Kıymetli okurlar…

Geçtiğimiz cuma günü Elazığ’da meydana gelen bir kaza hepimizi derinden üzdü ve aynı zamanda öfkelendirdi! Öfkemizin sebebi; freni patlayan midibüs ile ilgili 'iddiâ'lardı.   

Kaza sonrası şu başlığı atmak zorunda kalmamız üzüntümüzü maalesef katladı; Elazığ’daki feci kazadan kötü haber geldi: 1 ölü, 27 yaralı...

Başlıkta kaza yapan Yurtbaşı Belediyesi’ne ait midibüs için ‘yürüyen tabut’ sözlerini kullanmamda ki sebep ortaya atılan vahim iddiâlar; midibüs zaten sabıkalı, geçen yıl seyir halinde 2 sol tekeri yerinden fırlamış, kaza ucuz atlatılmış. Lakin ders alınmış mı, hayır!   

Geçen yıl aynı yine bu Midibüsün seyir halindeyken 2 tekeri birden yerinden fırlamıştı...

Bunu hangi vicdan kabul eder? Bu halde ki bir Midibüs'e o kadar çocuğun canı nasıl emanet edilir? AUDİ'i satıp 1 yeni Midibüs almak nefsinize mi 'ağır’ geldi? Şahin'e binmek de ağır gelmişti ya.. 

Ya bu bile bile geliyorum diyen kaza?  

‘Tabut’ Midibüs trafikte kalmaya devam etmiş ve hem de sigortasız ve muayenesiz bir şekilde. Önce olayı bir özet geçelim; fidan dikim etkinliğinden dönen öğrencileri taşırken freni patlayıp 2 araca çarpan, daha sonra parka giren midibüsün neden olduğu kazada ağır yaralanan bir kişi, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti!

Harput Mahallesi’nde düzenlenen fidan dikme etkinliğine katılan Çubukbey Anadolu Lisesi öğrencilerini taşıyan Yurtbaşı Belde Belediyesi’ne ait 23 HK 803 plakalı midibüsün seyir halindeyken freni patladı. Sürücüsünün kontrolünü kaybettiği midibüs, bu sırada kırmızı ışıkta bekleyen Aslan Ülgün idaresindeki 23 HL 339 plakalı hafif ticari araç ile 06 DHM 572 plakalı otomobile çarptı. Hafif ticari aracı bir süre önünde sürükleyen midibüs, bölgede bulunan bir parka girip ağaca çarparak durabildi...    

Ancak kazanın ardından ortaya atılan iddiâlar pes dedirten cinsteydi...

Şehir merkezinde bulunan bir okul öğrencilerinin fidan dikme etkinliğine gitmeleri için merkezden değil de neden Yurtbaşı Belediyesi’nden araç istendi?

Şehir merkezinde bizim ‘’asil’’ şoför esnaflarımızın hangisinden rica edilse belki 5 kuruş almadan o çocukları gidecekleri yere bedava bile götürürlerdi. Trafikte seyrederken 2 tekeri top atan, iddiâ'lara göre sigortasız ve muayenesiz tabiri caizse yürüyen tabutu andıran bir midibüs neden tercih edildi? 

Biraz daha geçmişe gidelim; Yurtbaşı Belediye Başkanı Yasin YILMAZ, ‘’Şahin marka araç alacak halimiz yok’’ demişti yıllar önce…

Neden mi? Makam aracı olarak AUDİ marka araç alınca, kendisine ‘neden AUDİ?’ diye soranlara ve eleştirenlere ‘Şahin’e Doğan’a binecek halimiz yok ya!’’ diye tepki göstermişti...

2021 yılında YILMAZ, aldığı AUDİ marka makam aracıyla gündeme gelmiş, yine o dönem yaptığı bir açıklamada, ‘’Ortada lüks bir araba yok. Cumhurbaşkanımızın tasarruf tedbirleriyle ilgili yapmış olduğu uyarı lüks araçlar almayın uyarısında bulunuyor. Bizde bu uyarıya uyarak bu aracı aldık gidip Şahin alacak halimiz yok ya. Ben 4 aydır arabamı satmışım 4 aydır bir arabada kiralamadım kendime ve bu aracı da satın aldım. Birçok belediye başkanı 7 bin TL, 10 bin TL vererek araç kiralıyor ama ben kiralamadım. 4 ay arkadaşlarımın araçlarına binip geziyordum. Hangi belediye başkanı bunu yapar kaldı ki benim bütçem de var" şeklinde konuşmuştu.

Haberimizde sormuştuk, burada köşe yazımızda da sorup yazımızı bitirelim;  

Bende kamu görevi yapan bir Gazeteci olarak sorayım;  

Bu kaza 1 kişinin hayatına mal oldu, onlarca çocuk yaralandı...  

Şimdi AUDİ makam arabasına binen, bunu eleştirenlere 'Şahin'e, Doğan'a mı binelim?' diyen Yurtbaşı Belediye Başkanı Yasin YILMAZ'a;  

- Freni patlayan midibüs kaç modeldi?  

- Midibüsün muayenesi, sigortası var mıydı?  

- Daha geçenlerde tekeri top atan bu midibüs neden trafikteydi?  

-Başka otobüs mü yoktu ki bu midibüs öğrencilere tutuldu? 

Yani; sana niye 'AUDİ', millete niye 'TABUT' başkan?

F9dbw63XAAAppVl