcı bir millettik. Bugün de aynı anlayışla hareket eden bir Türkiye var. Ancak artık çağ, refleksin değil vizyonun çağıdır. Bu nedenle “Millî Savunma Bakanlığı” ifadesi, bugünün Türkiye’sini anlatmaya yetmiyor. Yeni yüzyılın adı “Millî Güvenlik Bakanlığı” olmalıdır.

Savunma Edilgendir, Güvenlik Etkendir

“Savunma” dediğimizde, düşman kapımıza dayanmış demektir. “Güvenlik” dediğimizde ise o düşmanı zaten kapıya yaklaştırmayan bir akıldan bahsederiz. Savunma, yangın çıktıktan sonra kovayı eline alır. Güvenlik, yangın çıkmasın diye sistemi kurar. Bugün savaşlar cephe hattında değil; veri ağlarında, enerji koridorlarında, toplumların zihinlerinde yaşanıyor. Artık sadece askeri kuvvet değil, bilgi, istikrar, teknoloji ve direnç belirliyor dengeleri. İşte bu çağda, bir devletin gücünü anlatan kavram artık “savunma” değil, “güvenliktir.”

Caydırıcılık Barışın En Büyük Silahıdır

Türk devleti tarih boyunca saldırgan olmadı ama daima caydırıcı oldu. Dünyaya huzur getiren ordular kurdu, barışı kılıçla değil adaletle tesis etti. Bugün de aynı noktadayız: Caydırıcılığımız sadece silahlarımızda değil, stratejik aklımızdadır. İşte o aklın yeni adı Millî Güvenlik Bakanlığı olmalıdır. Çünkü artık korumamız gereken sadece toprak değil; ekonomimiz, enerjimiz, bilgi güvenliğimiz ve toplumsal direncimizdir. Milli güç unsurlarını kapsamaktadır en nihayetinde.

Dünya Değişti, Türkiye Hazır

ABD, 1947’de “War Department” adını “Defense Department” yaparak savaş dilini terk etti. Bugün Türkiye, bu çizgiyi daha ileriye taşıyabilir: Savunmadan güvenliğe, edilgenden etken olana geçişin zamanı geldi.

NATO’nun 2022 Stratejik Konsepti üç temel eksene dayanıyor:

1.Caydırıcılık ve savunma,

2.Kriz önleme ve yönetimi,

3.Güvenliğe dayalı iş birliği.

Dünya artık “savaş” değil, bütüncül güvenlik konuşuyor. Türkiye bu çağın öncüsü olmalı. “Millî Güvenlik Bakanlığı” adı, bu vizyonu temsil edecektir.

Kurumsal Gerçeklik Zaten “Güvenlik” Ekseninde

Bugün Millî Savunma Bakanlığı zaten güvenlik merkezli görevler yürütüyor:

•Siber savunma,

•Uzay varlıklarının korunması,

•Terörle mücadele,

•Savunma sanayii politikaları,

•Stratejik iletişim.

Bu tablo, sadece bir “savunma bakanlığı” değil, kapsamlı bir “güvenlik bakanlığı” manzarası çiziyor. Dolayısıyla bu değişim sadece bir isim değişikliği değil; bir çağın yönünün değişmesidir.

“Millî Güvenlik” Bir Slogan Değil, Bir Devlet Vizyonudur

Bu ad, Türkiye’yi sadece kendini koruyan değil, bölgesine güvenlik ihraç eden bir ülke haline getirir. Vatandaşına sadece “kurtarılmayı” değil, güvende yaşamayı vaat eder. Devlet aklını sadece kriz anlarında değil, her an diri tutar. Kısacası, “Millî Güvenlik Bakanlığı” bir isim değil; Türkiye’nin yeni stratejik ruhudur.

Son Söz

Bu millet yüzyıllardır “yaşamak” fiilini “direnmekle” eş anlamlı kullandı. Artık direnmek değil, denge kurmak, caydırmak, korumak zamanı. Millî Savunma Bakanlığı ismi, Cumhuriyet’in ilk yüzyılının ruhuna aitti. Ama ikinci yüzyılın adı “Millî Güvenlik Bakanlığı” olmalı. Çünkü Türkiye artık sadece savunulacak bir ülke değil; güvende tutulacak bir medeniyetin adıdır.