VİCDAN VE İNSAF

1960’lı yıllara kadar Elazığ, geleneksel yaşam biçimi, bozulmamış doğal zenginlikleri, halkın nitelikli din, demokrasi, siyaset ve eğitim algısı ile Türkiye çapında olumlu imaja ve güçlü kimliğe sahip, Türkiye’nin sayılı kentlerinden biriydi. Elazığ’ın olumlu imajında, dürüstlük, mertlik, güvenirlilik, yardımseverlik, misafirperverlik, merhamet, vicdan, insaf gibi insanın özünde yer alan ahlaki değerler etkiliydi.

Bizim kuşakların kişiliği ve karakteri, o yılların nitelikli insani ve ahlaki değerleriyle şekillendi. Dolayısıyla günümüzde yaşanan güven kaybı, acımasızlık, vicdansızlık ve insafsızlık gibi ahlakı yok sayan davranış ve eylemler bizleri çok daha fazla şaşırtıyor ve de etkiliyor. “Bu toplum bu hale nasıl geldi?” diye sormadan yapamıyoruz!

Sayısı giderek azalan bizim nesiller, bir yandan insan kavrayışının ötesindeki dünyaya ulaşacağımız ana kadar kaç günümüz, kaç ayımız, kaç yılımız kaldı diye düşünürken bir yandan da taşıdığımız ahlaki değerler etkisinde, günümüzdeki genel gidişata, topluma ve bireysel davranışlara baktıkça doğal olarak hayretler içinde kalıyoruz. Özellikle son yılların partili Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, devlet yönetimiyle özdeşleşen bir siyasi partinin tek başına yasamada çoğunluğa sahip olması ve hükümeti oluşturması ile birlikte, Türkiye’de ülke ve toplum yararına olmayan aklımızın ötesinde şeyler yaşanıyor.

Yönetimdeki parti, devleti kendisiyle özdeşleştirmiş durumda, ülkeyi çağdaş otoriteler yönetiyor. Devletin tüm kurumları ve olanakları ellerinde olan iktidar, bilimi değil sadakati, liyakati değil bağlılığı ödüllendiriyor. Ne karar alırlarsa alsınlar eleştiri değil alkış almak ve de hep iktidar kalmak istiyorlar.

Arnavutluk hükümetinin yapay zekâ bakanı mecliste yaptığı konuşmada, “….esas tehlike iktidardakilerin insani olmayan kararlarıdır.” dedi. Ne kadar doğru değil mi? Türkiye’de de iktidarda kalmak için ne kararlar alınmıyor ki! Güçlü ve dürüst muhalefet istenmiyor. Yargı silah olarak kullanılıyor. Baskı uygulanıyor, toplum sindirilmeye çalışılıyor. Resmen düşman hukuku uygulanıyor. İddianame olmadan, gözaltılar, tutuklamalar, kayyum atamaları, varlıklarına ve iş yerlerine el koymalar, kazanılmış haklarını gasp, emniyette ve hapishanede eziyet, 31 yıllık diplomayı iptal. Susturma ve korku yayma. İktidarın gündemi bunlar!

Alınan kararlar, toplumun gerçek ihtiyaçlarını karşılamaktan ve de ülke ve toplum yararına olmaktan çok uzak! Türkiye’nin gündemi muhalefet partileriyle uğraşmak olmamalıdır.

Adalet, ekonomi, eğitim, sağlık hizmetleri, ahlak çökmüş. Yolsuzluk, derin yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, yozlaşma, yabancı istilası, imar ve rant tutkusu, doğa tahribatı zirve yapmış. Memur, işçi, emekli, çiftçi, esnaf, öğrenci, perişan, toplumda huzur kalmadı, Türkiye’nin gerçek gündemi bunlardır!

Vicdan ve insaf hak getire!