Türkiye genelinde olduğu gibi Elazığ’da da 31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala siyasilerin seçim çalışmaları devam ediyor...

Nelere şahit oluyoruz nelere kıymetli okurlar...

Vallahi bunlara sorsan; ‘tek’ derdimiz hizmet’ diyecekler. Siyasette bunu gerektirmiyor mu; köprüyü geçene kadar... 

Değerli okurlar; seçim sürecinde siyasetçilerin aralarında birbirlerinin ayaklarını kaydırma mücadelesine şahit oluyor ve gerçekten üzülüyoruz... 

Maalesef öylesine çirkinleşti, çirkefleşti ki siyaset…

Öyle diplere, aşağılara düşürüldü ki çıta…

Siyasette ilkesel, idealist, ideolojik hiçbir birliktelik kalmamış, gemisini yürüten kaptan olmuş...

İnanın değerli okurlar günümüzde insanlar en kirli ve çirkef alan olarak siyaseti görüyor. Siyaset; menfaat, çıkar, adamcılık, kişisel ilişkiler, büyük bir yozlaşma sarmalı içinde dibe vurmuş durumda. Aynı siyasi partiye mensup olsalar dahi kimse birbirine güvenmiyor.

Ya bu ‘bazı’ siyaset yaptığını zanneden siyasiler! 

Bunların birçoğunun ülke, vatan, millet, hizmet derdi filan yok! 

İnanın hepsi olmasa da çoğunun tek derdi önce makam sonra menfaat... 

Memleket geri kalmış, işsizlik artmış, sokaklar, caddeler, yollar köstebek yuvasına dönmüş, umurlarında mı, inanın değil! Üstelik bu tip siyasetçiler çıkarlarına aykırı olan kim varsa hepsine düşman!... 

Birbirlerinin kuyusunu kazan, birbirlerinin arkasından konuşan, öyle ki yüz yüze birbirlerine hakaret eden siyasetçilerin yaptığı siyasetten öte çirkeflikten başka bir şey değildir. Yani Allah aşkına bu tür insanlardan bu memlekete fayda gelir mi? 

Kendi çıkarları için makama aday olmuş, ''pastadan ne koparırsam'' derdine düşmüş, kendi menfaati memleketin menfaatinin önüne geçmiş siyasetçiden ne beklenebilir ki! 

Ya egoları...

Vay vay vay...  

Daha seçilmeden seçilmiş havalarına girmeler... 

Çevresinde ki menfaat bekleyenlerin, şakşakçıların gazına gelerek kendilerinin bile inanmadığı sözleri vermeler!...  

Bunlar her şeyin en iyisini bilirler, etraflarında sürekli yalaka insan isterler, sürekli övülmek, sürekli alkışlanmak ve herkesten hak etmeseler de saygı ve hürmet beklerler... Samimiyetsiz iltifatları gerçek zannedip kendilerine pay çıkarırlar...  

Makam sevdası öylesine gözlerini kör etmiştir ki; ‘seçileyim de, o makama oturayım da ne olursa olsun’ düşüncesiyle sağa sola çarpa çarpa, ona buna sataşa sataşa siyaset yaptıklarını zannediyorlar... 

Biz yine de ümidimizi kaybetmeyelim, umutlanalım diyeceğim ama maalesef ne şimdiki siyasetten ne de şimdiki birçok siyasiden hayır yok...

Esen kalın değerli okurlar lakin umutlanmayın!