Hazine ve Maliye Bakanlığı nakit gerçekleşme raporuna göre, 2025 Nisan’da Hazine’nin gelirleri ilk kez 1 trilyon lirayı aşarken, faiz ödemeleri de bu ay 257 milyar lirayı geçerek rekor kırdı. Faiz ödemeleri;
- Ocak 2025’de 153.6 milyar lira
- Şubat’ta 138.2 milyar lira
- Mart’ta 135.5 milyar lira
iken Nisan’da yüzde 107 artışla 257.1 milyar liraya ulaştı. Nisan’da Hazine’nin giderleri 1.2 trilyon lirayı aşarken, nakit dengesi 183.5 milyar lira açık verdi.
Bu yılın Ocak-Nisan döneminde ise 3.5 trilyona yaklaşan gelire rağmen giderler 4.5 trilyon lirayı aştı. Böylece hedeflenen 1.9 trilyon liralık bütçe açığı 4 aylık dönemde 1 trilyon 85 milyar lira açıkla gerçekleşmiş oldu. Hazine, yılın ilk 4 ayında 684.5 milyar liralık faiz ödemesi yaptı. (*)
Oysa, 2025 yılı bütçesinde öngörülen bütçe açığı 1 trilyon 931 milyar lira iken daha 4 aylık dönemde bu açığın 1 trilyon 85 milyar lirayı bulması, bu yılın bütçe açığının hedeflenenin çok üzerinde olacağını ve 3 trilyon lirayı aşacağını gösteriyor. Yeni rekorlar kıran bu bütçe açıklarının nasıl finanse edileceği ise sorun olmaya devam ediyor.
Gelirler tarafını düzeltemeyen, harcamaları da bir türlü kontrol altına alarak kısamayan Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın finansman ihtiyacının 4 trilyon liraya dayandığı hesaplanıyor. Tek seçenek olarak gözüken iç borçlanmanın bu nedenle gelecek yılın bu dönemine kadar 4 trilyon lirayı aşabileceğinden söz ediliyor.
Hazine’nin brüt borç stoku an itibariyle 10 trilyon lira seviyesinde bulunuyor. Hazine dış borçlanmada zorlanırken ve daha fazla yüksek faiz yükü ile karşı karşıya kalmamak için aylık ortalama 350 milyar liralık bir iç borçlanma ihtiyacını ortaya koyuyor. Borç yükü nedeniyle her yıl rekor düzeyde faiz ödemek zorunda kalıyoruz. Sonuçta, bu yılın sonunda bütçe açığının 3 trilyon lirayı aşacağı ve faiz giderlerinin ise 2 trilyon lirayı geçeceği dikkate alınırsa işimizin ne kadar zor olduğu görülüyor. Bütçe açığını kapatmak için önemli olmakla beraber sadece harcamalardan tasarruf edilmesi yeterli değil. Bütçe gelirlerinin de arttırılması gerekiyor. Aksi halde aradaki fark için Hazine borçlanma yoluna başvurmak zorunda. Bu durum bütçe dengesinin sağlanmasında vergi gelirlerinin önemini daha da arttırıyor. Yakın zamanda asgari kurumlar vergisi, yap-işlet-devret modelinde faaliyet gösteren firmalara yüzde 30 Kurumlar Vergisi oranı gibi bütçe gelirlerini arttırıcı vergi düzenlemeleri getirildi. Bu düzenlemeler 2025 yılı itibariyle önemli vergi geliri artışı olacak şekilde tahmin ediliyor.
Bütçe açığının yaklaşık yüzde 80’ini faiz giderlerinin oluşturması tek sorunun faize ödenen paralar olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu da, devletin günde ortalama 5.4 milyar lira dolayında faiz ödemesi yapacağı, yani adeta faizle yaşayacağız anlamına geliyor. Böyle giderse çok değil birkaç yıl sonra tam anlamı ile faiz bağımlı ve çözümsüz bir borç batağında kendimizi bulmuş olacağız. Bu nedenle vakit geçmeden her geçen gün büyüyen ve rekora giden bu borç ve faiz yüküne bir çözüm bulmamız gerekiyor.
Kaynakça :
* Tolga Uğur