Türkiye’nin kronikleşmiş sorunlarından biri, hiç kuşkusuz kaçak elektrik kullanımıdır. Bu mesele yalnızca hukuka aykırılık ya da bir faturanın ödenip ödenmemesi meselesi değildir; aynı zamanda toplumsal adalet, ülke ekonomisi ve girişimcilik ruhu açısından da büyük bir yaradır.
İşte bu noktada, Elazığ’ın adının gurur verici bir şekilde anılması bizlere umut veriyor. Çünkü Elazığ, yapılan son sıralamalara göre en az kaçak elektrik kullanan iller arasında ilk onda yer aldı. Bu tablo, aslında şehrin sakinlerinin dürüst, çalışkan ve hakkaniyete bağlı tavrını yansıtıyor.
Düşünün; bazı illerde elektrik faturaları neredeyse sembolik hale gelmiş, hatta kaçak kullanımlar yüzünden enerji maliyeti sıfıra indirilmiş durumda. Bunun bedelini ise Elazığlılar gibi faturalarını düzenli ödeyen vatandaşlar çekiyor. Yani dürüst vatandaş, başkasının kaçak kullandığı elektriğin faturasını da üstlenmiş oluyor. Bu sadece bireylerin değil, aynı zamanda işletmelerin, üreticilerin ve girişimcilerin de rekabet gücünü baltalıyor.
Çünkü elektrik maliyetinin sıfırlandığı bir ortamda, etik dışı yolla avantaj sağlayan illerdeki işletmeler ile dürüstçe enerji tüketimini ödeyen girişimciler aynı koşullarda yarışamıyor. Bu, hem sermaye adaletini hem de ekonomik rekabetin eşitliğini bozan bir durum.
Elazığ’ın bu listede yer alması, aslında şu mesajı veriyor:
- “Bizim ekmeğimiz alın terinden gelir, elektriğimiz de hakkımızla yanar.”
- “Kaçak kullanmak, kul hakkına girmektir; biz bu günaha ortak olmayız.”
Kaçak elektrik, sadece devletin gelir kaybı değildir.
Kaçak elektrik, sadece adaletsiz rekabet değildir.
Kaçak elektrik, aynı zamanda gelecek nesillerin hakkına girilen bir ihanettir. Çünkü enerji, stratejik bir kaynaktır; boşa kullanıldığında ya da bedavaya tüketildiğinde ülkenin kalkınma gücü de zayıflar.
Elazığlıların gösterdiği bu onurlu tavır, ülkenin geri kalanına da örnek olmalıdır. Devletin görevi, kaçak kullanımı önlemek için denetimleri artırmaksa; vatandaşın görevi de ahlak terazisini kaybetmemektir.
Bugün Elazığlı, ödediği faturasını gururla eline alıp şunu diyebilir:
“Benim elektriğim helaldir.”
Ve belki de işin en güzeli, bu helal duruşun yalnızca bir kentin değil, bir milletin vicdanına ışık tutmasıdır.