Emlak vergisi; bina, arsa ve arazilerin vergi değeri üzerinden hesaplanmakta olup, bu değerler 4 (dört) yılda bir yeniden belirleniyor. İçinde bulunduğumuz 2025 yılında, 2026-2029 yılları arasında geçerli olacak emlak vergisi değerleri rekor artışlarla belirlendi. Üstelik bazı şehir ve mahallelerde bu değerlerin 10 katına kadar artış gösterdiği görüldü. Ancak, bazı büyükşehir ve turizm bölgelerinde 40-50 kat değer artışları olduğu açıklanıyor. Emlak vergisi, Türkiye sınırları içinde bulunan bina, arsa ve araziler üzerinden alındığı için doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye’de yaşayan hemen herkesi çok yakından ilgilendiren bir vergi. Özellikle yapılacak uygulama ev sahibi olan ve kira geliriyle yaşamını sürdüren, geliri kısıtlı orta kesim ve alt kesimde yaşayan vatandaşlar üzerinde sorun yaratacaktır. Önümüzdeki 4 yıl için vergiye esas değerlerde yapılan rekor artışlar mülk sahiplerinin mali yükünü ciddi oranda etkilemesine rağmen, kamuoyunun büyük bir kısmı olayın farkında değil.

Belediyelerin açıkladığı 2026 yılı vergi matrahları gayrimenkullerin bulunduğu cadde ya da sokağı dikkate alarak belediye veya muhtarlıklar tarafından ilan edildi. Tespit ve ilan edilen değerlere karşı dava açma süresinde son gün 7 Eylül 2025.

Bu yıl 2’si belediye yetkilisi ve diğerleri defterdarlık yetkilileri tapu müdürlüğü, ticaret ve ziraat odası üyeleri ile mahalle muhtarlarından oluşan 7 kişilik “Takdir Komisyonları” tarafından yeniden belirlenen bu değerler 2026-2029 yılları için ödenecek emlak vergilerinde dikkate alınacak. Dolayısıyla belirlenen bu rekor değerler gelecek yıllarda ödenecek emlak vergilerinde ciddi artışlara neden olacak.

En değerli caddedeki bir gayrimenkulün metrekare rayiç değeri 2025-2026 arasındaki bir yılda yaklaşık yüzde 656 yani 7.6 kat artıyor. İstanbul ve Ankara’da 2026 yılı için arsa bedel artışları bu şehirlerdeki emlak vergilerinde akıl dışı artışlara yol açacak. Daha önce 4-5 bin lira emlak vergisi ödeyen 50-60 bin lira, 20-25 bin lira ödeyen yeni yılda 175 bin lira dolayında vergi ödemek zorunda kalacak. (1)

Emlak vergilerinde bu korkunç artış, sadece gayrimenkul sahiplerini değil doğal olarak kiracıları da etkileyecek. Ayrıca gayrimenkullerin satışı sırasında ödenen tapu harçları, damga vergisi, Değerli Konut Vergisi veraset ve intikal vergisi gibi vergi ve harçların artışlarına neden olacaktır. Belediyelerin gelir artırma kaygısı ile sebep oldukları bu fahiş takdirlere tepkisiz kalınmayacağını ve bu yanlışın düzeltilmesine yargının gerekli cevabı vereceğini düşünüyoruz. Ayrıca bu sorunun her dört yılda bir tekrar etmemesi için kalcı bir yasal düzenleme yapılması dile getiriliyor. 2018’de benzer bir kriz sonrası çıkarılan 7061 sayılı kanunla artış oranı yüzde 50 ile sınırlandırılmış ve geçici olarak çözüm sağlanmıştı. Şimdi önümüzdeki Ekim veya Kasım aylarında TBMM’ye sunulacak bir Torba Yasa ile benzer bir geçici düzenleme yapılabilir. Ancak, uzun vadede, emlak değerleme oranının yarısı kadar artırılması esasında dayalı bir sistemin getirilmesi uygun olacaktır. (2)

Emlak vergisindeki astronomik artış vergilendirmede mali güce göre ödeme ilkesine aykırıdır. Mali gücüne göre vergi ödeme ilkesinde vergi mükellefinin ekonomik ve kişisel durumları dikkate alınarak mali gücüne göre vergi alınması esastır. Bu sağlandığı zaman verginin adaletli ve dengeli dağılımı da sağlanmış olacaktır.

Kaynakça :

(1) Ekrem Dost

(2) sözcü.com.tr