Bu artık akıl tutulması değil, bu doğrudan doğruya aklın iptali.

Faiz düşürüldükçe hayat pahalılığı artıyor, döviz yükseliyor. Döviz yükselince akaryakıt, doğalgaz ve ithal edilen her şeye zam geliyor.

Hiç bir tahsili olmayan sokaktaki adam bile, doğalgaz, akaryakıt ve elektrik fiyatlarının artması ile üretilen her malın maliyetinin artıp pahalanacağını bilir. Bunu bir tek iktidar bilmiyor.

Cumhurbaşkanı, ikide bir ben ekonomistim ekonominin kitabını yazıyorum diyor. Uzmanlık alanı ekonomi olan birinden insan farklı şeyler duymak istiyor. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan, "faiz sebep, enflasyon sonuç" lafından başka hiç bir söz duymadık. Dört kelime ile ekonomi uzmanlığı olur mu? Demek ki oluyor.

Türkiye'nin meselesi işte budur. Herkes her konuda kendini uzman sanıyor. Herkesin her konuda fikri var. Bu ülkede bilginin, uzmanlığın hiçbir değeri yok. Siyaset her şeyi yiyip yutuyor. Bilginin değerinin olmadığı yerde bu teknoloji devrimine ayak uyduramazsınız. Bol bol ama boş boş konuşup durursunuz.

Faiz düşürüldükçe her şey pahalanıyor. Döviz yükseliyor. TL'ye operasyon yapılarak Türkiye'nin varlıkları yabancılar için ucuzlatılıyor. Bunu hiç bir siyasetçi vatanına, milletine yapmaz. Atılan her adımın millete yüklediği büyük bir maliyet var. Ve üstelik hepsi de piyasanın gerçeklerine çarpıp geri dönüyor. Rasyonel hareket eden bir siyasete düşen o politikadan vazgeçmektir. Ama tam tersi oluyor. İnatla aynı yanlış sürdürülüyor. Eleştirenler mandacı diye aşağılanıyor. Millî paraya sahip çıkanlar itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

Bu gibi durumlarda inat zararı büyütmekten, krizi derinleştirmekten başka işe yaramaz. Zaten yaramadığı da görülüyor. Muhalefet uyarı görevini yapıyor. Ekonomistler yapılması gerekeni söylüyor ama beyhude. Hiç bir uyarı fayda vermiyor. İşte tek adam düzeninin sonuçları.

82 milyon istese dahi tek adam istemeyince hiçbir şey değişmiyor. 82 milyonun sözü bir kişinin sözü kadar etmiyor. Buna demokrasi denilebilir mi?

Devleti bir kişiye bağlarsanız o bir kişi hastalanırsa devlet de hastalanır. O bir kişi sağlığını kaybederse devlet de sağlığını kaybeder. O bir kişi hata yaparsa devlet hata yapar. O bir kişi kızarsa devlete yansır. Hâlbuki demokrasi, kişisel zaaflar devlete yansımasın diye denge ve denetleme mekanizmaları getirmiştir. Yönetimin her tasarrufunu hukuka bağlamıştır. Tek adam düzenlerinde denge de denetleme de yoktur. Nefsim, keyfim devlettir, düzeni ve zihniyeti hâkimdir. Her şeyin ters gitmesinin, içinden çıkılamaz hale gelmesinin esas nedeni budur.

Tekrar başa dönersek, içinde bulunduğumuz durumun sorumlusu, faiz sebep, enflasyon sonuç değildir. İçinde bulunduğumuz durumun sorumlusu tek adam sebep, enflasyon, dövizin yükselişi ise sonuçtur, gerçeğidir. Bu düzen değişmedikçe bu kriz hali de değişmeyecektir. Ya Türkiye'den vazgeçeceğiz yahut bu ucube sistemden. Tercih milletindir.