İlk Türkçe gazete olan “Vekâyî-i Mısriye” Osmanlı Türk Devleti hakimiyetindeki Vali Mehmet Ali Paşa’nın emriyle, 4 Aralık 1828’de Mısır’da yayımlanmaya başlamıştır.
Bu gazeteyi takiben, Mehmet Ali Paşa’nın Girit’e atanmasıyla Girit’te Vakâyî-i Giridiye adıyla Paşa tarafından Ocak 1831’de yayın hayatına başlamıştır.
Bilindiği üzere, tarihinin her döneminde bilim, sanat, ticaret ve eğitimin yanında, basın faaliyetlerinin merkezi de İstanbul olmuştur.
Türkçe yayımlanan ilk gazete, II. Mahmut’un emriyle, 1 Kasım 1831 tarihinde İstanbul’da yayın hayatına başlayan “Takvim-i Vekayi”dir.
William Churchill isimli İstanbul’da yaşayan bir İngiliz tüccar tarafından 1 Ağustos 1840 tarihinde çıkarılan “Ceride-i Havadis” (1840) gazetesi, İstanbul’da hayata geçen ilk özel gazetedir. Sonrasında 21 Ekim 1860 yayımlanmaya başlanan “Tercüman-ı Ahval”; 27 Haziran 1862 tarihinde yayına başlayan “Tasvir-i Efkâr” önemli gazetelerdir.
869 yılında Paris’te Ali Suavi tarafından, “Ulûm” isimli bir gazete çıkarılır.
15 Mayıs 1869 tarihinde, Ermenice, Rumca ve Arapça bölümler ihtiva eden, “İttihad” gazetesi de Paris’te yayın hayatına başlar. Bu gazeteyi ilk sayısı 28 Nisan 1870 tarihinde yayınlanan “İnkılâb” gazetesi takip eder.
“Ayine-i Vatan” adlı gazete Türkiye’deki ilk resimli Türkçe gazete unvanına sahip olup 17 Ocak 1867 tarihinde ilk baskısını yapar.
Kurucusunun Musullu Sami Efendi olduğu “Utarid” gazetesi 14 Mayıs 1867 tarihinde neşredilir. İlk sayısının 21 Kasım 1868 tarihinde yayımlandığı “Terakki” gazetesi; ilk sayısı 28 Temmuz 1869 tarihinde yayımlanan “Mümeyyiz”, 23 Ocak 1870 tarihinde yayıma başlayan “Basiret”; ilk sayısı 18 Şubat 1870 tarihinde çıkan “Hadika”; 1870’te “Asır”, Namık Kemal, Nuri Bey ve Reşad Bey tarafından çıkarılan “İbret” gazeteleri tarihȋ gazetelerin başlıcalarıdır.
Keza, Teodor Kasap Efendi tarafından yayımlanan “İstikbal” (1875); Filip Efendi tarafından çıkarılan “Vakit” ve “Mecmua-i Maarif”’ (1876); Mehmed Ferdi’nin imtiyaz sahibi olduğu “Ceride-i Vukuat” ve 1876’da yayına başlayan “Sabah” gazetesi de bu dönemin belli başlı gazeteleridir.
“İkdam” 23 Haziran 1894 tarihinde; “Tercüman-ı Hakikat” gazetesi 25 Haziran 1878’de yayın hayatına başlarken, 27 Mart 1891 tarihinde neşredilen “Servet-i Fünun Dergisi” de Türk gazeteciliğinde önemli bir yayın organı olarak uzun yıllar varlığını sürdüren ve “Servet-i Fününcular” ekolünün oluşmasına sebep olan önemli bir yayın organıdır.
Millȋ Mücadele döneminde İstanbul’da, Kurtuluş hareketini destekleyen “Tasvir-i Efkȃr”, ‘’İkdam”, “Vakit”, “Akşam”, “Âtî-İleri” ve “Yeni Gün” gazeteleri yanında İngiliz mandasını destekleyen gazeteler de olmuştur.
İstanbul dışında 1867 yılında Erzurum’da kurulan “Envar-ı Şarkiyye”, Anadolu’da yayımlanan ilk gazete olarak bilinir.
25 Aralık 1918 tarihinde yayımlanan “Yeni Adana”; “İrade-i Milliye” 14 Eylül 1919 tarihinde Sivas’ta; yine o yıllarda Atatürk’ün demeçlerinin yer aldığı, Ankara’da yayımlanan “Hâkimiyet-i Milliye” gazetesi öne çıkan gazetelerdendir.
Anadolu’nun birçok yerinde yayımlanan irili ufaklı gazetenin içinde Elâzığ’da yayımlanan “Satvet-i Milliye” gazetesi millȋ mücadelenin Elâzığ’daki sesi olmuştur.
Cumhuriyetin kurmasıyla birlikte daha rahat ve hür yayın ortamının olduğu Türkiye’nin her yerinde çok sayıda gazete yayın hayatına başlamıştır.
Bu gazeteler içinde biri vardır ki; bugün bir asra yaklaşan tarihi ile “Türk Basın Tarihi” ve “Elazığ Basın Tarihi”nde önemli yeri olan ve tarihe damgasını vuran “Turan Gazetesi”dir.
Gazetemiz, 1 Mayıs 1930 tarihinde İhsan Turan tarafından yayımlanmaya başlamıştır. Gazete Türkiye’deki mahallȋ gazetelerin dördüncüsüdür.
Bir kültür merkezi olan Harput ve onun mirasçısı Elȃzığ’ın ve Elȃzığ halkının gözü kulağı olan gazete; habercilik yönü yanında memleket meselelerini gündeme taşıması ve sıkıntılara çözüm getirilmesi noktasında büyük hizmetler yapmıştır.
Gazetemizin kurucusu olan Ali İhsan TURAN Vilayet matbaasında çalışırken edindiği tecrübeye istinaden, 1927 yılında kurmuş olduğu matbaayla Elazığ sosyal hayatına ve kültürüne hizmette önemli tesirler meydana getiriyor.
Bilindiği üzere, geçmişten günümüze İstanbul’un, Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Başkent Ankara’nın dışındaki bütün Yurt sathı “Taşra” sayılır. Taşra ifadesi, her ne kadar, civar anlamına gelirse de anlam değişmesiyle günümüzde biraz farklı algılanıldığından pek sevilen bir ifade değildir.
Nitekim Elazığ’ın meşhur “Mısto”larından “Kör Mısto” namlı Mustafa KIRTEPE bir rahatsızlığı sebebiyle Ankara Beyazıt S.S.K hastanesine sevk edilir. Hastanede dışarıdan gelenleri bir odaya koyup beklemelerini söylerler. Uzun bir bekleyişten sonra bir görevli odaya gelip “Taşradan gelenler gelsin!” diye seslenir. Herkes gider “Mısto Dayım” kalır odada. Öğleye doğru kendisi çağrılmayınca görevliye giderek kendisine ne zaman sıra geleceğini sorar.
Görevli “Yahu ben sizi çağırdım ya, niye gelmedin?” diye sorar. Mısto Dayı “Gardaş sen taşradan gelenler gelsin dedin. Ama ben taşradan gelmedim ki, Elâzığ’dan geldim” der. Çünkü Elȃzığ taşra sayılmaz.
Önemli bir merkez olan Harput’tan doğmuş bulunan ve geniş bir hinterlandı olan Elȃzığ’da yayımlanan Turan Gazetesi günümüzde bir taşra gazetesi olmaktan öte bir işleve sahiptir.
Memleket meseleleri gündeme taşınırken, Elazığ ölçeğinden vatan sathına doğru sorunların dile getirilmesi ve çözüm yollarının bulunmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Zaten yayımlar aynı zamanda dijital olarak da yayımlandığı için artık bütün dünyaya yayın yapılması söz konusudur. Turan Gazetesi yayımlandığı vilayete ve çevresine bu katkıları yaparken gazeteciliğin namusuna halel getirmediğini düşünüyorum.
TURAN Gazetesi haberciliğin yanında bir kültür sanat mahfilidir. Bu yönüyle bir kaynak mahiyetindedir.
Gazetede Ali İhsan TURAN, Ahmet Şükrü SUNGUROĞLU, Eyüp ŞEDELE, Ömer Naimi ERDEM, Nurettin ARDIÇOĞLU, Bahattin ÖGEL, Hulusi YETİŞKİN, Ali Rıza ALP, Ahmet KABAKLI, Fikret MEMİŞOĞLU, Bedri ÇARŞANCAKLI, Şemşi BELLİ, Mevlüt BİNGÖL, İshak SUNGUROĞLU, Elmas YILDIRIM, Mehmet Mevlüt ÖZAYDIN, Ömer SANAÇ, Fethi ÜLKÜ, Muhsin PARLAR, Kemal TURAN, İsmet TURAN ve daha birçok usta kalem yazılar yazmıştır. Bugün bir kültür mahfili olan gazetemizi “Asırlık” olarak nitelemek yanlış olmaz.
Gazete halihazırda TURAN Ailesi 4. Kuşaktan Mert TURAN tarafından yürütülmektedir. Ancak bir asırlık hayatı itibarıyla artık Elazığlıların ve Türkiye’nin gazetesidir.
Gazetemiz günümüzde de her yönüyle işlevini sürdürmektedir.
Gazeteyi kuran İhsan TURAN başta olmak üzere; İsmet TURAN, Kemal TURAN, Turan TURAN ve Celal TURAN’ı rahmetle anıyoruz.
Halihazırda gazetenin yayımlanması için çaba gösteren 3. ve 4. Kuşak TURAN ailesine ve de katkı veren herkese sağlıklı bir ömür dileyerek hizmetlerinin daim olması temenni ediyorum.
96. Yaşımız kutlu olsun
Esen kalınız…