Geçtiğimiz yıl 24 Kasım Öğretmenler Gününde çok farklı bir program yapılmıştı.

Bu kapsamlı çalışmada; “Elâzığ Valiliği, Elâzığ Belediyesi, Fırat Üniversitesi, Türk Edebiyatı Vakfı, Elâzığ Kültür ve Tanıtma Vakfı’nın katkıları…” takdire şayandı

Geleceğe iz bırakan bu faaliyetin düzenleme kurulunda; “Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Elâzığ Kent Konseyi, EMKD, Elâzığ Kız İlk öğretmen Okulu Mezunları ve Manas Yayıncılık” yer alıyordu.

Şener Bulut ve arkadaşlarının bir yılı bulan çalışmaları meyvelerini veriyordu.

Masamın üzerinde, “Anılarda Elâzığ Kız İlk öğretmen Okulu” eseri yer alıyor.

Eserin kapağında, “Eğitim Meşalesi!” yer alıyor.

O meşalede kullanılan renkler,

“Siyah, ciddiyet ve otoriteyi…” vurguluyor.

Meşalenin ateşindeki, “kırmızı” bayrak rengimiz olmasının yanında;

“Canlılığı, azmi ve dinamizmi…” simgeliyor.

“Anılarda Elâzığ Kız İlk öğretmen Okulu” isimli eser; Meftune Gül, Şükran Tor, Zeynep Paslı Büyükbudak tarafından yayına hazırlanmış…

2022 tarihinde Manas Yayınları 93.ncü eser; Sanat ve Edebiyat Eserleri Dizisi arasında Manas Yayıncılık tarafından okuyucu ile buluşturulmuş.

Kapak Tasarımının Gül Arı tarafından hazırlanan eserin Dizgi ve Sayfa Düzeninde emektar bir insanı, Recep Bağcı’yı görmekteyiz…

236 sayfadan oluşan eserin arka kapağında, sözleri E. Zuckmayer- S. Tamer ait, “Dostluk Şarkısı!” bana şahsen anlamlı geldi.

“Dostluğun biz sevgisiyle

Toplandık her an burda

Bu sevgi bağı kopmaz hiç

Dağılsak bir gün yurda

Bu güzel günü andıkça

Çarpacak kalbim benim

Bu sevgiyle ebediyen!”

Tarihi bir faaliyeti bizlere özetleyen buram buram his kokan bir beste…

Tarihi Halkevi Binası, 11.07.1952 tarihinde bütün müştemilatı ile birlikte “Milli Eğitim Bakanlığına Tahsis Ediliyor!”

O tarihten itibaren, bir büyük meşale yanacaktı Elâzığ’da…

O meşale, Elâzığ Şehrinden Anadolu’nun en ücra köyüne kadar ışık olup akacaktı…

Eserin takdim yazısında Meftune Güler bizlere, “Öğretmen Okullarının Türk Eğitim Tarihi içerisindeki yerini anlatacaklar…” Bu kadim tarihimizde, Elâzığ İlk öğretmen Okulu’ndan geleceğe şerh düşen ‘anılarımıza…’ dikkat çekecekler.

Ceyhun Atıf Kansu’nun öğretmenlerin gönüllerine dokunan mısraları;

“Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım

Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,

Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden

Ne güller fışkırır çilelerimden,”

Eserde, Meftune Güler’in Takdim Yazısıyla birlikte, Zeynep Paslı Büyükbudak’ın Sunuş yazıları ve Şükran Tor’un, “Okurlara Yönelik…” duyarlı bir yazısı yer alıyor.

O dönemin Öğrencileri, Öğretmenlerine de, eserde birer makale ile yer vermişler.

 Mehmet Emin Halim/ 51 Yıl Önce Elâzığ Kız İlk öğretmen Okulu

Hasan Karadaban’ın/ Köyden Şehire

Dr. Mehmet Kaplan’ın / Etüd Başlıyor

Muazzez Karakoç Töremiş’in / Öğrencilikten Öğretmenliğe

Munise Palaz’ın / İlk Görev Yerim, İlk Gözağrım Elâzığ’ım

Şevki Gülaydın’ın / Bu Okulda Göreve Nasıl Başladım?

Şükran Tor’un / Öğretmen Bir Türküdür

Zeynep Paslı Büyükbudak/ Anılar… Anılar… Gözümde canlandılar

Kitabın yapraklarını çeviriyoruz.

“1960-1970 Dönemi Mezunlarına Ait Anılar”

Gülsen Tikensak Sabuncu, Naime Koç Özeren, Nudiye Erdemli Sinanç, Canan Sözeri Kurt, Sıdıka Güler, Nurten Sezgi Özeke, Nazmiye Can Yılmaz, Güzide Atabay İşler, Zühal Lüleci Gül, Aycan Kacar Aygün, Mihriye Kaya..

“1974-1975-1976 Dönemi Mezunlarına Ait Anılar”

Sevgi Zaloğlu, Aysel Aker Ün, Berrin Güler Boztuna, Deniz Cengiz Erten,

Güler Gölen Erçel, Gülhan Uğurtaş Gönenç, Hasibe Çimen Gönen, Hatice Koca Çalışkan, Hayrinisa Küncü Ağuş, Hızır Oğuz Cengiz, Huri Önal Demir, İlahiye Süer Özsoy, Kıymet Köse Ozan, Münire Yılmaz Bulut, Necla Bargu Çolaklı, Nurcan Yılmaz, Salih Yünkül, Selçuk Sever, Sema Türker, Turhan Orhan,

Yıldız Koyuncu Çiftçioğlu, Yüksel Tanyıldızı, Zübeyde Yılmazer Şimşek, Ali Kaya…

Eserin Son Bölümünde Elâzığ Kız İlköğretmen Okulu Vaziyet Planı Yer Alıyor.

Türkiye’de belki de örnek/ model olabilecek bir çalışma…

Bizlerde, ‘Günlük’ veya ‘Not Tutma’ geleneği yok.

O sebepledir ki, geçmişe dair hafızamız zayıf/ veya unutulmaya yüz tutuyor.

Bu eser, Elâzığ Milli Eğitim Tarihinde de ‘önemli bir boşluğu dolduruyor’

İlki 16 Mart 1848 tarihine kadar uzanan Öğretmen Okullarını tekrar tartışmaya açabilir miyiz?

Ülkemizin bir numaralı gündemine taşıyabilir miyiz?

Bir gerçek/ bir realite, o dönemlerin mezunları öğretmenlerimizin meslek hayatlarında da, ‘başarılı olduklarını içtenlikle söyleyebilirim.