Turan gazetesinin 95. yılı kutlanıyor. Dile kolay neredeyse Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt bu gazete tüm güçlüklere karşın varlığını başarıyla sürdürmekte….

Hep söyleriz, övünürüz: Elâzığ ya da Harput, kendine özgü zengin bir kültür kenti. Ta 1860’lardan bu yana gazeteler, dergiler çıkıyor. Bugün Elâzığ basını yeteri kadar sorumluluklarını yerine getirebiliyor diyemeyiz. Ancak, varlıklarını, yaşamlarını sürdürebilmeleri, ayakta kalmaları çok önemli. 

Sorular çok: Gazeteler, Elazığ’ın sorunlarını, kimliğini, insanını temsil edebiliyor mu? Evrensel ve yerel kültüre katkı verebiliyor mu? İnsan ve toplum birlikteliğini sağlayabiliyor mu? Yeniliğe ya da değişime uyum sağlayabiliyor mu? Gerektiğinde muhalefet yapabiliyor mu? 

Bunlar gibi daha birçok soru sorabiliriz. Olumsuz yanıtların çok olduğunu bilsek de yine de iyi ki yerel basın var dememiz gerekir.

Övgüye değer bu kent, bu ülkedeki tam yetmiş kentten daha önce yazılı basınla, matbaa ile tanışmış, büyük kentlerin birçoğundan daha çok yazılı kültürle yoğrulmuştur.

Elâzığ tarihinde bir ilk olan Mamurat’ül-Aziz gazetesi’nin yanında azınlıklar da birçok gazete ve dergi çıkarmışlardır. Bu azınlık gazete ve dergilerinin büyük bir bölümü kültürel ve yazınsal konular işlemişse de bazıları siyasal ve milliyetçi nitelik taşıdığından yaşamları uzun sürmemiştir.

Mamurat’ül Aziz adlı gazeteyi 1918 yılında Şark Gazetesi, Atatürk’ün “Gazi Basın” diyerek adlandırdığı gazetelerden 1922’de Satvet-i Milliye, Yeni Mefkure, 1930’da Turan izlemiştir.

1930 yılında yayın yaşamına başlayan Turan gazetesi’nde, daha sonra yazın dünyasına ad edinecek Ahmet Kabaklı ile birlikte Yıldırım Niyazi Gençosmanoğlu, Cemil Meriç gibi yazarlar yazılar yazmışlardır.

Türkiye’de en uzun süre yayımlanan gazetelerden biri olan Turan gazetesinde gazetenin sahibi Ali İhsan Turan, Kemal Turan, İsmet Turan, Şükrü Sunguroğlu, Hulusi Yetişkin, Mehmet Bico, Cenani Dökmeci, Eyüp Şedele, Ömer Naimi Erdem, Nurettin Ardıçoğlu, Bahattin Ögel, Mehmet Aytuğ, Fikret Memişoğlu, Şemsi Belli, İshak Sunguroğlu, Azeri ozan Elmas Yıldırım, Mevlüt Özaydın, Fethi Ülkü gibi yazarlar yazılar yazmışlardır.

Gazete, Elazığ’da uzun yıllar tek gazete olarak önemli işler yapmış ve sonraki birçok gazeteye örnek olmuş ve yayın yaşamında hep Atatürk çizgisinde, devletçi ve cumhuriyetçi bir politika izlemiştir. 

İşte, Elâzığ Vilayet matbaasında çalışmasının ardından neredeyse yüz yıl önce kendi matbaasında merhum Ali İhsan Turan’ın çıkardığı Turan gazetesi bir süredir ara verdiği yayınlarına birkaç yıl önce yeniden başladı ve bugün büyük bir başarıyla yayın yaşamını sürdürüyor. Ali İhsan Turan’ın ardından İsmet, Kemal, Turan ve Celal kardeşlerle süren gazete sonradan üçüncü kuşaktan Eşref ve Murat Turan ile yol almış şimdi de son kuşak Mert Turan ile önemini ve varlığını sürdürmeyi başarmıştır.

Bir gazetenin varlığını sürdürebilmesi için, siyasetin ve siyasetçinin tutsağı olmaması, yeniliğe açık olması, yerel ve evrensel kültürel değerleri anlatabilmesi, kentin sorunlarının ve çözümlerinin işlenmesini sağlaması, gerek dışarıda gerekse içeride yaşayan Elazığlıların ortak sesi olabilmesi, hizmet etmiş değerli insanlarımızı anımsaması, insanları nesnel ve doğru bilgilendirmesi, ortak bağları güçlendirmesi gibi insanlığa yol gösterecek, yerelden evrensele ulaşabilecek yolları amaç edinmesi gerekiyor.  

Yerel gazeteler kentin aynalarıdır, kültürünün, sanatının, gelişmişliğinin yansımasıdır. Ünlü general Napoleon BonaparteBen üç gazeteden, yüz bin süngüden daha çok korkarım” sözünü boşuna söylememiştir. Gerektiğinde, siyasetçilerin, yerel yöneticilerin, kentin ileri gelenlerinin bile eleştirilmesinden korkmamak gerekir. Kaldı ki özgürce ve vicdanına göre haber yapmak, yazı yazmak ayıp ya da kötü bir şey olmadığı gibi, onurlu ve ilkesel bir davranıştır.

Bu köşeden ilk siyasi eleştirim de zaten kısıtlı ekonomik güce sahip, ilan gelirleri azaltılmış yerel gazetelere büyük zarar verecek olan 2021/14 sayılı Tasarruf Genelgesinde yer alan, “Kamu kurum ve kuruluşlarının basını izleme ile ilgili birimleri ve kütüphane dokümantasyon merkezleri hariç hiçbir şekilde günlük gazete alımı yapılmayacak görev alanı ile ilgili olmayan yayınlara abone olunmayacaktır” bölümüne olsun. Bu ülkede neredeyse her alanda “itibardan tasarruf olmaz” ilkesi uygulanırken, yerel medyanın üç beş kuruşluk gelirinden tasarruf elde edilebileceği düşüncesi büyük bir yanılgıdır ve en kısa zamanda bu hatadan dönülmesi gerekir.  

Yerel dergi ve gazetelerin bir özelliği de toplumun belleği ve arşivi olmalarıdır. Benim neredeyse otuz yıldır yararlandığım içlerinde Altan, Yeni Fırat, Çıra, Turan gibi yerel dergi ve gazete arşivleri gördüm ki bizim kentimizin en önemli hafızası ve bilgi kaynakları. Bu nedenle geçmişten günümüze çok önemli bir görev üstlenmiş Turan gazetesinin, 95. yaşını gururla kutluyor, kentimizin kültür yaşamına verdiği nice katkıların artarak sürmesini diliyorum.