Buruk bir bayram geçirdik. Hayat pahalılığı, enflasyon, işsizlik, yokluk, fukaralık bayramı unutturdu. Esnaf doğru dürüst satış yapamadı. Kurban kesme oranı geçen yıl ve yıllara göre yarı yarıya düştü. Elazığ’da kurulu kombinalardan birinin sahibi, “geçen yıl 820 kurban, bu yıl 320 kurban kestik” dedi.  Neredeyse yüzde 60 oranında bir düşüş. Bu, fakire daha az et gitmesi demek.

İyi yönetilmiyoruz. Bunun birçok sebebi var. Bilim ve akıl yolundan ayrılmak, rüşvet, iltimas, yolsuzluk, kibir, inat gibi birçok sebep sayılabilir. Ama en önemlisi vatandaşın kayıtsızlığı, elindeki mührü doğru kullanmaması. İyiyi, kötüyü seçen biziz. Yapanı, yapamayanı getiren de biziz. Yıllardır bir kriz devam ediyor, bunun müsebbipleri hâlâ iş başında duruyorlarsa suçlu aramaya gerek yok; suçlu biziz!

PARTİLER ANKETLER

Suçlu biziz derken oylarımızı doğru kullanmamayı, partizanlığı millî menfaatlerin üzerine çıkarmayı kastediyorum. Memlekette yangın var, bazıları hâlâ partim, partim diyor. Ülke batırılıyor, soyuluyor, bütün yük fakir fukaranın sırtına bindiriliyor hâlâ liderim diye dolaşan aymazlar var. Böyle bir toplumdan ne olur? Yapamayanın eteklerine yapışıp, onu bırakmayan bir toplum her türlü felaketi hak eder.

Geçen hafta ORC araştırma şirketinin Elazığ anketi yayınlandı. Ankete göre büyük oranda oy kaybetmesine rağmen AKP hâlâ birinci parti, İYİ parti yüzde 17,5 ile ikinci, CHP yüzde 15 ile üçüncü parti. Bu tablo, Elazığ için utanç verici.

Birçok ilde iktidar partisi erirken, burada erimekle birlikte birincilikteki yerini korumuş. Demek ki Elazığlılar krizden, hayat pahalılığından, rüşvetten, yolsuzluktan, israftan gayet memnunlar. Müslümanlık satmakta üstümüze yok ama öte taraftan Allah'ın yasakladığı, men ettiği yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti alkışlamakta da üstümüze yok. Bu kafayla daha çok dövünürüz ama işe yaramaz.

Partilere gelince, İYİ Parti’nin yükselişi sürpriz değil. Parti yönetimi içindeki sabotajcılardan kurtulup istikrar kazandıkça bu oran daha da yükselecektir. Sağın alternatifi sağdır. İl Başkanı Sayın Servet Gürgözeler; ‘’İkincilik bize yetmez, birinci olacağız, partimizde herkese yer var, ahlaklı, namuslu, adil, kucaklayıcı siyaset isteyen herkesi İYİ Parti’ye davet ediyorum,’’ diyor.

Türkiye, ülkeyi felaketin eşiğine getiren, yandaşa 5/6 maş verirken fakirin simidini bile 4 TL’ye çıkaran bu iktidardan kurtulmalıdır. Bunun yolu bellidir, oylarımızı doğru kullanacak, yapamayanı gönderip, yeni kadro ve partileri deneyeceğiz. Şunu unutmayalım, yaralarımızı saracak olan yine kendimiziz.

MİLLETVEKİLİ MAAŞLARINA ZAM

Milletvekili maaşlarına zam yapıldı. Bu aydan itibaren 56 bin TL maaş alacaklar. Güle güle harcasınlar kimsenin maaşında gözümüz yok. Bir de emekli maaşı alıyorlarsa aylık gelirleri 85-90 bin TL civarına çıkacak.

Bir vekilimiz kısa süre önce TV ekranlarında pahalılıktan şikâyet edenlere; ‘’İki kilo kıyma alacağınıza yarım kilo alın, iki kilo domates alacağınıza yarım kilo alın’’ diye nasihat etmişti. Aynı vekil, milletvekili maaşlarına zam meselesi gündeme gelince ciyak ciyak bağırıp "geçinemiyoruz" demişti. Halbuki o tarihlerde bir milletvekili, 40 bin TL maaş, 25 bin TL civarında emekli maaşı toplamda 65 bin TL alıyordu. Vekilimiz bu maaşla geçinemiyorum diyordu.  Hani ele verir talkını kendi yutar salkımı dediğimiz durum tam da budur.  O 65 bin TL ile geçinemiyorum derken, ben Elazığ’dan onun lafını ona iade ederek, "iki kilo kıyma alacağına, yarım kilo al, iki kilo domates alacağına yarım kilo al" demesini beklerdim. Ama nerede o Elazığ, nerede o Elazığlı? İşte beni muğber (üzen/küstüren) eden de budur!