Kıymetli Mümin kardeşlerim,

Bugünkü hitabımın konusuna Peygamber efendimizin şu mühteşem ve harika bir hadisi ile başlamak istiyorum!...

‘’İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız."

Bir insanın Allah'ın sevgi ve takdirine erişme garantisi Mümin kardeşlerini sevmesinden geçiyor.

Kur'an'ı okuyup anlamaya gayret ederken, şeytanın işi gücü, Allah'tan müsaadeli!..

Olduğu üzere, (YARABBİ BANA ÜSTÜN KILDIĞIN İNSANOĞLUNUN AZI MÜSTESNA ÇOĞUNU SENİN YOLUNDAN ÇEVİRECEĞİM SÖZÜ ÜZERİNE;) O melun şeytan bizlere vesveseler vermek, her türlü hal ve davranışlarımızda bizi Allah yolundan uzaklaştırmak gayreti üzerinedir. Sonuçta hem şeytan hem de aldattıkları cehennem ehli olup sonsuza kadar orada kalacaklardır.

Bir arkadaşımın aslında bütün müminlerin bilmesi ve uygulaması gereken bir hakikati paylaşması üzerine size bu hafta kurandan ayet ve hadisler ışığında çok önemli olan bu konuyu arz etmek istedim.

Tevrat'ın ilk emri yaşat,

İncil'in il emri Sev,

Kur'an'ın ilk emri ise Okudur!...

Ama çok enteresan ki, Hristiyanlar sevmediler, sevmiyorlar, Kendilerinden olmayan dünya insanlarını sömürerek, kendi halkına, adil davranarak ülkelerinde insanca bir hayat yaşıyorlar.

   Hz. Musa’yı kavmine Tevrat ile yaşat emri ile göndermiş ancak, Yahudiler ne yapmış? Kendisinden başka her milleti öldürmeye, sömürmeye çaba sarf etmişler ve halada aynı fiilleri ısrarla yapıyorlar. En son Yüce Allah Müslümanlara da Son Elçisi Hz. Muhammet ve son kitabı kuran ile ısrarla  

‘’Seni yaradan Rabbinin adı ile oku.’’ diyor, ancak Müslümanlar sanki inatla çok azı müstesna hiç okumuyorlar!..

Ne Allah'ın kitabını okuyor ne Resulünün bizlere yaşayarak örnek olduğu hadislerini asla okumuyoruz ancak bizler ne yapıyoruz? Kendimizi, davranışlarımızı gözden geçiriyor muyuz?

Efendimiz Hz. Muhammed bir hadislerinde, "iman etmedikçe cennete giremezsiniz birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız." derken;

Bir diğer hadisinde, ‘’Sizden biriniz nefsi için istediklerini mümin kardeşleri için istemedikçe gerçek mümin olamaz.’’ diye buyurur.

 İbni Haldun ismindeki, büyük İslam alimi, sosyolojinin kurucularından Mukaddime adlı eserinde 1300'lü yıllarda öyle güzel tespitler yapıyor ki:

‘’Akletmek ve aklını kullanmak Müslümanlar tarafından terkedildiği için, dünya üzerinde zelil bir hâle düştüler.’’

 Bu anlatımlar ışığında sizlere Kur'an'ı Kerimin bir suresinden ifadeler ile bilgiler vereceğim ki aklımızı yaşadığımız olayların üzerine, davranışlarımızın üzerine tefekküre yönlendirelim.

  Kuran'da geçen isimler ve olayları bugüne teşmil ederek, bizleri yönetenlere uyarlayalım bir an için.

  Araf suresi 148. Ayetinde Yüce Allah diyor ki

   ‘’Musa'nın ardından, kavmi tutmuş, Mısır'dan hicret ederken, komşularından emanet olarak almış oldukları süs takılarından böğüren bir buzağı edinmişlerdi. O buzağı kendilerine bir söz deyip, bir yol da göstermediği halde, onu yine de Tanrı edinip ve zalimlerden oldular.

           Araf suresi 155. Ayetinde, bugünün şartlarında çok önemli bir ifade.

           -"Bir de Musa, kendisine tayin ettiğimiz o vakitte, tövbe etmek için kavminden seçtiği 70 erkek ile gelmişken, ne zaman ki kendilerini bir deprem yakalayınca, Musa, 'Rabbim eğer dileseydin bunları da beni de daha önceden helak ederdin. Şimdi bizleri, içimizdeki bu beyinsizlerin yaptıkları yüzünden helak mı edeceksin? O iş senin imtihanından başka bir şey de değildir. Sen imtihanında dilediğini sapıklıkta bırakırsın, dilediğini de hidayete erdirirsin. Ya Rabbi bizim velimiz ancak sensin. Artık bizleri bağışla, merhamet et, sen bağışlayanların en hayırlısı, en merhametlisisin.’’

            Dünya kurulduğundan bu yana , Yüce Allah insanlara bunca mucizeler göstermesine rağmen,  O’nun bütün peygamberlerine yapıldığı gibi aynı isyan ve eziyetleri ahir zaman peygamberi efendimiz Hz Muhammed’e  de yapılmış olup, onun ümmeti olmakla da şerefli olduğumuz bu günkü Müslümanlar  olarak içerisinde, biz ve bütün İslam âlemindeki insanlar olarak , yaptıkları ve yapmadıkları, yaşayışları ve Allah'ın onlardan istediği; yapmaları gerekirken yapmadıkları, bütün davranışlarını, insani meziyetlerini, dosdoğru olup olmadıklarını gözden geçirip tefekkür ederken; O'na yaraşır kul, peygamberine yakışır ümmet olmaya kalben ve amelen  gayret etmelidirler.

           İmam Şafi Hazretlerinin şu kelâmı kibarı ile sohbetimizi bitirelim.

          "Haramın başı zordur. Sonra kolaylaşır.

           Sonra sıradan bir şey olur. Sonra alışkanlık haline gelir.

           Sonra tekrarlanır. Sonra bu amel ve fiil kişinin kalbine yerleşir.

           Sonra da kalp başka bir haram aramaya başlar.

           İşte bu hal insanı perişan ederek helak olmasına sebep olur."

  İmam Şafi Hazretlerinin bu sözleri ile kendimizi, amellerimizi gözden geçirelim ve kendimize çeki düzen verelim.

 Rabbimiz akıbetlerimizi hayır eyleyerek, İşlerimizi Kendisine hakiki kul, Habibine sadık ümmetler olarak İhsan şuuruyla Allah’ı görüyormuş gibi yaşamamızı nasip eylesin.

Selam ve dualarım ile…

Lokman Abbasoğlu