Geçen yıl yağışların azlığı nedeniyle kuraklık tehlikesi ile karşı karşıya geldik. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Trakya ve Marmara’da olağanüstü kuraklık yaşanmakta. Kışın ilk aylarında da daha önceki yıllara oranla kar yağışının çok az olduğu görülüyor. Meteoroloji Şubat ve Mart’ta da kar yağışı beklemiyor.  Avrupa kıtası geçtiğimiz yıl “En sıcak yaz mevsimini’’ geçirdi. Uzmanlar son yılların en kurak dönemine karşı uyarıda bulunuyor.

Kuraklığa bağlı olarak kuruyan göller tehlikenin boyutunu ortaya koymaktadır. Manisa’da Gediz ovasını besleyen Marmara Gölü’nün seviyesi kuraklığın etkisi ile her geçen yıl azaldığı, geçen yıl ise tamamen kuruduğu ve gölün kuruyan alanında şimdi tarım faaliyetlerine başlandığı söyleniyor. Daha önce 20 bin kuşa ev sahipliği yapan bu bölgede değişimin olumsuz etkileri gün yüzüne çıktı. Van Gölü de aynı tehlike ile karşı karşıya. Yaşanan kuraklıktan ötürü hızla su çekilmesi görülmektedir. Orta Anadolu’da da birçok göl kuruma tehlikesi yaşamaktadır. “Dünya Doğayı Koruma Birliği” nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya 28 bin türün 24 bininin tarım ve su ürünü olduğunu açıklıyor. Öte yandan dünyanın yüzde 70’ini kapsayan denizlerde de ciddi bir tükenişle yüz yüzeyiz. İklim krizine çözüm bulunmazsa önümüzdeki yıllarda dünyadaki yaşamın büyük ölçüde tehdit edileceği ve zorlanacağı belirtiliyor.

İklimde yaşanan bu olumsuzlukların tarımı ve buna bağlı olarak da gıdayı etkileyeceği dünyada gıda krizine yol açacağı iddia ediliyor. Diğer taraftan üretimdeki yetersizlik küresel gıda fiyatlarında artışa yol açmaktadır. Bunun sonucu olarak, 2022 yılında dünyada gıda fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 29,8 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’de ise TÜİK verilerine göre gıda enflasyonu yüzde 89,1 olmuştur. Yani Türkiye küresel gıda fiyat artışını 3’e katlamıştır. Bu gelişmeler ileride daha zor günlerin yaşanacağını ortaya koymaktadır.

Dünya bir taraftan iklim krizi tehlikesi yaşarken diğer yandan “Biyolojik Çeşitlilik” kaybı ile ilgili haberlerin gündeme geldiğini görüyoruz. Açıklamalardan; son 10 yıl içinde yaklaşık 1 milyon hayvan ve bitki türünün yok olma tehdidi altında olduğunu öğreniyoruz.

Dünyada bütün bu olumsuzluklar yaşanırken İklim Değişikliği 2022: ‘’Etkiler, Uyum ve Kırılganlık’’ Raporuna göre Türkiye Avrupa’da en kırılgan ülke olarak açıklandı. Bunun sonucu olarak, ülkemizin afet tehlikesi ile yüz yüze kalacağı, devasa orman yangınları, seller, toprak kaymaları gibi felaketlerin önümüzdeki yıl bizi beklediği belirtiliyor. (*)

Rusya-Ukrayna savaşında barışın kısa vadede gerçekleşmeyeceği, uzun bir zamana yayılacağı görülüyor. Savaş uzadıkça bunun yaratacağı ekonomik olumsuzluklar Avrupa’yı etkileyecek ve dünyada huzursuzlukların artmasına yol açacaktır. Özellikle Avrupa’da yaşanan enerji sıkıntısı savaşın yarattığı önemli sorunlardan birisi olarak önümüzdeki yıllarda da devam edecek gibi görünüyor.

Bütün bu olumsuz gelişmelerin yanı sıra dünyamızda yaşanan savaş ve protestolar nedeniyle ortaya çıkan büyük risk dünya için bundan sonra bir değişimin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile dünyamız asla eski dünya olmayacağı gerçeği ile karşı karşıya gelmiştir. Bundan dolayı artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacağı için değişmeyi, yeni ve farklı şeyler yapmayı göze almalıyız.

Kaynakça:

(*) Yücel SÖNMEZ