Kıymetli okurlar, dalkavukluğun kökeni insanlık tarihi kadar eskiye dayanır. Her ne kadar eski Türkçe ’de ‘’Yul" dere, çeşme, pınar" sözcüğüne +ak sonekinin getirilmesiyle türetilmiş olsa da günümüzde kırsal kesimde hayvanların su içme ihtiyacını karşılamak için yapılan dikdörtgen formundaki küçük havuz anlamına denk gelen ‘’Yalak’’ sözcüğünden türetilip, soyut bir kavramı işaret ettiği hepinizin malumudur. Yalakalığın günümüzdeki yaygın türleri ise şunlardır: Müzmin, müptezel, siyasi, sözde solcu, sözde sağcı gibi sayısız türev ifade edilebilir. Peki, bu aktivite türleri bizim örf, adet ve geleneklere aykırı mıdır? Hiç şüphesiz kültürümüzde yeri yok! Ancak değişen dünya düzeni, teknolojinin getirdiği yenilikler, meydana gelen yozlaşmalar nedeniyle Anadolu’nun birçok yerinde yavaş yavaş Türk geleneğinden ve kültüründen kopmalar başladı. Çağdaşlık maskesi adı altında insanlar birbirlerine yabancı oldu, komşu, komşuyu tanımaz, selam vermez, herkes kendi dünyasının ferdi olmuştur. Eskiden “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” denirdi şimdi kırk dakika bile hatırı kalmadı. Vefadan ise haber yok. Doğal olarak böyle bir ortamda yalakalığın uygun koşullar bulup, kök salması kaçınılmazdır. Böylesi bir yaşantı ise arkadaşlık, samimiyet ve dürüstlüğü bitirmekle kalmayıp, gibi her şeyi menfaate dayalı bir hale getirir. Boşuna insanoğlu için ‘’Çiğ süt emmiş’’ dememişler. Etrafınıza baktığınızda herkesin işi düştüğünde selam verdiği ama işi bittiği zaman artık eskisi gibi güçlü değil deyip, selamı sabahı kestiği birçok sözde insan tipi görürsünüz. Ancak aileden biri tekrar bir makama geldiğinde ivedi şekilde tekrar bağlantı kurmanın yollarını arayıp, menfaatine uygun gelişmelerin yaşanması adına adım atılır. Bu sebeple özellikle son 25 yıllık süreçte şehrimizde menfaate dayalı aktivitelerden geri durmayan bir güruh oluşmuştur. Bu türden insanlar da; şeref, haysiyet ve onur gibi ulvi kavramlara rastlayabilmek oldukça güçtür. Bu sebeple yalakalar davranışlarıyla sadece kendine de zarar vermeyip, güzel ve samimi dostlukları da yaralayabilmektedirler.
Değerli okurlar kafanızda neler anlatmak istediğim artık şekillenmiştir diye düşünüyorum. Bu nedenle betimleme işini sizlere bırakarak, sağlıklı ve huzur dolu günler diliyorum.