Anne ve baba bizler için çok önemli ve değerli iki varlıktır. Onların sevgisi, gölgesi ve duası bizlere yeter!
    Her anne ve babanın çocuklarına karşı yaklaşımları farklı olur. İki ayrı annenin çocuklarına farklı yaklaşımlarını iki güzel öykü ile anlatmaya çalışacağım.

   1. ÖYKÜ

      Bir çocuk bir gün masanın üzerinden süt şişesini almaya çalışırken yere düşürür. 
     Şişe kırılır. Yer sütle bir olur. 
     Şişenin yere düşmesiyle birlikte gürültüyü çocuğun annesi duyar. Oğlunun yanına gelir. 
     Annesi oğlüna:
    "Oğlum ne kadar da güzel bir hata yapmışsın böyle!", der ve devam eder:
     "Şimdiye kadar böyle hiç bu kadar süt birikintisi görmedim. Sütü temizlemeden önce sütle biraz oynamak ister misin? “ 
    Çocuk böylece yerdeki sütle oynamaya başlar. Daha sonra annesi çocuğun yanına gelir ve şöyle der:
    "Böyle bir şey yaptığında bunu senin temizlemen gerekiyor. Bunu biliyorsun değil mi? Her şeyi eski haline getirmen gerekiyor. Bunu nasıl yapmak istediğine sen karar ver! 
     Yeri temizlemek için istersen sünger kullan, istersen havlu, bez. Ne dersin? “
     Çocuk bu söz üzerine yeri süngerle temizler. Temizlik bitince annesi oğluna:
     "Minik ellerinle sütü taşıyamadığın için oldu bu. Şimdi bahçeye çıkalım ve sen  şişeyi suyla doldurup onu düşürmeden taşımaya çalı." 
    Annesi şişenin çıkıntılı yerinden tuttuğu halde onu düşürmeyeceğini söyledi. Çocuk söyleneni yaptı. Şişeyi dengeli tutmayı öğrendi. O günden sonra bütün başarısızlıklar kendisi için bir deneyim oldu. Hayatı boyunca da çoğunlukla başarı olmayı sürdürdü. 

    2. ÖYKÜ 

     Annesi pazar alışverişlerini yapmış ve yorgun evine dönmüştü. Kadının küçük çocuğu dedi ki:
     "Anne ben bahçede oynuyordum, babam da biriyle telefonla konuşuyordu, kardeşim renkli boyalarını aldı ve odasının duvara yazı yazdı! “
     Annesi bu söz üzerine fena halde öfkelenip oğluna haykırdı:
   " Nerede kardeşin hemen onu buraya çağır!“
    Duvara yazı yazan çocuğu annesinin öfkeli halini görünce korkuyla titredi. Annesi duvarı boyamanın ne kadar pahalı olduğunu, duvar boyasına harcanacak para için ne kadar çalışması gerektiğini öfkeyle anlattı. Dakikalar geçtiği halde kadının sesindeki öfke azalacağı yerde artıyordu. Sonra kadın yazı yazılan çalışma odasına girdi. Duvara baktığında gözleri yaşla doluverdi. Duvarda okuduğu yazı kalbine fena dokunmuştu. 
Duvarda kocaman bir kalp ve kalbin ortasındada, “Anne seni çok seviyorum!“ yazıyordu. 
    Fena halde öfkelenen kadın oğlunu sevgiyle bağrına basmış ve ağlamaya devam etmişti. 
    Annesi oğlunun odasına her girişinde oğlunun bütün sevgisini kalbinde hissetti. 
     Bu olay kadının bundan sonra oğlunu dinlemeden asla olumsuz bir karar vermeyeceğini hatırlattı. Çocuklarına da daima güzellikle yaklaşacaktı.