MAHALLİ KASET

Dükkânın önünde, sırtımı duvara dayamışım etrafı seyredim. Derken mahalli türküler söyleyen bir arkadaş yanıma yanaştı ve direk “abe sende eski kaset var mı?” dedi, bir durakladım ve içimden günlerdir gündemde olan kaset olaylarını geçirdim. Hani o herkesin dilinde olan “falanın da kaseti çıkmış, bugün bir kaset daha piyasaya sürülmüş” mevzusu var ya işte kaset denilince aklıma onlar geldi. Sonra arkadaş mevzuya açıklık getirdi.  Meğersem ünlü ve rahmetli olmuş bir sanatçımızın eskiden doldurduğu kasetlerden istiyormuş. Sanatçının bizle olan muhabbetini bildiği için aklına biz gelmişiz daha kaset denince herkesi bir korku sarıyor, bence kimse kimsenin yanında kaset lafı etmesin. 

                                                                        ***

MERDİVENLER

Son günlerde bir “merdiven altı” sözü söylenip duruyor. İsim verilmeden söylendiği için kimler kast ediliyor bilinmiyor. Merak edip “bu merdiven altı ne demektir?” diye araştırdım. Yasal olmayan yollardan üretim yapmak demekmiş, şimdi de beni bir merak sardı. Memlekette yasal olmayan yollardan üretim yapılıyor ve devam ediliyorsa buna niye seyirci kalınıyor. Yok seyirci kalınacak ise o zaman demek ki merdiven altı değiller ve üretilenler de merdiven üstü. Merdivenin altından geçmeyi bile uğursuzluk sayan insanlar günlerce saatlerce merdivenin altında dururlar mı devamlı merdivenin altında dursan gelip geçenler “yav sen kafayı mı yedin?” derler, neyse ben merdiven meselesine fazla karışmayayım, zaten büyüklerimiz gerekeni yaparlar.

                                                                        ***

TÜRKİYELİ

Aylar önce rektör atandığı zaman “hele bir durun gelsin görek, bakak, nedir, neyin nesidir?” Diye bir yazı yazmıştım. O zamanki serzeniş Elazığlı olmamasındandı. Ben ‘’olsun neticede Türkiyeli ve önceden karaçalı suyu içmiş Harput’u ziyaret etmiş ve Fırat’tan mezun” diye fikrimi belirtmiştim. Gelelim bugüne; övgüler alkışlar havada uçuşuyor, demem şu ki biz nasıl başka şehirlerdeki bürokratlarımızla, atanmışlarımızla övünüyorsak, bırakalım başka şehirliler de bizdeki hemşerileriyle gurur duysunlar. Sevinsinler kaptırdıkları için dizlerini dövsünler bizde meyveleri toplayalım. Haydi Dadaşlar, gün sizin gününüz hemşerinizle övünün, gurur duyun ama şunu da unutmayalım Gakgoş Dadaş hepimiz TÜRKİYELİYİZ.

                                                                      ***

SAÇ SAÇA BAŞ BAŞA

Çarşıda, pazarda, caddede bir köşede genç kızların, bayanların saç, baş yolarcasına birbirlerine girmeleri ve kavga görüntüleri baya bir artmaya başladı. Erkekler olsa, hadi derim falan, filan dizilerden etkileniler. Bayanlara ne oli tv’ler de fazla dizi seyretmediğim için bilemim. Acaba onları da etkileyen tesirleri altında bırakan dizileri mi var? Bu dizilerde hep vurdu, kırdıyı özendiriyor. Yok yok bu TV’ler bizi baya etkilemeye başladı ya da seyretmesini bilmik.

                                                                       ***

MÜZİKLE TEDAVİ

Her gün bir yerlerde görüyoruz Elazığ, depremin yaralarını sarıyor haberlerini.  Biraz öncede sosyal medya da gözüme çarpan bir haberde, ‘’hastaların bir sanatçımızın okuduğu mahalli türküler eşliğinde ameliyat edildiğini gördüm.’’ Şimdi ameliyat yapılise o zaman yaraların da mahalli müzik eşliğinde sarılması gayet iyi olur. Zaten mahalli müzik eşliğinde, bu şehirde binalar yıkılmadı mı?  Mahalli sanatçılarımız ağıtlar yakmadılar mı? Ameliyat olise yara sarma da olabilirmiş değil mi?

 

HAFTANIN FIKRASI

Üç deli akıl hastanesinden kaçmaya karar verirler, ama hastaneden kaçmak için 100 basamaklı merdiven engelini aşmak zorundadırlar. Merdiveni çıkmaya başlarlar 1,2,3,4,5 derlerken 50. Basamağa gelirler. 1. Deli:” ben çok yoruldum! ‘’ der ve geri döner. İki deli devam eder 80. Basamakta ikinci deli de yorulur ve geri döner. Üçüncü deli merdivenleri çıkmaya devam eder.81,82,83,90,95,96 derken son basamak olan 100. Basamağa gelir ve der ki:

‘’Çok yoruldum... Geri döneyim onu da yarın çıkarım.’’