Rahmetli Ahmet Kabaklı, Ergün Göze gibi Babıali’nin usta kalemlerinin, “Fethi Ağabey…” dedikleri,

Bir mütefekkir, bir vakıf insanı, Fethi Gemuhluoğlu yakın dostları tarafından da, “Türkiye’nin muhtarı!” ismi ile yad edilmiştir.  Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu, birçok önemli görevlerde bulunduktan sonra; “1970-1977 yıllarında da Türk Petrol Vakfı’nda genel sekreter…” olarak çalışacaktır. Asıl buradaki görevlerinde, “Üniversite Gençliğine yönelecekler!”

Bu önemli görevlerde belki de kimselere nasip olmayacak bir ‘vakıf hareketini de’ bizatihi kendileri başlatacaklar/ yürütecekler, “10 binin üzerinde üniversite öğrencisine burs imkânı temin etmek…” Önünde saygıyla eğileceğimiz, ‘iyilik harekâtı’

Fethi Gemuhluoğlu’ndan burs alan binin üzerinde üniversite öğrencisinin akademisyen sıfatıyla bilim dünyamıza büyük hizmetler verdiklerini biliyoruz.

Fethi Gemuhluoğlu rahmetli söze başlarken ilk kullandığı ifadeler;

“Önce Selâm, sonra Kelâm”

“Önce Refik, sonra Tarik”

“Önce Teklif, sonra Tenkit” derlerdi.

Yazı hayatında da; “yüksek bir ahlak, yüksek bir moral, yüksek bir ilim ve yüksek bir adalet!” kendilerinin şiarı olacaktır.

Çok önemlidir. İnsanınıza, ‘pozitif bir enerji…’ vereceksiniz.

Gazeteciye bizler, “yaşadığı şehrin aydını/ veya vakanüvisi…” nazarıyla bakarız.

Kaleme aldığınız yazılar, yıllar içerisinde, ‘kaynak esere…’ dönüşür.

Ecdat ne der, “söz uçar yazı kalır!”

Yıllarca, “Televizyon Programı…” yaptık.

TRT GAP Radyo’da özellikle de, “Ramazan Sohbetleriyle…’ katkıda bulunmaya çalıştık.

Bizler ilk defa, yetmişli yıllardan itibaren, ‘yazı hayatına başladık…’

Kırkbeş yıl önce de Turan Gazetesi, sonrasında; günümüzde de Turan Gazetesi…

Zaman ne yapıyor, “yıllar sizleri yaşadığınız şehrin hafızası…” durumuna taşıyor.

Elâzığ Anadolu İletişim Meslek Lisesi’nde, “yıllarca Medya Tarihi Derslerine…” girdik.

Kars’tan Edirne’ye kadar, ‘yerel basın bir okuldur’

Yerel Basınımızın, Milli Mücadele Yıllarında oynadığı tarihi duruşu, onu; bizim insanımızın nazarında; “Gazi Basını…” sıfatıyla anılmasına vesile olacaktır.

Yazı hayatınızda, ‘İletişimin Kurallarını da…’ bileceksiniz!

Bu kurallar arasında; “sevgi ve saygı, samimiyet/ veya dürüstlük, güvenilir olmak, moral değerlerimiz ve hakkaniyet sahibi olmaktır!”

Gelişigüzel/ veya çalakalem yazamazsınız!

Saff Suresi 2. Ayet’te şöyle buyrulur; “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?”

Saff Suresi 3. Ayet’te şöyle buyrulur; “Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.”

İçerisinde yaşadığınız şehri ve gelişen Türkiye gerçeğini iyi bileceğiz!

İletişim teknolojileri, “aradaki mesafeleri kaldırdı!”

Şu an kaleme aldığınız bir yazıya noktayı koyduktan sonra, ‘dakikalar itibariyle yayına girebiliyor’

Kaleme aldığınız her yazının arkasında durabilecek, “fikir, düşünce ve bilgi birikimine de sahip olacaksınız!”

Hucurat Suresi 6. Ayet her gazetecinin hareket konumunu belirler.

“Ey iman edenler! Eğer bir fasık (günahkâr) size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”

Vicdan terazisi o kadar hassastır ki, birçok yazımı yarıda bırakmışımdır. Doğru ama, ‘şüphelerim’ aman ha sorusunu önüme getirmiştir.

Yerel Basında her yazınız gelecek yıllarda, ‘kaynak oluyor’

İnancımız ne diyor, “aldatan bizden değildir!”

Tekrar ediyorum, ‘güncel yazı yazmak kolay değil efendim’

Yazımızın başlığı, “Bizlerden Teklif…” demiştik.

Geçmiş yıllarda olsun, yıl içerisinde yazdığımız yazılarımızda; “ince eleyip sık dokuyarak…” olabilirliği olan, ‘tekliflerimizi…’ kamu vicdanında paylaştık.

Tabi ki, ‘yıllar içerisinde hayata geçirilenler…’ bizleri fazlasıyla memnun ediyor. Gönül alkışlarımızı da her zaman için ifade etmek istiyorum.

Her şeyden öncelikle, “insanımıza ve şehrimize dost olacağız!”

Dost kimdir, derseniz; “vefalı dost geldi yine…” Vakıf yürekli bütün dostlara MERHABA…