Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en önemli seçimine günler kaldı. Tarihi bir süreci yaşarken, ortada olan gelişmeler ise gerçekten çok düşündürücü…

Görmek isteyen gözlerin gördüğü, duymak isteyen kulakların duyduğu tarihi günler yaşadığımıza inanıyorum.

   Bir tarafta ülkeyi yaklaşık yirmi senedir yönetmekte olan iktidar, diğer tarafta ise söylemleri ile yüreklere su serpen muhalefet cephesi. Mevcut iktidar görev başına geldiği dönemlerde otuzlu yaşlarımın başında yüreği yine vatan ve millet menfaati için çarpan bir insan olarak, Türk vatandaşlarının seçim sonucunda sandığa taşıdığı iktidara, her Türk vatandaşı gibi saygı duymuş, yapılan başarılı çalışmaları takdir ederken, yapılan hataları ise dile getirmişimdir. Zaman su gibi akıp giderken ortaya çıkan daha doğrusu bugün içerisinde bulunduğumuz seçim öncesi atmosferi, ben ve benim gibi düşünen birçok vatandaşı tedirgin ediyor…

   Söylemler gerçekten çok ağır, kullanılan dil çok ama çok yaralayıcı… Ülke adeta patlatılmak istenilen bombaya malzeme taşıyan, sanki insan dışı varlıkların konuşması gibi çok farklı… Yapılacak olan seçim sonucunda karşı tarafın kazanması halinde siyasi darbe, karşı gruptaki vatandaşların işgalci gibi bu ve buna benzer söylemleri duymak gerçekten kötü. Daha geçen yerel seçimlerde İstanbul’da “Sevgili Kardeşimize mi oy vereceksiniz yoksa Sisi’ye miii…” diye meydanlarda bağırmak bu ülkeye asla bir şey kazandırmayacaktır…

   Mahalle arasında top oynayan çocuklar aklıma geliyor. Kendi attığı golle havaya uçan, karşı takımın golünü saymayan cazgır tipleri hatırlarsınız… Aynı onlar gibi değil mi?

   Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan herkes, seçim sandığından çıkacak sonuçlara saygı göstermek zorundadır. Bu olmazsa olmazımızdır. Başka bir çaremiz de yoktur. Aksi hareketler ülkeye, halka ve buna kalkışanlara büyük bedel ödetir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.

   Özellikle iktidar cephesinde oluşan birliğinde son derece zayıf bağlarla biri birine bağlı olduğunu düşünüyorum. Dün biri birine olmadık laflar söyleyenler, bugün bir arada ve anlamsız bir birliktelik yaşıyorlar. Eğer mevcutta bizim halk olarak bilmediğimiz başka bir konu varsa, bu açıklanmalı; ülke birlik, beraberlik ve menfaati için tek yumruk olarak bir araya gelmelidir. Ve gelmek zorundadır. İnan edin halkın bu konuda tereddüdü yoktur. Mesele Türkiye’mizin menfaati, çıkarları ve selametidir. Ülke feraha çıkacaksa bu halk her türlü fedakârlığı yapacaktır. Ancak bir grup ya da bir kesimin menfaati için hiç kimse bu millete kızılcık şerbeti içiremez. İçirememiştir de.

   Seçime günler kala atılan temeller, suya indirilen gemiler, gökleri süsleyen ve gururumuz olan projeler gerçekten çok güzel. Dahası ve iyisi yapılarak desteklenmelidir. Ama yanlışa da yanlış dememiz gerekmektedir. Hakkı, hak edene vermek zorundayız. Günümüz teknoloji çağı, yapmış olduğunuz bir açıklama, yıllar sonra sizin karşınıza gelebiliyor. Mesele samimiyetle çıkıp neyin ne olduğunu bu halka anlatmanız gerekmektedir. Siz her ne kadar cahil kesim diye adlandırdığınız kesimin ferasetine güvenseniz de, bu halk gerektiği zaman gerektiği cevabı size sandıkta verecektir.