Aile; anne-baba-çocuklardan oluşan toplumun en küçük birimidir. Aile biyolojik bağlarla birbirine bağlanmanın yanı sıra kendi içinde görev ve sorumluluğu ne kadar eşit desek de eşitlik kavramının anlamını son yıllarda kavramaya başlamış bir yapıdadır. Özellikle çocuk üzerinde eşit ebeveynlik sorumluluğunu, kadınların iş hayatına atılmasıyla oluşan mecburiyetten dolayı kabul etmiş, geleneksel babalık genlerini taşıyan babalar artık eşitlik kavramını destekliyorlar.

Geleneksel yapıda babanın görevi: Çalışmak, evine para getirmek, çocuğu üzerinde disiplin ve ağır otorite kurmak olarak kabul ediliyordu. Babalar çocuğun bakım, sevgi, güven, oyun ve en genel tabiriyle terbiye verme sorumluluğunu anneye yüklüyorlardı. Geçmiş bir nesil babanın kalıplaşmış rolleri nedeniyle baba sevgisi ve ilgisinden yoksun büyüdü. Bu yoksunluk çocukların gerek özerklik (1.5-3 yaş) dönemi gerekse girişimcilik (3-6) dönemine ciddi boyutta hasarlar vermiştir.

Çocuklar anne karnında amniyon kesesinin sağladığı koruma ve güveni dünyaya gelince anne ve babasından eşit şekilde almak ister. Babanın çocuğun gelişiminin her aşamasında aktif rol alması öncelikle çocukların 3-6 yaş arasında içinde bulundukları fallik dönem özelliği olan elektra-oedipus kompleksini sağlıklı bir şekilde atlatabilmelerini sağlar.

Anne-baba ilişkisini gözlemleyen bir çocuk fallik dönemde babayı model alır ve anneye hayranlık duyar. Baba figürü eksik olan tek ebeveynle büyüyen çocuklarda bu dönem kompleksi sağlıklı atlatılmaz. Cinsiyet rollerinin temeli 3-6 yaş arasında atılır.

İYİ BİR BABA NASIL OLUR?

İyi bir baba olma kavramını tek bir şekilde tanımlamak yanlış olabileceği gibi sadece bir yapıdan oluşmadığını da belirtmek gerekir.

Biz şöyle bir başlık açalım tüm açıdan sağlıklı bir çocuk yetiştirmek için babalar neler yapmalı?

*Öncelikle eşinizi çok sevdiğinizi ve ona saygı duyduğunuzu çocuğunuzun şahit olacağı şekilde duygularınızı gizlemeden yaşayın. Çünkü siz eşinize saygı duymazsanız çocuğunuz önce size sonra annesine saygı duymayacaktır. Anne-babasını saygı duyulmaya değer görmeyen bir çocuk toplumda saygı duyma ve duyulma kavramlarına yönelik büyük bir karmaşa yaşayacaktır.

*Yenidoğan döneminde bebeğinizle tensel temaslarda bulunun. Ona varlığınızı hissettirin. Bakım rutinlerinde sizde mutlaka anneye destek olun.

*Çocuğunuzla oyunlar oynayın ve sürekli iletişimde olun.

*Çocuğunuza sınırlar içinde özgürlük tanıyın.

*Anneyle beraber tutarlı davranışlar sergileyin.

*Çocuklar sınırları zorlamayı ve kuralları esnetmeyi severler. Sürekli esnetilen kurallar, kural olmaktan çıkar ve çocuk bilinçaltında şu düşünceye bürünür: Annem-babam kararlı ve tutarlı değiller. Ben annemin-babamın kurallarını diretmeyle ihlal edip kendime göre düzenliyorsam ilerde karşılaştığım tüm kuralları da ihlal edebilirim.

*Çocuğunuza doğal uyaranlar sunun.

*Evde sadece bir ebeveyn kural koymaya bir ebeveyn de kuralları çocukla beraber yıkmaya mecbur bırakılmasın. En sık karşılaştığım örneklerden biri:

-Anne çocukla etkinlik, egzersiz veya öğretim gerektiren herhangi bir faaliyet yaparken çocuğun ağlayıp babaya yönelmesi ve babanın tamam ağlıyorsa yapmasın tepkisini vererek çocuğa oradan uzaklaştırması.

-Oysa anne-baba bu faaliyetin çocuğun gelişimi için gerekli ve kurallara uyum sağlamanın temeli olduğunu görüp ortak bir karar verirse doğru bir tutum sergilemiş olur.

BABA İLGİSİ VE SEVGİSİ ALMIŞ ÇOCUKLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ

*Çocuklar bilişsel düzeyde daha başarılı, arkadaşlık ilişkileri daha iyi ve sosyal gelişimde daha olumlu bir iyilik halinde olurlar.

*Duygusal dayanıklık olarak daha güçlü ve duygularını ifade etme becerisi daha gelişmiştir.

*Prososyal becerileri ve iletişimleri üst düzeyde gelişir.

*Babaya karşı güvenli bağlanma sağlıklı bir şekilde olur.

*Davranış bozukluğu daha az görülür ve problem çözme becerileri gelişir.

*Daha sağlıklı bir ergenlik ve yetişkinlik yaşantısı için temel sağlar.

*Sorumluluk sahibi olma, aldığı görevleri yerine getirme, bulunduğu konumdan şikayet etmek yerine konumunu veya şartları iyileştirme gibi becerilere sahip olmayı sağlar.

*Akademik başarısı, benlik algısı, öz düzenleme ve öz denetim becerileri yüksektir.

*Çocuklar biz ne kadar inkar etsek ya da suçu tamamen çevreye yüklesek de ailenin verebildiği kadarıdır. Sağlıklı bir baba rolüne sahip olmayan çocuklar ilerde sağlıklı bir ebeveyn modeline sahip olmakta çok zorlanacaktır.

DESTEKLEYİCİ BABANIN ANNEYE KATKISI

*Çocuk bakımında destekleyici bir tutum içinde olan baba, anne ile duygusal ve sosyal olarak daha güçlü bir bağla evliliklerini sürdürürler.

*Evde mutlu olmayan, desteklenmeyen ve çocuğun tüm bakımını tek başına üstlenen annenin psikolojik olarak daha çok yetersizlik algısına kapılacağını ve sürekli olarak yorgun bir ruh halinde olduğu gözlemlenmiştir.

*Mutlu bir anne mutlu bir eş ve mutlu bir çocuk demektir.

*Son yıllarda anne ve babanın iş hayatına ortak katılım sağlaması sonucu babaların çocuklarıyla daha fazla ilgilendiği de aşikar. Fakat şöyle bir durumdan da söz edebiliriz ki: Çalışan ebeveynler çocuklarıyla yeteri kadar zaman geçiremediği için vicdan azabı yaşayıp çocuklarının her istediğini yapma ve çocuklarını doyumsuzluğa sürükleme gibi bir hataya da düşmektedirler.

*Çocuğunuza karşı olan vicdan azabını hafifletmenin en güzel yanı önce şartlar gereği bu durumun yaşandığını kabul etmeniz daha sonra ise eve geldiğinizde çocuğunuzla gerçekten kaliteli şekilde zaman geçirmeniz sizi bu duygusal yükten kurtaracaktır.

*Eşinden sevgi ve destek gören anne sevgisini çocuğuna daha güzel aktaracaktır.

Velhasıl kelam ebeveyn olmak sorumluluk ve sabır gerektiren bir süreçtir. Eksiklerimizi tamamlayama, öğrenmeye, çözüm üretmeye, sevgimizi ve iliğimizi göstermeye, eşimizle birlikte bu süreci sağlıklı olarak yürütmeye çalışalım.