Ankara’da faaliyetlerini sürdüren ‘’Elazığ Kültür ve Tanıma Vakfı’’nın projeleri arasında yer alan ve 11-14 Nisan 2019 tarihlerinde TURSAB’la organize edilen Malatya ve Elazığ’ın tanıtım programı çok başarılı geçmiş, bunun meyveleri alınmaya başlamıştır. Vakfın Ankara’da TURSAB’la yaptığı görüşmelerde; Elazığ’a yönelik turlarda turizm acenteleri ile Fırat Kalkınma Ajansı arasında bir iş birliği yapıldığı ve ajansın acenteleri destekleyeceği öğrenildi. Elazığ, Malatya ve Bingöl destinasyonu çevresinde gerçekleşecek olan turlarda, tur başına en fazla 20 kişi olmak üzere her bir gece için KDV dahil konaklama bedelinin 85 TL’si ajans tarafından karşılanacaktır. En az iki gece konaklama zorunluluğu olan proje 2021 yılı için 1 Temmuz- 1 Kasım tarihleri arasındaki turlarda geçerli olacaktır.

Turizm’de Elazığ’ı marka yapmak ve şehrin turizm potansiyelini harekete geçirerek canlandırmak amacı ile Elazığ Kültür ve Tanıtma Vakfı ile Fırat Kalkınma Ajansı organizasyonunda ‘’Elazığ- Malatya, Fırat Turu’’ programı adı altında 35 TURSAB acente yetkilisi davet edilmiş, şehrin tarihi ve kültürel turizm çekim merkezleri ziyaret edilmişti. Etkinlik sonunda bir değerlendirme toplantısı düzenlemiş ve toplantıda sektörde gözlemlenen eksiklik ve yanlışlıklar dile getirilmişti. Aradan geçen iki yıla rağmen hiç bir somut adım atılmadığını ve özellikle ‘’kokartlı’’ turist rehberliği konusunun ele alınmadığını üzülerek ve çaresiz gözlerle izliyoruz. Bu konu geçmiş günlerde Vakıf yönetimi ile Fırat Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Fahrettin Göktaş’ın bir araya geldiği bir toplantıda gündeme getirilmiş olup, üniversitenin bu konunun çözümü için yardımı istenmiştir.

Harput’un UNESCO sürecinin tarihi bir fırsat olarak ve doğru bir biçimde değerlendirilmesi durumunda turizm sektörünü olumlu yönde etkileyeceği ve sektöre katkı sağlayacağı görüşündeyiz. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ‘’Göbeklitepe’’nin 2019’un ilk 7 ayında 2 Milyon ziyaretçi ağırladığını, UNESCO nedeniyle Efes Antik Kenti’nin 2019 yılında ziyaretçi sayısını %22.5 arttırdığını dikkate alırsak, UNESCO bereketinden bizim niye yararlanamadığımızı sorgulamamız gerekir. Bu nedenle UNESCO fırsatını bizim de iyi değerlendirmemizi ve tanıtımda gündemde tutulmasını arzu ediyoruz. Sadece Harput değil, Elazığ ve ilçeleri bölgede yaşanan eski uygarlık ve kültürlerin izlerini taşıyan yüzlerce tarihi ve kültürel varlığı barındırmaktadır. Bölgemiz adeta tarih ve kültür fışkırmaktadır. Bu çok önemli zenginliktir. Buna doğal güzelliklerimizi ve sanat-kültür zenginliğimizi, özellikle müziğimizi ve mutfağımızı, geleneksel el sanatlarımızı kattığımız zaman tanıtım ve turizm açısından ne kadar önemli bir potansiyele sahip olduğumuz ortaya çıkacaktır. Bundan ötürü, tarihi varlığımız, doğal güzelliklerimiz ve kültürel zenginliğimiz ile daha fazla turist çekmeliyiz. Anlatmaya çalıştığımız özelliklerimiz ve değerlerimizi bu güne kadar yeteri kadar tanıtamadığımız ve sahip olduğumuz hikayeleri anlatamadığımız için çok gerilerde kaldık. Yeteri kadar turist çekemedik.

Bize göre turizm bu şehrin ekonomik gelişmesine etki edecek sektörlerin başında gelmektedir. Bu nedendedir ki, bugüne kadar tüm girişim, söylem ve önerilerimizde hep turizm sektörünü öne çıkarmaya çalıştık. Ne yazık ki, bütün bu çağrılarımıza karşılık bulamadık.

Bu aşamada başta sayın Valimiz olmak üzere tüm yetkilerden kaybedilen zamanın giderilmesi adına konunun yeniden ele alınmasını ve daha önce gündeme getirdiğimiz eksiklik ve yanlışlıkların düzeltilmesini, bugüne kadar her ne dense göz ardı edilen bu konun sahiplenilmesini arzu ediyoruz. Öncellikle gastronomide kadın girişimcilerin öne çıkarılması ve mutfağımızın doğru bir biçimde tanıtılması iyi olacaktır. Tekrar ifade etmek gerekirse, Elazığ’ın ekonomik gelişmesinde kısa vadede fazla seçeneği bulunmadığı için mevcut potansiyelin ‘’Turizm Sektörü’’ ile değerlendirilmesi uygun olacaktır.

Sonuç olarak, ekonomimiz için öncelikli ve tek seçenek olarak görünen bu sektörde adım atmak adına ‘’daha ne bekliyoruz?’’ Dünya ‘’Uzay Turizmi’’ni planlarken biz kendi küçük dünyamızda turizmi hala gündemimize alamadık.

 

‘’Geç Hiçten İyidir.’’