İyisiyle kötüsüyle 2023 yılını geride bıraktık. Ekonomide pek iyi şeyler olduğu söylenemez ama vardır bazıları için iyi yönleri. Genel olarak 2023’e damga vuran politikaları çok detaylandırmadan ele alalım. Merkez bankaları para politikaları gereği elindeki en büyük enstrüman olan faizi artırıp mücadeleye devam etti. Ancak dünya genelinde başa bela olan enflasyon tüm bu faiz artışlarına rağmen düşüş eğilimi çok göstermedi. Alışkanlıklar, insanların eğilim ve satın alma davranışları sebebiyle bir miktar düşüş eğilimi göstermeye başladı yılın son çeyreğinde. Faiz artırımları sonucu başı çeken Dolar bu sayede güçlendi. FED’in bu hamlesi sonrası tahvil alımları hızlandı. Yurt içinde ise dövizin getirisi enflasyonun altında kaldı. Dolar %55 kazandırırken enflasyon %62 gerçekleşti.
Petrol fiyatları 2023 yılına 86 civarında başlamıştı. Yeni yıla girerken 80 seviyelerinde seyretmekte. Dolayısıyla yılı yaklaşık yüzde 8 civarında düşüşle kapattı.
Borsa İstanbul ise yıla 5600 seviyelerinde başlarken yaklaşık 7600 seviyelerinde işlem görmekte. Yüzde 37 civarında yılı artıyla kapatmakta.
Altında ise Dolar’ın değer kazanması ve Merkez Bankaları’nın faiz hamlesi sonucu bir süre küresel anlamda durgunluk oluştu. Yılın son çeyreğinde FED’in faiz artırımını durdurması sonucu ons yıllık yüzde 11 değer kazanarak kapattı. Yurt içinde ise Dolar’ın etkisiyle yıla 1096 TL seviyesinde başlayan altın yaklaşık 2 kat artarak 2000 TL’nin üstünde kapatıyor.
Çalışan ve diğer ücretlilerin ödemeleri artırıldı. Enflasyonun çok yüksek seyretmesi sebebiyle çok görülmemesine rağmen 2. kez zam ve ara ödemeler yapıldı.
Talep enflasyonu sayesinde üretim ve sanayi tedarik zincirlerinde işçi bulma sıkıntıları oluştu. Ara eleman problemi oluştu ve ülkelerdeki hizmet ve üretim sıkıntıları görülmeye başladı.
Genel olarak ekonomideki ana temalar bunlardı. Peki 2024 de bizleri neler bekliyor?
Merkez Bankaları’nın bir önceki yılın ters simetrisi olarak faiz indirimlerine gittiklerine tanık olacağız. Bunu yaparken kademeli davranıp makro ekonomik veriler esas alınarak süreç gözlemlenecektir. Öngörüm FED’in bunu nisan veya mayıs ayı itibariyle başlatması ve diğer Merkez Bankaları’nın da bunu takip etmesi. Ülkemizde ise durum çok geç başladığı için Eylül ayına kadar Merkez Bankası’nın indirime gitmeyeceğini tahmin ediyorum. Enflasyonun düşüş performansına bağlı olarak bu durum borsa veya diğer emtialara kademeli olarak pozitif yansıyacaktır.
Mevduat şu durumda 2024 ilk yarısında borsanın önünü kapatacak gibi görünüyor. Yılın ikinci yarısı ve son aylarında ise borsanın giderek değer kazanması muhtemel görünmekte.
Özellikle yüksek faizlerle ve artan güvenle birlikte 2024 yılında TL varlıklara güvenin daha yüksek olacağını düşünüyoruz. 2024 yılı sonunda enflasyonun yüzde 40 seviyelerine gerilerken, Dolar/TL’nin 40,25 seviyelerinde kapatmasını ve Euro/Dolar paritesinin 1,08-1,10 seviyelerinde oluşabileceğini öngörüyoruz. Altın’la ilgili bir tahminimiz olmamakla birlikte, jeopolitik konularda sürpriz bir olumsuzluk yaşamadıkça, portföylerdeki altın payının düşük olmasında fayda görüyoruz. Düşük oranda da olsa riski yaymak maksadıyla portföylerde yer alabilir.
Özetle 2024’de piyasaları daha az hareketli ve enflasyondaki etkisi kısıtlı kalan varlıkların çok daha hızlı yükseleceğini tahmin ediyoruz. Yılın son döneminde taleplerdeki fiyat yansımaları sizleri yanıltmasın. Piyasalar maalesef ülkemizde daha belirgin olmak üzere algıyla yönetilir. İhtiyaçlarınızı veya satın alma parodilerinizi ertelememenizi öneriyoruz…
NOT: İçine daldığımız ciddi krizden, onu üreten aynı düşünceyi kullanarak çıkmanın mümkün olduğuna dair saf varsayımın insan zihninden acilen çıkarılması gerekiyor…