Bu köşemizde sıklıkla, “Birlik ve Beraberliğe…” üzerinden sağduyu çağrılarında bulunduk.

Âl-i İmrân Suresi 103.ncü ayetini sıklıkla, hıfzederek okuyalım;

“Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın ve parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın ki, bir zamanlar (birbirinize) düşmanlar idiniz de (Allah) kalplerinizin arasını (İslâm ile) birleştirdi; Böylece O’nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Ateşten bir çukurun kenarında (küfür içinde) idiniz de sizi oradan kurtardı. Allah size ayetlerini böyle açıklar ki, ta ki hidayete eresiniz”

Bizleri bir araya getiren değerlerimiz bulunuyor. O değerlerimizle geleceğe büyük bir moralle, sağduyuyla birlikte hak ve hukuku gözeterek, tarihten de kendimize dersler alarak yürüyeceğiz.

Kur’an bizlere o dönemlerle ilgili bizleri uyarıyor/ veya ikaz ediyor.

Âl-i İmrân Suresi 100.ncü ayette ise şöyle buyrulur;

“Ey iman edenler! Eğer kendilerine kitap verilenlerden bir fırkaya uyarsanız, imanınızdan sonra sizi kâfirler olarak (küfre) döndürürler!”

İnancımız bizlere sıklıkla, ‘kendin ol!’ çağrısında bulunarak bizleri de uyandıyor.

Âl-i İmrân Suresi 102.ncü ayette de şöyle buyrulur;

“Ey iman edenler!  Allah’dan nasıl sakınmak gerekiyorsa, öyle sakının ve siz ancak Müslüman kimseler olarak can verin!”

Kendimizi, ailemizi, neslimizi her türlü kötülüklerden, fenalıklardan, cehennem ateşine götürebilecek sebeplerden korumak… Bunun öznesi de, Kur’an ahlakıdır…

Allah Resulü(sav), bizlerin ideal rol-modelidir.

Âl-i İmrân Suresi 159.ncu ayette şöyle buyrulur;

“İşte Allah’dan bir rahmet iledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın elbette (onlar) etrafından dağılırlardı. Artık onları affet, onlar için mağfiret dile ve (hakkında vahiy gelmeyen bir) iş hususunda onlarla istişare et. Fakat (bir görüşte) karar kıldığında, artık (işe giriş ve ) Allah’a tevekkül et! Muhakkak ki Allah tevekkül edenleri sever”

Âl-i İmrân Suresi 138 ayette de şöyle buyrulur;

“Bu (Kur’an) insanlar için bir açıklama, takva sahipleri için ise bir hidayet ve nasihattir!”

Kur’an’ın her ayetinde bizler için ders alacağımız, ‘dersler ve nasihatler’ vardır.

İnsanlara karşı, tebessüm etmek, yumuşak davranmak, affedici olmak, barışı/ veya sürekli sulhu çağrıştırmak, kendi işimizde gayretli olmak, istişare etmek, tevekkül etmek hassasiyetlerimizdir.

Yazımızda da, ifade ettiğimiz üzere, ‘kendimiz olacağız’ Değerlerimiz üzerinde hayatımızı tanzim edeceğiz.

Âl-i İmran Suresi 149 ayette şöyle buyrulur;

“Ey iman edenler! Eğer inkâr edenlere uyarsanız sizi ökçeleriniz üzerinde geriye (küfre) döndürürler de hüsrana uğrayanlar olursunuz!”

Âl-i İmrân Suresi 105 ayette de şöyle buyrulur; “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ihtilafa düşenler (Yahudi ve Hristiyanlar) gibi olmayın. İşte onlar için ise (pek) büyük bir azap vardır”

Kur’an’da sıklıkla, “vasat ümmet” kavramı geçer. Adaletli ve dengeli olacağız. İnancımızda, sağlam bir istikamet üzerinde, ‘doğru ve dürüst…’ olacağız. Her türlü aşırılıklar bizim harcımızda değil…

Âl-i İmrân Suresi 139 ayette bizlere çağrı vardır; “Gevşemeyin, üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü’min kimseler iseniz, en üstün olanlar sizsiniz”

Hayatımızda, büyük sarsıntılar, sıkıntılar, ezalar olabilir! Son yıllarda, ülke olarak yaşadığımız, ‘büyük depremler…’ veya bütün insanlığı tehdit eden, Covid-19 belası… Filistin’de ve Doğu Türkistan’da, ‘insanlık suçunun alenen işlenmesi…’ Bütün bunlara rağmen, ‘metin duracağız’ Asla sarsılmayacağız!

Al-i İmrân Suresi 110 ayette şöyle buyrulur; “(Ey ashâb-ı Muhammed!) Siz insanların (iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz; iyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz!”

Sahabe, Allah Resul’ünün okulundan yetişmişler. Âlemlere örnek o okuldan feyiz almışlardır. Bizlerde, o mübarek okulun halkası içerisinde olduğumuzun şuurunda olarak, ‘dersimize…’ çalışacağız. Kur’an’ın ipine sarılacağız…

Bakara Suresi 152.nci ayette şöyle buyrulur; “Öyle ise beni (ibadetle) zikredin ki, ben de sizi (rahmetimle) yâd edeyim; bana şükredin ve bana nankörlük etmeyin!”

Dua ve Yakarışlar… İbadetler… Zikirler… Rabbimizle kurulan rabıtadır. “Namaz Mü’minin miracıdır!” Manevi yükselişinin remzidir. “Secde hali…” Rabbimize en yakın olduğumuz haldir…

Bakara Suresi 147.nci ayette şöyle buyrulur; “Hak, Rabbinden (gelen)dir; öyle ise sakın şüphe edenlerden olma…”  Hakiki kulluk, Rabbimize, teslimiyettir.