POLİTİKA

ORKUN: HESAP SORULACAK ELBET!

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı ORKUN, ‘’AKP iktidarına verdikleri desteğin devamı halinde ülkenin uçuruma sürükleneceğinin farkında olmalarını ve yeter artık demeleri için 31 Mart seçimleri bir fırsat. Yapılan tüm ihanet ve kötülüklerin hesabını bu aziz millete vermek için mutlaka yargılanacaklar. Hesap sorulacak elbet’’ dedi...

Doğru Parti Genel Başkan Yardımcısı Madenli hemşehrimiz Cezmi ORKUN, ‘’İktidarın beceriksizliği, iş bilmezliği, doymak bilmez rant sevdası, liyakat yerine sadakati esas alması, kendisi gibi düşünmeyenlerin hain ilan edilmesi, akıl ve bilimden uzak uygulamalar sonucu ülke ekonomisini çökertmeleri yanında vatandaşları hatta gelecek nesilleri gırtlaklarına kadar borçlandıran bu iktidar değil mi?’’ dedi. 

‘’Yapılan tüm ihanet ve kötülüklerin hesabını bu aziz millete vermek için mutlaka yargılanacaklar. Hesap sorulacak elbet’’ diyen ORKUN, yaptığı açıklamada şunları söyledi: ‘’Yetki verirken eni konu irdeleme ve ona göre karar vermenin ne kadar önemli olduğunu 2002 yılı itibarıyla AKP iktidarlarının uygulamalarında gördük. 2017 referandumu ile kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yürütme yetkisi ve görevini üstlenen Erdoğan yönetimi ülkeyi uçuracağı hayaliyle, 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi "Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" diyerek halkımızdan istediği yetkiyi aldı. Bu sistemin kendisine verdiği yetkinin üzerinden tam 6 yıl geçti. Sadece bu son 6 yılda aldığı yetkinin, bazı kalemlere yansıyan yani görünen etkisine birlikte bakalım;

İşte bu tablo verilen yetkinin insanlarımız üzerindeki etkisinin ne kadar yakıcı olduğunu gösteriyor. Yani, verdiniz yetkiyi, gördünüz etkiyi! Ayrıca 13 milyon mültecinin, ABD için hizmet eden yaklaşık 200 bin Afgan askerinin hem ülke ve insanımız güvenliği sorunu ile demografik yapının değişmesi yanında, şehit kanlarıyla sulanmış yaklaşık 28.3 milyon metrekare toprağımızın para karşılığı yabancıların eline geçmesi de hem sosyal doku hem de tarımsal faaliyetler üzerindeki olumsuz etkisi kör düğüm halini alan sorunlar yumağı arasındaki yerini almıştır. Özelleştirme adı altında üretim tesislerinin yok pahasına satılması sonucu istihdamın azalması ve işsizlik oranının artması, elektrik, doğalgaz ve LPG fiyatlarının oldukça yükselmesi, devletin denetim ve kontrol eksikliği nedeniyle madencilik faaliyetlerinin çevre ve insan sağlığını tehlikeye atması, enflasyonun yükselmesi ile alım gücünün azalması ve paylaşımın adil olmaması toplumun çok büyük bir kesiminde onarılmaz tahribata sebep olması gibi olumsuz etkilerin bedelleri yanında lüks ve şatafat içerisinde yaşamlarını sürdürmeye devam eden saray ve eşrafının da tüm harcama faturalarının yine halka kesilmesi halkımızın dayanma gücünü ortadan kaldırmış durumdadır. Açlığa mahkum edilen vatandaşların günümüzde gece 01 itibarıyla gıda kuyruğuna girmeleri ve kalırsa ilgili gıdaya sahip oldukları bu manzarayı ülkeyi uçuracağını söyleyen Erdoğan’ın görmemezlikten gelmesi yanında, yaptığı açıklamada emeklilere seyyanen zam yok diyebiliyor. Gerekçesi bütçede 1 milyar dolar kaynak yok diyor. Oysa YİD uygulaması ile yandaş şirketlere ödenen milyar dolarlar, saraya harcanan milyarlar, kamu kaynaklarının israfı için var olan kaynak emekliler için yok. Ne kadar manidar değil mi? hatırlatırım, sadece KKM için ödenen para bir milyar dolar sayın Erdoğan. Siz bu milleti aptal mı zannediyorsunuz. Ayrıca varlıklarını borçlu oldukları Cumhuriyet ve kurucusu ulu önder Atatürk düşmanlığı da cabası. Neresinden tutsanız eliniz kirleniyor. Sonuç olarak; ”siz bu kardeşinize oy verin” her şeyin düzeleceğini göreceksiniz sözüne kananlar oylarını Erdoğan’a vermekle sadece kardeşin pozisyonunu iyileştirmekten başka olumlu bir şey göremedi. Toplum ve ülke açısından her şey daha kötüye gitti, enflasyon patladı, pahalılık dayanılmaz boyutlarda, NAS dedi ülkeyi iflasın eşiğine getirdi. Buna rağmen toplumun bir kısmının yaşanan bu felaketlere rağmen AKP iktidarına verdikleri desteğin devamı halinde ülkenin uçuruma sürükleneceğinin farkında olmalarını ve yeter artık demeleri için 31 Mart seçimlerinin bir fırsat olduğunu hatırlatmak isterim. Biliniz ki, Bunların ne içeride ne de dışarıda kaçacak yerleri yok. İktidarın beceriksizliği, iş bilmezliği, doymak bilmez rant sevdası, liyakat yerine sadakati esas alması, kendisi gibi düşünmeyenlerin hain ilan edilmesi, akıl ve bilimden uzak uygulamalar sonucu ülke ekonomisini çökertmeleri yanında vatandaşları hatta gelecek nesilleri gırtlaklarına kadar borçlandıran bu iktidar değil mi? “Biz varsak, doğalgaz var! Biz yoksak doğalgaz yok” diyebiliyor ! pes doğrusu… Yapılan tüm ihanet ve kötülüklerin hesabını bu aziz millete vermek için mutlaka yargılanacaklar. Hesap sorulacak elbet…’’