YOZGAT VAR YOZGATLI YOK

     Hemen söyleyelim. Ünlü şair ve yazarımız Yozgatlı Abbas Sayar’ ın Bozok Gazetesindeki yazılarını cem eden bir kitaptır. Aynı adlı başlıkla uzun bir yazı serisi 1930 yılından başlayarak 1980 yılına kadar sürer ve bir vilayetin kısa tarihidir. Abbas Sayar gazeteci olarak şahit olduklarını yazdığı yazıları o döneme ait sosyal ve siyasi hatıraları kaleme alması Türk milletini de yakından ilgilendirmektedir.

     Cumhuriyet döneminin yakın tanıdıklarından olan Abbas Sayar edebi üslubu ile bir şehir tarihini yazmıştır. 1964 yılına ait iki fotoğraf (Saat Kulesi ve Çapanoğlu Cami) kitabın ilk sayfalarında yer alıyor. Abbas Sayar oğlu Prof. Ahmet Güner Sayar’ ın 31 sayfalık takdim yazısı ayrıca okumaya değerdir. Kitap 143 sayfadır. Ötüken yayınları (İstiklâl Caddesi Ankara Han 65/3 Beyoğlu-İstanbul Tel.0212 251 03 50) arasında 3. Baskı olarak çıkmıştır.

     Abbas Sayar “Yılkı Atı” adlı ödüllü eseri edebiyat severler tarafından daha fazla bilinmektedir. Abbas Sayar kendisini Yılkı Atı olarak tasvir etmekten de çekinmemiştir. 1947’ de İstanbul’ da çıkardığı Bozok Gazetesini Yozgat’ a taşıyarak hayatını doğduğu şehirde sürdürmüştür. Yozgat’ ın kısa tarihini gazetedeki yazılarında bazı hadiseleri örnek vererek anlatması tarih meraklıları için ödül gibi olmuştur. Yozgat deyince akla hemen Çapanoğlu Hadisesi gelmektedir. Tarihi kayıtları inceleyerek bu isyan anlatılmıştır. Yozgat ve Yozgatlının kaderini de bu hadiseye bağlayanların varlığı yazarın yazılarında esefle bahsetmesi kayda değerdir. Orta Anadolu’ nun bozkırında bir şehrin bir zamanlar büyük bir ticaret merkezi olduğunu bu yazılardan öğrenmek mümkün. Yozgat’ ın demografik yapısı ve insani özellikleri de şahitleri le birlikte bir roman gibi okuyunca şahit olmak mümkündür. Küçük hacimli bu kitabın anlattıkları arasında coğrafya sevgisidir. Coğrafya sevgisi olmadan vatan sevgisi de olmaz.

     Kitapta Çerkez Ethem’ in Çapanoğlu hadisesindeki davranışları şahitleri ile birlikte anlatılması da kitabı kıymetlendirmiştir.

     Tek parti dönemi ile II. Dünya Savaşı sırasındaki Yozgat ve Yozgatlının mecburi misafirleri arasındaki samimiyetleri ve sosyal hayata katkılarının tesirleri kitabın önemini arttırmıştır. Bir zamanlar azınlık olarak yaşayan gayri müslim vatandaşların ticari hayata katkıları Yozgat için hayati bir önem taşımıştır. Azınlıkların çekilmesi ile Yozgat terkedilmiş ıssız bir şehir halini almıştır. Sayar, Samsun ve başka yerlerden getirilen gayrimüslim vatandaşlar burada mecburi iskâna tabi tutulmalarından sonra Yozgat ancak şehir olmuştur.

Şehirde ticari hayatın az olması ile sürekli göç vermiştir. Yozgat dışına çıkan mesleksiz Yozgatlının yaptığı amelelik en büyük meslek olarak görülmüştür. Yozgatlı amele çalıştıranın bundan büyük bir memnuniyet duyduğunu yine bu kitaptan öğreniyoruz. Yozgat şehir merkezinin yerlileri, beyleri ve konakları ile bilinir selamlık sohbetleri ile cemiyet hayatına etki ederdi. Onlar da çekip gittiler. Konaklar boşaldı. Arastanın esnafı azaldı. Arastayı muhafazakâr meşhur siyasetçi yok etti. Göçüp gidenlerin yerini köylerini terk edenler aldı.

     Göçüp gidenler arsında ünlü politikacı ve bakan olanlar oldu. Yozgat yerinde saydı. Tek parti döneminde yaşanan seçimlerde açık rey gizli tasnife isyanın da bir sonucu olmadı.

     Yozgat, deli olmayanları deli edenlerle doldur. Abbas Sayar, kitabında bunlara da yer vermiştir. İbretlik hikâyeleri burada bulmak mümkün.

     44 yıllık gazetesinde yazdığı binlerce yazı yazdı. Yazılarının değeri şimdi daha anlaşılmaktadır.  1930 lu yıllardan başlayarak 1980 li yıllara kadar devam yazılar Yozgat’ ın envanteri niteliğinde olması şehir tarihini yazmak isteyenler için bir rehberdir. İnsan portrelerinin üzerinden yazılan yazılar Yozgat efendiliğinin kalenderliğinin örnekleri okuyucunun içini ısıtır. Keşke her şehrimizin böyle bir tarihi yazılsa.