Son günlerde gözlerimize uyku girmiyor. İnanınız, bu şehir için dertleniyoruz. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, bir ömrü geçirdiğimiz şehir… Bu köşemiz genelde bir sohbet köşesi!  Sohbetimiz, içerisinde yaşadığımız şehrimizin problemlerini sizlerle paylaşmaktır.

Elazığ Basınımızda bir haber yer aldı, “Hamzabey Barajında içme ve kullanma suyu bitti!”

Google tarama motorunda bu haberle ilgili, 18 bin 500 arama sonucu görülüyor. Bu haber, Kars’tan Edirne’ye kadar bütün yerel ve yaygın basında yer almış bulunuyor. Türkiye’mizde, son 50 yılın sıcaklık rekorları kırıldı. Kuraklıkla birlikte, “su problemi…” kendisini göstermeye başladı.

Elazığ insanının sabırsızlıkla beklediği Hamzabey Barajı, Palu İlçemize 4 km güneydoğusunda yer alan Caro deresi üzerinde inşa edildi. Proje ile Barajdan 160 bin m3/ gün ham su alınması planlanmıştı…

Bu plan çerçevesinde, Elazığ Şehri merkezi ile birlikte Yazıkonak, Yurtbaşı, Akçakiraz, Mollakendi Belediyeleri ile birlikte Palu ve Kovancılar İlçelerinin içme ve kullanma suyu ihtiyacı karşılanacaktır.

Elazığ Merkez Nüfusu 440. 513. Kovancılar, 39. 793, Palu, 18. 754 Toplam; 499.060 Yaklaşık olarak 500 bin insanımızın 40 yıl boyunca su derdi tamamen çözülecekti!

Aklımıza hemen şöyle bir soru geliyor; Bu projenin SWOT analizi kamuoyu ile ne kadar paylaşıldı.

Yani, bu projenin “güçlü ve güçsüz yanları nelerdi?” Bu projeyi gelecekte bekleyen, “fırsatlar ve tehlikelere karşı hazırlığımız nelerdi?”

Elazığ Şehrinin yüzölçümüne baktığımızda; “8.455 km2’si kara, 826 km2’si baraj ve doğal göl alanlarından oluşuyor!” DSİ, 2018 yılındaki verilerde; şehrimizin akarsularını debileriyle birlikte çıkarmış bulunuyor.

Şehrimizin hâlihazırda ‘İçme Suyu’ ile ilgili genel fotoğrafları birleştirdiğimizde; “Su ihtiyacını karşılamak için 79 Derin kuyu (sondaj kuyusu) kurulduğunu görüyoruz. Tüketim amaçlı elde edilen suyun, “yüzde 96’sı derin su kuyularından” sadece “yüzde 4’ü kaynak suyundan” elde ediliyor.

2015 yılı verilerine göre Elazığ Şehrimizde temin edilen suyun; “18. 612.745 m3 Meskenlerde” ve “1.355.717 m3 Ticarethanelerde…” kullanılıyor. Aynı yıllarda Elazığ Şehrimizde, “160 bin 274 kayıtlı aboneye hizmet veriliyor!” Şehrimizdeki su hattı uzunluğu, “1.390 km…”

Gerek şehrimizde ve gerekse ülkemizde, ‘su kaynakları üzerinde titizlikle durulmalı’ En büyük vebal nedir derseniz, ‘su israfıdır’ Bu israf nedir; ‘suyun güvenilir şekilde kullanılmamasıdır’ Günümüzde, sadece içme suyu için değil; sulama amaçlı kullanımlarda da, ‘damlama ve yağmurlama yöntemlerine’ ısrarla geçilmeli… Bu yönde de, çiftçilerimize azami desteklerin sağlanması elzemdir.

Bizi korkutan iki önemli can alıcı konu; birincisi, 1974 yılında hizmete giren, “Keban Göl Havzasının Ağaçlandırılmasında…” gecikmemiz! Barajlarımızı bekleyen en büyük tehlike, ‘erozyondur’

“Keban Barajında yılda 31.5 milyon ton toprak taşındığını biliyor muydunuz?” Felaket, geliyorum diyor! Teklifimiz neydi, “Keban Göl Havzasında; Ceviz, Badem ve Dut Ağaçlarının dikilmesi!” Şehrimiz için gelecekte ekonomik katma değer olarak da düşünülebilir demiştik.

Şehrimiz için, “İçme Suyu Projesinde…” ilk akla gelen ve kalıcı olan da, “Munzur Suyu…”

Buradan, DSİ yetkililerine de seslenmek istiyorum;   Elazığ’ın, “İçme Su Projeleri” arasında, Munzur Suyu üzerinde çalışıldı mı?  Bu proje, şehrin gündemine tekrar taşınamaz mı? Bizim teklifimiz, “Munzur Suyu…” rahatlıkla Elazığ’a getirilebilir. Ve şehrin acil problemi inşallah, ‘asırlar boyu…’ çözülmüş olur. Tekrar ediyorum, ‘derin kuyular açmak…’ doğal faciaya çağrıdır, cinayettir.

Derin Kuyular dedik de, bizleri en fazla korkutan da, “obruklardır!” Yeraltı sularının çekilmesi, toprağın çökmesiyle oluşan obruklar, asrımızda yaşanan ‘felaketin adıdır’