Elde olmayan zorunlu sebeplerle bir haftalık aradan sonra, yeniden siz değerli okurlarımla buluşmanın mutluluğu içerisindeyim.

   Depremin derin acısını ülke olarak yüreklerimizde derinden hissederken, bir hafta sonrasında biz de kalbimizden bir sarsıntı (kalp rahatsızlığı) ile sizden ayrı düştük…

   6 Şubat Kahramanmaraş depreminin ancak 9. Gününde cenazeleri enkaz altından çıkarılabilen, akrabamız polis memuru, eşi ve üç çocuğunun sabah saat 10.00’da, katıldığım cenaze namazı esnasında sırtımdan yakalandığım dayanılmaz bir ağrı sonucu, kaldırıldığım F.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi acilinde, kalp krizi teşhisini müteakip Kardiyoloji bölümünden Sevgili Prof. Dr. Mehmet Akbulut’a emanet edildim.

   Yapılan müdahalede kapalı olan damarlarımdan birine stent takılarak, diğer ikisine de bir ay sonrasına randevu ile taburcu edildim.

   Başta Prof. Dr. Mehmet Akbulut Bey’e minnettarlığımı, anjiyo ekibindeki arkadaşlara ve yoğun bakımdaki hemşirelere de teşekkürlerimi bildiriyorum.

   Hastanede bulunduğum süre içerisinde ve sonraki günlerde, bizzat gelerek veya telefon ve mesajlarla iyi dilek ve dualarını bildiren akraba, dost ve arkadaşlarıma ve sevenlerime en derin şükranlarımı sunuyorum.

   Kadere imanımızın bir gereği olarak, sürekli Cenabı Allah’a niyazda bulunduğum bir duamı, bu sıkıntılı günlerde dilimden düşürmedim. “ Ya Rabbi! Hayrın da şerrin de senden olduğuna inanırız. Bize şükrü (şükretme duygusunu) unutturma…”

DEPREM SONRASI

   Yaşadığımız büyük deprem felaketinden çıkarılacak çok önemli derslerin olduğunu toplum olarak, bir kez daha gördük.

   Deprem sonrası yaşanan emsalsiz yardımlaşma ve dayanışma çabası, milletimizin öz mayasında var olan iyilikseverlik ve fedakârlık duygusunun, bir kez daha en üst seviyede ortaya çıkmasına vesile oldu.

   Bir yandan da, depremin şiddeti, kapsadığı alanın genişliği ve yıkıcılığı bakımından dünyadaki büyük depremler arasında yerini almakla birlikte, ihmallerin, denetimsizliğin, organizasyonsuzluğun ve çıkarcılığın yol açtığı kayıpların da, asla unutulmaması gereken dersler arasında yerini alması gerektiği kanaatindeyiz.

   Ülke yönetiminde görev almış seçilmiş ve atanmış bütün yetkililer için “ 6 Şubat Kahramanmaraş Depremi”nin bir zihniyet değişiminin miladı olması en büyük dileğimizdir.

   Depremin ilk anından itibaren, gerek müdahalelerdeki ve enkaz altından kurtarmalardaki yetersizlikleri, gerekse yardımların yerlerine ulaştırılmasındaki düzensizlikleri günlerce maalesef üzülerek seyrettik.

   Deprem sonrası, henüz yaralar tazeyken, vatandaş canının derdindeyken bile, birilerinin kabaran kirli iştihalarının pis kokusu uzaktan da olsa alınabiliyor ise, beklediğimiz temiz anlamda zihniyet değişiminin hâlâ pek yakın olmadığını gösteriyor.