Elazığ Belediyesi Kent Konseyi tarafından 15 günde bir, şehrimizin her iki televizyonu;

Kanal Fırat ve Kanal 23’de canlı olarak yayınlanan, “Geleneksel Harput Kürsübaşı Programını…” geçtiğimiz hafta dikkatle izledim.

Moderatörlüğünü Kent Konseyi Başkanı Rüstem Kadri Septioğlu’nun yaptığı programda,

Tarihi sohbetlerde genel bir birikime sahip Sedat Çağlayan kendisine has üslubuyla programa farklı bir renk katıyorlar.  Kürsübaşı Sohbetlerinin en dikkate şayan tarafı, ‘ses ve sözün bir araya gelişi…’ Muhabbetin bir tema etrafında şekillenmesidir.

Harput Musikisi denildiğinde günümüzde ilk akla gelen isimler arasında Yalçın Turhan’ı Geleneksel Kürsübaşı Sohbetlerinde görmek; bizlere geçmişin derin izlerini yaşatıyorlar.

Harput Sarahatun Camisi’nin hemen karşısında Elazığ Belediyesi tarafından inşa edilen, “Arasta’da” canlı olarak çekimleri yapılan programda, artık bütün Türkiye’nin, “Pisiğim Oyunu’ ile bildiği Cahit Can’ın Elazığ’ın unutulmaya yüz tutan ‘seyirlik oyunları…’ en iyi şekilde icra etmesi insanımıza ayrı bir haz veriyor.

Tabi ki, bu programda bizleri bir bakıma cezbeden, “Elazığ Halk Oyunları…” ondaki ritim, ahenk, duruş, mimikler, ayak vuruşları…

Elazığ folkloruna büyük hizmetleri olan rahmetli Fikret Memişoğlu, “Elazığ Halk Oyunlarının iki kısımdan oluştuğunu…” eserlerinde belirtirler. Bunlar, “Meydan Oyunları, Oda Oyunlarıdır…”

Bu oyunlara örnek olarak da, “ Halay, Ağırlama (Ağıt Halay), Keçike (Köçekçe), Temir Ağa, Çepik vb. oyunlar gösterilebilir.)

Dramatik (Seyirlik) Oyunlar arasında da, “Deve Oyunu, Pisik Oyunları” sayılabilir.

Kent Konseyi Başkanı Rüstem Kadri Septioğlu’nun şahsında, Elazığ Belediyesi’ni; “Mahalli Kültürümüze Katkılarından Dolayı…” tebrik ederim.

Özellikle diyorum, “16 Ocak 2022 Pazar Günü Elazığ Belediyesi Kürsübaşı Programını dikkatle takip ettim…”  Kent Konseyi Başkanı Rüstem Kadri Septioğlu; Kürsübaşı Sohbetlerine tema olarak; “1933- 1952 Yılları arasında Elazığ Şehrimizde Eğitim, Kültür, Sanat, Edebiyat, Musiki, Halk Kültürü konularında da önemli katkıları olan Azerbaycan’ın gurbetteki vatan şairi Elmas Yıldırım’ın vefatının 70. Yılı anısına…” önemli anekdotlarda bulundular.

Ve Rüstem Kadri Septioğlu’nun Elazığ Belediyesi Kent Konseyi Başkanı olarak, Elazığ Kamuoyuna çağrıları olacaktı; “2023 Yılında Elazığ Şehrinin Türk Dünyası Kültür Başkenti Olması…” Bu yönde bir irade ortaya koyduklarını belirtiyorlardı. Septioğlu’nun bu programda en dikkate şayan çağrıları ise, “Türkiye- Azerbaycan Uluslararası Devlet Üniversitesinin Elazığ Şehrinde; ‘Elmas Yıldırım’ adıyla kurulması…” 

Elmas Yıldırım 1933 tarihinde Elazığ Şehrine geldiklerinde, rahmetli Fikret Memişoğlu 18 yaşında bir delikanlıdır. Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu 1929 doğumludur. Elmas Yıldırım’ın, Ağın’da Nahiye Müdürü olarak görev yaptığı yıllarda da, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile birlikte o dönemin gençleri üzerinde önemli etkileri olacaktır. Elmas Yıldırım’ın, Elazığ’da bulunduğu yıllarda, ‘yüzün üzerinde kaleme aldığı şiiri…’ başta Turan Gazetesi olmak üzere o dönemin önemli dergilerinde yayınlanacaktır. Elmas Yıldırım’ın, Elazığ Halk Kültürü üzerinde de çalışmalar yaptığını,

“200’ün üzerinde mani…” derlediğini biliyoruz.

Birçoğumuzun ezberinde olan; “Sormayın kimlerdenim, haralıyım, a dostlar, / Gönülden fırtınalı, boralıyım, a dostlar, Kızıl bir kurşun aldım, yaralıyım a dostlar…” şiiri, Elmas Yıldırım’a aittir.

Elmas Yıldırım’ın, “Kara Destan!” şiiri, O dönemin Türk Dünyasını anlatır;

“Ağla şair ağla, yurdun dağılmış/  Nerde kopuz, nerde kırık keman hey!/  Nerde büyük vatan nerde Turan hey!”

Elmas Yıldırım, ‘Gaspıralı İsmail’in Yolundadır’ Türk Dünyasını, Gazi Atatürk’ün de ifade ettikleri gibi,

“Dil bir köprüdür... İnanç bir köprüdür... Tarih bir köprüdür... Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz.”

Elazığ Belediyesi Kent Konseyinin, “Elmas Yıldırım’ın Vefatının 70. Yılında; tarihi tekliflerle bizleri buluşturması…” oldukça önemlidir.  Elazığ Şehrinin hedefinde, “2023 Yılı Türk Dünyası Kültür Başkenti…” olmalıdır.  Elazığ Şehrinin hedefinde; “Azerbaycan- Türkiye Uluslararası Devlet Üniversitesi…” olmalıdır.  Haydi Elazığ!