Bedevi sözlükte; “Çölde yaşayan” “Hızlı koşan at” anlamlarına geliyor.

A.H. Tanpınar’ın bir şiirinde;

“Neşideler okur iken geceyi

Çöllere açılan gamsız bedevi”

Burada, “Bedevi kültürünü” çok güzel ifade ediyor. Acıları, sıkıntıları; “dertlenmeyen, dert edinmeyen, paylaşmayan” Sadece, “kendi dünyasıyla” meşguldür!

Bir toplum için en tehlikeli olan şeyler nelerdir? “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler…”

“Gemisini kurtaran kaptan” “Bana Ne?” zihniyeti! İşte, Bedevi Zihniyeti!

Bizim inancımız, “ortak akıldan” Millî tefekkürden, “paylaşma kültüründen” bahseder.

Bu kültür neleri getirmiştir? Birbirimize karşı, “saygıyı ve muhabbeti, selamlaşmayı ve sadakati, doğruluğu ve dürüstlüğü, güveni ve emniyeti, hak ve sorumluluk şuurunu…” getirmiştir.

Bedevilerle ilgili ayet ve hadisler, Özellikle de, “sosyal bilimcilerin” dikkatlerini üzerinde toplar.

Ayet, (Arapların göçebe kısmı olan) bedeviler, küfür ve nifak cihetiyle (şehirdekilerden) daha şiddetli ve Allah’ın, Resulüne indirdiği şeylerin (o hükümlerin) hududunu bilmemeye daha layıktırlar. Allah ise, Âlim (hakkıyla bilen)dir, Hâkim (her işi hikmetli olan)dır.” (Tevbe, 97)

Bizlerin yıllardan beri en büyük endişesi nedir? Toplumdaki, “kültür erozyonudur!” Toprağın çölleşmesi gibi, “gönüllerde” çölleşebiliyor! “İzzet” İslam siyaset düşüncesinin önemli bir kavramıdır. İzzetin zıddı nedir; “zillettir!” İzzetli olmak, “manevi bir gücü” ifade eder! Manevi kaynaklarıyla beslenen, “birleştirici” bir güçtür.

Cemil Meriç’in güzel bir söz var; “İki yol var, insanlık için; kendi kendini imha veya gerçekten insanlaşmak. İnsanlık tek merkeze yönelen bir tür; öteki türler gibi dağıtıcı değil. Bu biricik düşünen türün sonu, çözülüş olamaz. Mekân ve zamanı aşacak insan”

Bizim Kültürümüzde, “Hadaret” kavramı vardır. Hadaret sözlükte, “şehirlerde yaşayan medeni,

Bir şeyin yanında bulunmak, Huzur. Yakında olmak, Hazır etmek. Hazır olmak, Medeniyet!” anlamlarına geliyor.

Bedevilerle ilgili bir farklı ayette şöyledir; “Hem bedevilerden öylesi vardır ki, (Allah yolunda) harcadığını zarar sayar ve (bundan kurtulmak için) sizin başınıza belalar gelmesini bekler. (O) kötü bela kendi başlarına gelsin! Hâlbuki Allah Semi (onların sözlerini hakkıyla işiten)dir, Âlim (niyetlerini hakkıyla bilen)dir” (Tevbe, 98)

Kendi kişisel menfaatini sürekli ön planda taşıyan; “hayır ve infakı” zarar gibi düşünen bir zihniyet!

Özellikle günümüzde, “bedevi zihniyetini!” bileceğiz. O zihniyetin ne kadar, “bencil, cimri, çıkarcı, faydacı…” olduğunu göreceğiz! “Ve bedevilerden özür bahane edenler, kendilerine izin verilsin diye geldiler; Allah’a ve Resulüne yalan söyleyenler ise oturdu. Onlardan inkâr edenlere yakında (pek) elemli bir azap isabet edecektir” (Tevbe, 90)

“Bedevi (lerden bir kısmı); “iman ettik” dediler. De ki, (siz aslında gerçekten) iman etmediniz; fakat “teslim olduk” deyin; Çünkü iman henüz kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah’a ve Resulüne itaat ederseniz, (Allah) amellerinizden hiçbir şeyi eksiltmez Şüphesiz ki Allah Gafur (çok bağışlayan)dır, Rahim (çok merhamet eden)dir” (Hucurat, 14)

Sevgili Okurlarım, “Bedevileşmek” kavramı üzerinde duralım! Bu kavram bizleri, “Ülkemizin gerçeklerini” sorgulama imkânı verecektir. Siyasette, Ticari Hayatta, Sosyal Hayatta… Davranışlarımız nasıl?

“Yalan ve Aldatma Kültürü!” var mı? “Şüphecilik ve tereddüt!” var mı?

“Dedikodu ve iftira!” var mı? “Kin, Nefret, Öfke, Haset!” var mı?

“Adam kayırma ve kolaycılık!” var mı? “Fesat ve Fitne!” var mı?

“Rüşvet ve İhtikâr!” var mı? “Hile ve Hırsızlık!” var mı?

“Makam ve ihtiras!” var mı? “Var mı?” Bu bir sorudur?

Bu soruları daha da “çoğaltabiliriz!”

“BEDEVİLEŞME!” bir bakıma, “koyu bir taassubun da!” adıdır!

“BEDEVİLEŞME!” bir bakıma, “sosyal ve kültürel kirlenmenin de!” adıdır!

Muasırlaşma kavramı sizlere, “münevver…” bir iklimi çağrıştırır!

Eskiler, Harput için ne diyorlardı; “İstanbul Beyefendisi!”

“Beyefendi!” güzellikleri kendisinde toplamış bir sıfat! O inceliğin, zarafetin, sadeliğin… Neresindeyiz? Bu soruyla, gün boyu zihnim çalkalanır!