Ülke genelinde yaşamakta olduğumuz dengesizliklerin en önemlilerinden biri de ülke genelinde olması gereken sanayi tesislerinin ağırlıklı olarak bir bölgede toplanması… Bu böyle basit bir mesele değil. 100 yıllık Cumhuriyetimizde yıllarca yapılan yanlış uygulamalar sonrasında bugünlere geldik. Aslında Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, ülkenin kalkınması için kurduğu fabrikaları ülke geneline dengeli bir şekilde dağıtmıştı; ardından gelen idareciler bu düşünceyi terk ederek, yatırımların hemen hemen tamamını bir bölgeye yapılmasına göz yumdular… Yatırımcının ise canına minnet kurdular fabrikalarını Marmara Bölgesine… Nüfusta yığıldı, fabrikalar da yığıldı… Ancak önümüzdeki yıllar düşünülmedi. Ülkenin jeopolitik değerlendirilmesi de doğru yapılamadı. Oysa hükümetler Anadolu’ya yatırımı cazip hale getirmesi gerekiyordu. Kalıcı ve akılcı desteklerle ülke genelinde bir denge kurulması her bakımdan faydalı olacaktı.

    Marmara bölgesinde beklenen depremin vuracağı fabrikaların ülke ekonomisini ne kadar etkileyeceğini hiç düşündünüz mü? Ülke genelinde kullanmakta olduğumuz birçok temel gıda ve ihtiyaç maddelerinin üretildiği bölgenin depremde büyük zarar görmesi hepimizi derinden etkileyecektir.

    Doğup büyüdüğü yerde iş imkânı bulamayan gencimizin hali ise ortadadır. İş için zorunlu göç ederek, belirli bir bölgede yoğunlaşmakta, bu da barınma sorununu beraberinde getirmektedir.

    Artık ülkemizde ulaşım ile ilgili sorunlarda ciddi oranda azalmıştır. Demiryolu taşımacılığına da gerekli önem verildiği takdirde, ülke genelinde dengeli bir sanayi dağılımı gerçekleşmesi imkânsız bir durum değildir.

    Anadolu’da yatırım yapmak isteyen veya yatırımını Marmara bölgesinden Anadolu’ya taşımak isteyen sanayiciye, vergi, prim ödemeleri, istihdam ve diğer konularda sağlanacak teşviklerle bu taşınma ülke menfaatleri için bulunmaz bir fırsat olacaktır.

    Marmara bölgesi bu taşınma sonunda eskisi kadar iç göç almayacağından ötürü, ülkemizin diğer bölgeleri arasında bulunan gelişmişlik farkları da azalacaktır. Yeter ki bu atılımı gerçekleştirebilecek siyasi idare olsun. Bugün Marmara bölgesindeki bir fabrikada çalışan İç Anadolulu bir işçi kardeşimiz, ilinde bulunan bir fabrikada çalışmayı, büyük şehrin cefasından kurtulmayı hayal etmektedir. Özellikle yüksek kira bedelleri, pahalılaşan hayat şartları her geçen gün bu insanları zorlamaktadır. İstanbul’da asgari ücret alan bir işçi ile Elazığ’da asgari ücret alan bir insan arasında yaşam standartları arasında adeta bir uçurum oluşmaktadır. Bugün geçim şartlarının zorluğu illere göre değişmektedir.

    Bugün olmazsa yarın mutlaka bu dengeyi kurmak zorundayız. Bir deyiş vardır belki duymuşsunuzdur. “Bir İstanbul bütün Türkiye’ye bakıyor. Bütün Türkiye bir İstanbul’a bakıyor…”  Yani anlayacağınız İstanbul’un üretim ve mali gücü Türkiye’yi ayakta tutarken, Türkiye ise kaynakları ile İstanbul’u beslemektedir. Bazı istisnalar olsa da aslında bu acı bir gerçektir. Bölgelerimiz avantajlı olabilecekleri sektörlerde desteklenerek, yatırım için uygun ortamlar yaratılmalıdır.

    Elazığ için de buna benzer çalışmalar yapılmalı; yatırım ve istihdam arttırılmalıdır. Türkiye hepimizin. Anadolu hepimizin. Ülkemizi ve milletimizi daha güzel günlerde görmek dileğiyle…