Geçen haftaki köşe yazımı yeni stadyumla bitirmiştim, yine oradan devam edelim…

Gençlik ve Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren’in “4-5 maç sonra oynarız” diye bahsettiği tarih, yaklaşık 1, 5 ay sonraki yani Ekim ayının ortalarına tekabül ediyor.

Fiziki olarak tamamlansa da henüz çimi serilmemiş, iç donanımları tamamlanmamış yeni stadyumda futbol oynanması belki 2. yarıda gerçekleşebilir.

Yüklenici firma süresi içerisinde stadyumu Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın temsilcisi olan il müdürlüğüne teslim edecek.

Çoğu insan zannediyor ki; yüklenici firma tarafından il müdürlüğüne teslimi anında stadyumda maç oynanacak.

Hayır!..

Stadyumun Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından yapılacak çok daha önemli işleri var.

Çim serimi…

Stadyumun tefrişatı gibi zaman alacak işlerin yanı sıra, eksikliği hissedilen işler de yine Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından yapılacak.

Yani 4-5 maç sonra maç oynanması hiç de kolay değil.

En iyimser, 2. yarıda oynarsak zamanlama açısından iyi iş yapılmış olunur.

***   ***   ***

Kamuoyunda herkes Mesut Saray-Feyzullah Şahin Güneş olayını konuşuyor.

Duymayan-bilmeyen yok.

Detaylarını buradan yazıp da insanlar üzerinde etkileyici olmak istemiyorum.

“Kim haklı-kim haksız” konusu da çok fazla ilgilendirmiyor doğrusu…

Ama yaşanmış “sert” bir tartışma var.

Adına kavga deyin, karşı karşıya gelme deyin; ne derseniz deyin;

Ortada Elazığspor camiasına yakışmayacak davranış ve hareketler var.

Günlerdir gazeteler yazıyor, soruyor;

Televizyonlar haber yapıp soruyor;

Elazığspor kulübünden konuyla ilgili bir açıklama yok!

Mesut ve Feyzullah kafileye alınmadı, Erzurum’da bırakıldı;

Açıklama yok!

Elazığ’da kadro dışı bırakılıp altyapıyla çalışmalarını sürdürdüler (veya sürdüremediler);

Yine açıklama yok!

Lisansları çıkartılmadı;

Açıklama yok.

Affedilecekler büyük bir ihtimalle;

Bunun da açıklaması yok!

Kurumsallaşma için çabalarken, teknoloji ve haberleşme çağındayken;

Maalesef bir adım ileriye gidememişiz, ona yanarım.

***   ***   ***

Lig başlıyor.

Son hazırlık karşılaşması Bölgesel Amatör Lig’deki temsilcilerimizden Aksaray Gençlik Spor Kulübü’yle yapıldı.

Hani söyleniyor ya “tam bir kolej takımı olduk” diye…

Mesut-Feyzullah olayından sonra bu maçta da genç oyuncu Eray Berk Yıldız’ın rakibine çok sert girmesiyle başlayan disiplinsizlik; ne yazık ki o “kolej takımı olduk” söyleminin havada kaldığını gösteriyor.

Transferi açamadık, mevcut oyuncularla devam edeceğiz.

“Futbolcuya dayalı düzen” için kimse heveslenmesin!

Futbolcular olarak söz verdiğiniz hedef doğrultusunda başarılı olmanın ilk yolu; birlik-beraberliği sağlayıp takım olabilmektir.

Disiplinin şart olduğu ortamda, kolej takımı olduğunuzu söylemle değil; antrenmandaki, sahadaki eyleminizle gösterebilmektir.