Para bilinen tarihle, ilk olarak 2700 yıl önce bu topraklarda Lidyalılarca altın ve gümüşten madeni olarak basıldı. Ekonomi Fakültesi’nde Makro İktisatı ilk olarak Prof. Dr. İlker Parasız hocamdan öğrendik, ekonomi alanında 47 eser bırakan rahmetli Hocamın en önemli eserlerinden biri “PARA TEORİSİ ve POLİTİKASI’’dır.

        Fakülte’nin ilk dersi İktisada Giriş dersini de Prof. Dr. Mahir Kaynak Hocamızdan öğrendik, çok derin bir bilgiye ve yaşama sahip olan hocamızdan derin bir ekonomi politikası sağlamış olduk. Rahmetler dilerim Sayın Hocalarıma…

      Halen iki ayrı partinin Genel Başkanlığını yapmakta olan hocalarımızı da gelecek haftalar anlatabilirim, onlardan da Siyaset sanatını öğrendik.

       Paranın icat edildiği bu topraklarda bizler nasıl parasız kaldık ve niye çözüm üretemiyoruz?  Enflasyonlu büyüme modelinde nerede yanlış yapmaktayız? Yoksa bu modeli seçimler dolayısıyla askıya almanın bedeli mi bu enflasyon!

     Seçmenin yönünü belirleyecek olan maalesef maddiyat yani parasızlık. Yerel seçimler dolayısıyla adayların emeklilere nakit destekleri, ikramiyeleri ve seyyanen zam vaatlerini görünce bir şekilde parasız olmadığımız aklıma geliyor. Ne de olsa parayı biz icat etmişiz!

     Bu süreçte Mega projeler pek gündemde yoktu. Kaldırım, cadde, han, köprü, hamam ve yol yapımı da çok göze gelmedi. Enflasyon ile mücadelede bu bence olumlu bir adım sayılır ve vergi olarak dönecekti zaten…

     Sebepler ve sonuçlara hepimiz ayrı yerlerden bakmaktayız. Hocalarımızı anmamın sebebi düşünce kalıbımızı şekillendirmeleri ve bizlere verdikleri eğitim ve öğrenime göre Makro ekonomik düşünce ile gelecek nesilleri düşünerek hareket edip, o anki yaşantımızdan fedakârlık ile çözümler üretmeyi öğretmeleridir. Eğer enflasyonun sebebi seçimler ise, demokratik parlamenter sisteme dönelim partileri stresten kurtarırız. Eski sistemdeki gibi bol keseden verilen parasız vaatler olacaksa krallıkta kurtaramaz bizleri.

   Ekonomi alanında alınan kararlar bir politikadır ve karar alıcılar o anı idare etmek ve karşılığında seçmeni kazanmak için bunu yaparlar. Faizlerin indirilmesi, Kur Korumalı Mevduat Hesapları, çok düşük oranlı gayrimenkul kredileri ve birçok krediler hep ekonomi politikasının ürünleridir. Enflasyonist bir ekonomide, kurlarında yükselmesi ile Devlet bu aldığı ekonomik kararların farkını ödemekte zorlanır. Bu alınan kararlar toplumun gelir dağılımında büyük uçurumlar oluşturur ve enflasyona karşı kendini koruyamayacak düşük gelirliler için sorun devam eder.

     Ernest Hemingway bir yazısında Enflasyon ve etkisi için şöyle yazmış “Yanlış yönetilen bir ulus için ilk sonuç paranın enflasyonudur; ikincisi savaştır. Her ikisi de geçici bir refah getirir; her ikisi de kalıcı bir yıkım getirir. Ama ikisi de siyasi ve ekonomik fırsatçıların sığınağıdır.’’

     Ekonomik kararlar neticesinde yüksek bir enflasyon yaşamaktayız, bunu önlemek için artırılan gösterge faizi, çeşitli makro ihtiyati tedbirler ile talebi daraltmaya çalışmaktalar. Birkaç ay daha yüksek çıkabilecek enflasyon, alınan ve alınacak tedbirlerle yakında düşmeye başlayacaktır, MB’nın faizi %50’ye çıkarmasını, sonraki aylar enflasyonuna göre değerlendirirsem; TL mevduat faizleri çok cazip hale geldi ve ileri aylarda reel bir getiri oluşturacaktır, TL’nin değerlemesi ile Döviz ve altına talepler düşebilir.

Yurt içi yerleşik kişiler döviz hesapları toplamı 164,2 milyar Dolar oldu. MB resmi rezerv rakamları 67,35 milyar dolar, yani seçimler dolayısıyla para transfer olmuş.

    Geçmiş yazılarımda da belirttiğim gibi enflasyon ile mücadele kararlılık ile olur yolun yarısında “ben vazgeçtim yeni bir yol buldum” denilemez artık ve tüm kesimlerin kendi aleyhine de olsa yerel seçimden sonra bu sürece destek vermelerini bekliyorum. Çünkü, şu an kritik eşikteyiz ve gençlere güzel bir ekonomi bırakmak zorundayız, bu sorunların sebebi bizleriz. Bu sorunlar bizim neslin ekonomi anlayışından ve siyasi kararlarından kaynaklanmaktadır. Aynı şeyi tekrar tekrar yaparak farklı sonuç beklenmemelidir.

Hayırlı seçimler olsun…