İÇİ BOŞ MARUL
İnsanların alım gücü azalınca, gıda imalatçıları maliyeti düşürüp daha ucuza mal ettikleri ürünleri, tüketici ucuz alsın diye piyasaya sürmeye başlamıştı. Mesela içi boş baklava, günlerce ülkede gündem olmuştu. Medya da içi boş ürünleri bulup haber yapmıştı: İçi boş baklava, börek, içli köfte… Bu haberleri bol bol okumuştuk.
Sağ olsun, çok zeki bir arkadaş da dikkati sayesinde güzel bir haber yakalayıp bizlere izletti. Habere herkes kendince bir başlık koydu. Bunlardan en güzeli ise “İçi Boş Marul” olmuştu.
Tunceli Valisi, beraberindeki kişilere çiğ köfte ikram ederken, korumasına verdiği marulun içine çiğ köfte koymayı unutunca “İçi Boş Marul” haberi ortaya çıkmış oldu. Olaydan farklı, art niyetli haber çıkarmaya çalışanlar da oldu ama havalarını aldılar. Zira her şey kabak gibi ortadayken art niyet aramak anlamsızdı.
Sayın Valinin bir anlık dalgınlığı, korumasının da efendice ve mizah karışımı harika tepkisi bu ölümsüz anı ortaya çıkardı. Zaten Valimiz de birkaç gün sonra korumasına tatlı ikram edip güzel kareleri medyaya servis ettirerek işi tatlıya bağladı.
Yalnız şunu belirtmekte fayda var: Çiğ köfte partisinde boş marul bir işe yaramaz; illa o marulun içine çiğ köfte konacak ve yanında da şalgam olacak. Zannedersem, bundan sonraki rekabet de hangi ilin çiğ köftesi daha güzel sorusu etrafında dönecek: Şanlıurfa mı, Adıyaman mı, Gaziantep mi?
Bu üç şehir hızlı davranıp Tunceli Valisini ve korumasını şehirlerine davet etsinler, çiğ köftelerinin reklamını yapsınlar derim.
Son bir not:
Sayın Valim, Tunceli'deki festivale gelirsem bana da içi boş marul ikram eder misiniz? Özellikle boş marul istiyorum, zira içi dolu marulun haber değeri pek yok. Boş olunca daha çok haber oluyor ve ben de “İçi boş marul ikram ettiler” haberiyle reklamımı yapmış olurum.
**** **** **** **** ****
HELE BAH!
Gecenin bir vakti baktım düt düt...
Telefonuma bir mesaj geldi. İçimden dedim hayırdır. Acaba gizli bir hayranım mı bu saatte mesaj attı?
Baktım mesaj da "Bu resimde ki sen misin?" ve altında da bir link...
Bakam mı bakmayam mı?
Bir elim bak diyi, bir elim de halt edip bakmayasın diyi...
Gönderenin adı da telefon rehberim de ki Elazığlı bir arkadaşımın adı.
Kafam da mesajı yorumlamaya başladım.
Şimdi kibarca ''bu resimde ki sen misin?'' diye sori.
Normal de Elazığlı arkadaş bana nasıl sorar, "Gardaş hele bah bu resimde ki sen misin?" diye değil mi?
Hitap şeklinden bunun tuzak olduğunu, dolandırıcı olduğunu anlayıp tıklamadım. İnat edip 45 dakika da bir üç dört sefer daha mesaj attı.
Ben sildim o attı...
Ben sildim o attı ve sonun da pes edip vazgeçti.
Yani savaşı ben kazandım. Ertesi gün de adı kullanılan arkadaş haber verdi ve benim adım kullanılmış dedi.
Ben de sizi uyaram, ''bu resimde ki sen misin?'' diye mesaj size de gelirse aman bakmayasız ha!
Yoksa yanarsız. Benden demesi...
**** **** **** **** ****
ZAMANLAMA KÖTÜ
Şehrin en önemli yerlerinden ve trafiğin en işlek noktalarından olan Hazardağlı Kavşağı’yla Keban yolu girişindeki Yeşilkent Kavşağı’na kazmalar vuruldu ve hararetli bir çalışma başladı.
İyi, güzel, hoş da zamanlama sizce doğru mu? Bence yanlış.
Turizm, turist diye kıvranırken kalk, en önemli yerlere bu ayda kazma vur. Bir aydan fazladır Keban yolundaki rezalet ortada. Zaten bu konuyla ilgili Turan gazetemiz detaylı bir haber yapmıştı.
Kısaca, en önemli turizm merkezlerine giden yoldaki çalışma insanları çileden çıkarmaya başlamıştı bile. Şimdi bir de Hazardağlı Kavşağı’ndaki çalışmalar başladığı için insanlar burunlarından solumaya başlayacak.
Ya dışarıdan ilimize ziyarete gelen yerli, yabancı turistler ne düşünecek, onu merak etmeye başladık bile.
Yapıyorsanız bir işi, doğru zamanda yapın da insanlar mağdur olmasın, değil mi gardaş?