5 Yıl aradan sonra, 14-16 Ekim 2022 tarihlerinde Uluslararası Hazar Şiir Akşamları’na merhaba diyeceğiz. 24 Ocak 2020 depremiyle büyük bir afeti yaşadık. ‘Yirmi binin üzerinde orta hasarlı bina…’ sözü bile insana ağır geliyor. Ve deprem sonrası yaşanan, ‘pandemi dönemi…’ sosyal, kültürel ve iktisadi hayatı felç edecekti. İnşallah şehir bir hayli kendisini toparladı. Güzel günler bizleri bekliyor. Sadık Kemal Tural’a yazdığımız bir dörtlükle bu günün anlamına giriş yapmak istiyorum.

“Şiir olmasa dünya çöl olurdu”

Hikmet yıkamasa gök kül olurdu

Şiir aşktan doğar ruhu yükseltir

Aşktan uzaklaşsa arz zül olurdu

İnşallah bu yıl kurulacak bu edebi sofralarda; Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan, Bulgaristan’dan, Makedonya’dan, Azerbaycan’dan, Kabarya-Balkarlardan, İran’dan, Kosova’dan, KKTC’den, Kerkük’ten, Altay Türk Cumhuriyeti’nden; “ak yüzlü, bilge sözlü, kartal bakışlı, civan duruşlu; aynı gövdenin baharında çiçek açmış, cümlesine meyve vermiş dalları kanat gerecek bizlere…”

Bizim tarihimiz, ‘kopuzdan ezgilerle…’ şiirin ikliminde yürümüş, gönüller fethetmiş…

Tarihte, savaşları yaşadık, göç denen dalgalara kapıldık, Söğüt’ten öğüt alıp Edirne’den üç kıtaya doğru at sürdük. Adriyatik’ten Çin Seddine bir koca yurt, kurt başlı beylerin adil ikliminde şenlendi/ dinlendi soluklar… Elinde kopuz Aprınçur Tigin’le ses titredi, söz kanatlandı çağlar ötesine… Sivas elinde aşık Veysel derler adına, sazıyla gözündeki ağuyu siler oldu!.

Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım bugünleri görseydi ah! Diyorum;

“Bu kopan fırtına, Orta Asya’da/  Yüz yıl sonra Anayurt uyanması...

Bahar müjdesidir gonca çığlıklar /  Gök gürültüleri... Kurt uyanması...” diye dillendirecekti.

       At ve Çadır bizim gökçe medeniyetimiz diye adlandırılmıştı. Çadır, Sinan’ın elinde cihan eserine sembol ‘kubbeleşti...’ Ve şairin dediği gibi, “Çil, çil kubbeler serpen ordu...” Kök saldı toprağın derinliklerine… Avrupa’da Türk İzleri, sadece eserde değil; onları nakışlayan ses ve söz dehalarının ikliminde vücut buldu.

Destanlarımıza bakınız; “Demiri Dövdük…” Dağları erittik, ayaklarımızın altına serdik, insanlığa hediye ettik koskoca medeniyetleri… Masallarımız, kahramanlarla çocuklarımızın gözlerini büyüledi… Anne sütü gibi gönüllerini ferahlattı... Gürbüz yiğitler çıktı, vatan coğrafyasında... Ses verdiler, Ötüken yaylasından… Ders aldılar, Ahmet Yesevi’den… Semerkant, Buhara rüyalarını süsledi, her dem.. Kaşgar, dillerini bezedi… Aktılar, doğudan batıya doğru… Bahar coşkusu içerisinde Yunusça dillendiler, Ahi Evran Konağı’nda yenidünyalar/ yeni iklimlerle tanış oldular… Şeyh Edebali, Emir Sultanlarla hayata barış oldular... Fuzuli’den Nesimi’ye… Şeyh Galip’den,  Yahya Kemal’e bir yay kirişi gibi gönül iklimini sevdalarına gerdiler… Bir hayat ki, Dede Efendilerde, Itrilerde billurlaştı...

Şair, mısraları öylesine dokur ki, bal arısındaki işçilik ondadır! İpek böceğindeki zevk ondadır! Her ilmikte can bulan renklerin senfonisi ondadır! Kelimelere, mana elbisesini giydiren o feraset; öyle bir heybetle tarihe yönelir ki, feryadına ses bulur! 

Hazar, benim dokuz asırlık mahşerimin çizgileriyle donatıldığı kâh ebemkuşağı oluverdi, kâh vizyonumun / misyonunum kristalize edilmiş panosu oluverdi. Bu milletleri ebediyete taşıyan zenginliğidir. “tarih yazmak” belki yaşamaktan daha zordur. Zoru başarmak, bizim için evladır diyoruz…

“Arafesindeyiz kutlu bir günün

Yarın şirin Sivrice’de şölen var

Muhasebesini yaparsak dünün

Hesabını ak alınla veren var.”

Hazar Şiir Akşamları’nın, asıl görünmeyen kahramanları ki, devamlı çileye talip olmuşlardır. İsim ve sıfat davası yapmamışlar / mütevazılıkları onları birer Alperen zaviyesine çıkarmıştır. İlk Şiir Akşamları, 5 Aralık 1992 tarihinde, Fikret Memişoğlu anısına yapılıyor

“Seferber olmuş ulus, yazı yabana doğru / Dün benden kaçan, bugün koşuyor bana doğru” diyor Memişoğlu… “Birlik ateşinin yakıldığı gün… Bir anı devam ettiren, Şimdiki hale devamlılık veren” şairlerimiz, “geçmişle gelecek arasında bir bağ, cihanşümul bir hayat ile ferdi hayat arasında bir köprü” kurmaya başlamışlardı bile… Bu milletin bilgi, inanç, ahlak ve bedii güzelliklerini mısraların iç ahengiyle terennüm ettireceklerdi. Ne güzel bir zemin, kısa süre içerisinde sürgün verecek kutlu bir yürüyüş, Hazar’a damgasını vuracaktı.  25. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları “Abay Kumanbay” anısına yapılacak… “Birlik” Teması inşallah bir dantel misali işlenecektir…

08-16 Ekim 2022 tarihlerinde Elazığ Belediyesi’nin öncülüğünde, “Ahmet Kabaklı” anısına gerçekleştirilecek, “Kitap Fuarı…” şehrimize apayrı bir, ‘edebi zenginlik’ katacaktır.