Coğrafi konumu gereği yüzyıllardır farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan ve dört bin yıl öncesine uzanan tarihi şehir Harput,’’ Açık Hava Müzesi’’ yolunda yapılan çalışmalarla adım adım ilerliyor. Tarih boyunca; Hurri, Hitit, Asur, Urartu, Med, Pers, Roma, Sasani ve Bizans gibi devletlerin belli dönemler varlığını sürdürdükleri Harput’ta; 1071 yılında Sultan Alparslan’ın Malazgirt Savaşında Bizansları bozguna uğratması ile Anadolu’nun kapıları Türklere açılır. Harput ise1085 yılında Sultan Alparslan’ın komutanlarından olan Çubuk Bey tarafından alınır.

            Günümüze kadar gelen Yukarı Fırat Bölgesi’nin önemli yerleşim yerlerinden olan Harput’un farklı dil, din, ırk ve kültürleri içerisinde barındırdığını yapılan kazı ve çalışmalarda anlamaktayız. Bu kadar büyük medeniyetleri içinde barındıran Harput, 1800 yılların sonunda yavaş yavaş önemini yitirmeye başlar.1900 yılların başında terkedilmeye başlanan Harput’ta konaklar, evler, medreseler, camiler, hanlar, hamamlar, kiliseler kendi kaderine terkedilir. Uzun bir dönem mezarlıklar şehri olarak anılmaya başlayan Harput’ta kalede, camilerde, konaklarda restorasyon çalışmaları yapıldıysa da genel dokunun yavaş yavaş kaybolmaya yüz tuttuğu görülür.

            1999 yılında yaşanan güneş tutulması ulusal ve dünya basının da Harput’u, tekrar ön plana çıkarır. Güneş tutulmasının en iyi izlenebileceği yerin Harput olduğunu gök bilimcileri tarafından söylendikten sonra Harput’ta yollar, çeşitli düzenlemeler, onarımlar yapılır. Dünya’nın farklı ülkelerinde gelen meraklılar ile Elazığlılar yüzyılın son güneş tutulmasını birlikte izlerler. Harput’ta görülen bu son mahşeri karabalıktan sonra şehrimize turlar ile gelen turistler, Harput’a girmesi ile dönmesi bir olmaktaydı. Turistlerin Balakgazi Heykeli’nin önünde şehre doğru çekilen bir iki fotoğraf, kalede ve Ulu Cami önünde birkaç kare, yakın yerlerdeki türbe ziyareti ve Sara Hatun Cami önündeki geniş alandaki yürüyüşleri kapsamaktaydı. Turistlerin ilgisini çekip saatlerini alabilecek pek bir farkındalık oluşturamadığımız gibi yöresel yemeklerimizin adı vardı ama kendisi yoktu. Fakat bu eksikliklere rağmen adım adım Harput’ta iyileştirme çalışmaları hem Valilik hem de Belediye tarafında yapıldığını belirtmek gerekir. Özellikle 2018 yılında Harput’un Unesco Dünya Geçici Miras Listesi’ne alınması büyük bir gelişme olduğunu belirtmek lazım. Harput’un Unesco Dünya Geçici Miras Listesi’ne alındığından bugüne kadar çok hızlı ve heyecan verici çalışmalar yapıldı. Son yıllarda yapılan çalışmalara bakıldığında yönümüzü Harput’a tekrar çevirdiğimiz gibi turizm amaçlı çıkışımızın da burada olacağını bir göstergesiydi.

Kısaca Harput’ta son yıllarda yapılan çalışmalara baktığımızda;

-Esediye Camii’nin restorasyonu

-Kalede yapılan restorasyon ve kazı çalışmaları

-Tarihi dokuya uygun yapılan, Diyanet Harput Külliyesi,

-Harput’un girişinde yer alan Sağır Müftü Konağı’nın onarılıp ‘’Basın Müzesi’’ yapılması ve konağın karşısındaki Konuk Evleri’nin restore edilmesi.

-Balakgazi Heykeli ve çevresinin düzenlenmesi ve şehre bakan ve güneşin batışını izlemek isteyenler için Seyir Terası’nın yapılması.

-‘’Hoca Hamamı Müzesi’’ restorasyonu tamamlandıktan sonra çevre düzenlemesinin yapılması.

- ‘’Kürsübaşı Müzesi’’ ile Harput’un kültürü, sanatı ve folklorik özellikleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için son aşamada olduğunu,

-‘’Hüseynik Yolu ve Telgrafçı Akif’’ türkülere konu olmuş, tarihi Hüseynik Yolu’nun yapımının tamamlanmasıyla doğa ve kültürel güzelliklerin yanı sıra tarihi yolda, Hüseynikten Çıktım Şeher Yoluna, türküsüyle yürüme fırsatınızın olacağı,

          Harput’taki bu ve buna benzer çalışmalar devam ettiği müddetçe günlük gezilen bir yer değil konaklayıp günlerce gezilip görülmesi gereken, ’Açık Hava Müzesi’’ özelliği gösteren bir yer olacağına inanıyorum.

  Harput’ta yapılan çalışmalar geçmişin geleceğe aktarılması hususunda önem arz etmektedir. Suyuyla, havasıyla, toprağıyla, insanıyla, Aziz Şehir ‘deki bu gelişmeler ile eski günlerine kavuşacağına inancımız tam olduğunu belirterek Harput’u ayağa kaldırmak için emeği geçen tüm yöneticilerimize ve Sivil Toplum Kuruluşlarımıza teşekkür ederim.