Elazığspor‘da olağanüstü seçimli genel kurul ilk oturumunda gerçekleştirilerek yapıldı. Seçimin İlk oturumda yapılmasının en önemli gerekçelerinden birisi genel kurul üye sayısının düşürülmesi ve yeni üyelerin de belirli kişi veya kuruluşlardan yapılmasıdır.
Mesela Elazığ itfaiye müdürlüğü personellerinden Elazığspor’da belirli sayıda üye var. Elazığspor kulübü çalışanlarının çoğunluğu Genel kurul üyesi…
Yine taraftar gruplarından tanıdık isimleri de sayarsak; üyelere ulaşmak ve üyelerin de genel kurula gelmeleri çok zor değil bu dönemde…
Zaman kaybı yaşanmaması adına önemli bir başarı aslında…
Zaman kaybı demişken…
Keşke seçimli bu genel kurul da mali genel kurulun yapıldığı dönemde olsaydı?
Zaman kaybı yaşanmaz, Elazığspor’un yol haritası da daha net olabilirdi.
Burada zaman kaybı yaşandı maalesef.
*** *** ***
Genel kurul sonrasında Elazığspor; genç bir yönetime kavuştu.
Kendilerine başarılar dilerim.
Ardından da görev bölümü yapılarak uygun görülen unvanlara isimler verildi.
2 Ağustos tarihli Turan gazetesindeki “Bekleyip göreceğiz” başlıklı yazımda da değindiğim gibi, önceki yönetim kurulundaki bazı önemli unvanların işleme şeklini eleştirmiş, geçmiş yönetimlerden örneklerle Asbaşkanlığın, futbol şube sorumluluğunun, basın sözcülüğünün, mali işler ve hukuk işleri gibi sorumlulukların önemine değinmiştim.
Şimdi gelinen noktada bu işleyişi göreceğiz…
Ya da göremeyeceğiz bir kez daha.
Dediğim gibi…
Bekleyip göreceğiz.
*** *** ***
Görev dağılımı yapılırken, en önemli unvanlardan olan “futbol şube sorumluluğu” görevi işin ehline verildi.
Eyyüb Yıldırım, geçmişte Elazığspor’un en parlak döneminde ve en üst liginde oynayan, attığı gollerle takımına önemli katkılar sağlayan bir futbolcumuzdu.
Futbolun ardından akademisyen olarak F.Ü Spor bilimleri fakültesinde Doçent olarak görevini sürdürmekte ve yakın zamanda da Profesör unvanı alması beklenmektedir.
Doç.Dr. Eyyüb Yıldırım, Sezon başında da kulüpte aynı görevde bulunmuş ancak resmi bir görevi olmadığı için haklı olarak biraz geri planda kalmıştı.
Doç.Dr Eyyüb Yıldırım’ın Elazığspor da futbol Şube sorumluluğu görevine getirilmesine kimsenin itiraz ettiğini zannetmiyorum.
Ancak kulüpte görev yapan bir “Sportif direktör” varken, “futbol Şube Sorumlusu”nun aynı yetkilerle görevlendirilmesi ne kadar doğrudur?
Profesyonel liglerin en son basamağı olan 3. Lig’de hem sportif direktörü, hem de futbol Şube Sorumlusu olan bir kulüpte her iki unvan; ileride fikir-yetki çatışmalarına, ayrılıklara yol açar.
Madem böyle bir durum söz konusuyduysa, Elazığspor’da “Sportif direktörlük” unvanı olmamalıydı doğal olarak.
Bu duruma baktığımızda, “futbol Şube Sorumlusu” aynı zamanda Elazığspor yönetiminin seçilmiş bir üyesi…
Yani işveren…
“Sportif Direktör” ise dışarıdan atanmış, kulübün bir çalışanı…
“İşveren-çalışan” çatışmasında kim haklı çıkar?
Yine bekleyip göreceğiz…
