Yazmayan, hakkında konuşmayan, üzüntülerini ve tepkilerini dile getirmeyen kimse kalmadı. Siyasî parti başkanları, köşe yazarları, farklı sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri, 81 il içerisinde öğretmenevi olmayan tek il olmanın Elazığ’a yakışmadığını en keskin ifadelerle dile getirdiler. Maalesef sonuca etki edecek en küçük bir gelişme sağlanamadı.

   Bugüne kadar, öğretmenevi konusunda benim başlı başına bir yazı yazmayışım, konuya duyarsız kaldığım anlamına gelmediği gibi, eğitim ile ilgili yazdığım çeşitli yazılarımda, Elazığ’da öğretmenevi ve İl Millî Eğitim Müdürlüğü binasının olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu, bu durumun Elazığ adına utanılacak bir durum teşkil ettiğini anlattım.

   Ayrıca deprem sonrası, eski devlet hastanesine geçici olarak yerleştirilen öğretmenevine, yer arayışı için çaba gösteren öğretmenevi müdürü tarafından davet edilen eğitimci-yönetici grup içerisinde de bulundum.

   Bütün çağrılara rağmen, sessizliği tercih eden veya hâlâ el altından çözüm arayışı içinde oldukları algısını yayan yetkililerin ve sorumluların inandırıcı olmayan bu çabaları beyhudedir, oyalamadır.

   Sonuç olarak, öğretmenevi ek binası hemen boşaltılmış, bahçesi kapatılmıştır. Meseleye sadece bina ve demirbaş eşya gözüyle bakan, mekânı-barınağı elinden alınarak, dışarı atılan öğretmeni yok sayan güç, şunu bilmelidir ki, “öğretmen bu sıkıntılı günleri zor da olsa atlatır, ama yediği bu darbeyi unutmaz.”

   “Unuttuk sanmayın! Unutmayacağız!”

   Geçici bir çözüm olarak düşünüldüğü söylenen ve mevcut binası karşılığında 3 yıllık kirası Elazığ Belediyesi tarafından ödenerek onarım ve tadilattan sonra öğretmenevi olarak tahsis edileceği ifade edilen “İlbey Oteli”ne, ne yapılırsa yapılsın, öğretmenevi olarak kullanılması uygun düşmeyecektir. Sadece dışardan gelenlerin konaklayacağı bir otel olmaktan başka bir işlevi olmayacaktır.

   Elazığ’da halen çalışan veya emekliye ayrılmış eğitimciler sersefil ve perişan ortada kalmaya devam edeceklerdir.

   Kalıcı çözüm; öğretmenlerin ulaşımda problem yaşamayacakları şehir merkezindeki bir yerde, çok katlı ve çok amaçlı salonları ve bahçesi de bulunan bir binanın öğretmenevi olarak en kısa zamanda kazandırılmasıdır.

   Hani bizim Elazığ’a gelen hizmetlerle ilgili bir tespitimiz var ya, “ Elazığ’a her hizmet gelmiyor, gelenler de çok zor ve geç geliyor.”diye…

   Bizi bunu söyledikten sonra, yaşadığımız ve Allah’ın bir lütfu olarak en az can kaybıyla atlattığımız felaket sonrası, eksiklerine rağmen yapılarak, zamanında teslim edilen deprem konutlarıyla susturacaklarını zannedenler de yanılırlar.

   Elazığ’ın 40 yıllık içme suyu ihtiyacını karşılayacak olan suyun akıbeti, Uluova ve Kuzova’nın susuzluğu, Çimento Fabrikasının şehri zehirlemeye devam etmesi, sona yaklaşılan stadyumun yıllarca süren yılan hikâyesi gibi kronikleşmiş sorunlarımızın çözümü için daha çok konuşmaya devam edecek miyiz.

   Sözün özü, yeni yapılacak öğretmenevi için, birçok arkadaşın da önerdikleri gibi, en uygun yerin Sıdıka Avar Kız Meslek Lisesi’nin bahçesi olduğu, bahçenin tek başına yeterli olmaması halinde, binalarıyla birlikte öğretmenevine tahsisinin uygun olacağı kanaatindeyim. Kız Meslek Lisesi, ilde yeniden yapılacak 26 okul arasına alınarak binaya kavuşturulabilir.

      Bir de, yaklaşık 10 yıl gibi bir sürede 3 ayrı bina ve müştemilatını yenileyerek yerleşen ve bir türlü kalıcı yer bulamayan Millî Eğitim Müdürlüğü’nün göçebe hali, tam bir perişanlık tablosu görünümündedir.

    Üzülerek söylemeliyim ki, eğitim sendikalarımızın da, öğretmenevi ve Millî Eğitim Müdürlüğü hizmet binaları konusunda, sesleri bugüne kadar arzu edilen netlikte ve kararlılıkta çıkmamıştır.

   Sendikalarımızın, güç birliği halinde bu konuda ayağa kalkmalarının zamanının geçmekte olduğunu düşünüyoruz. “Artık yeter, bugün değilse, ne zaman!” diyor ve sevgili başkanlardan, net bir sonuç alıncaya kadar ısrarcı ve takipçi bir duruş göstermelerini bekliyoruz.