Türkçe sözlükte “Akıl”; düşünme, anlama ve kavrama gücü; bir şeyi başka bir şeyden ayırt etme gücü olarak açıklanır. Türkçesi “Us”tur.

Antropoloji eğitimimizde ilk öğrendiğimiz husus, insanın “Biyolojik”, “Psikolojik”, “Sosyal” ve “Kültürel” bir varlık olduğu; insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin ise “Akıl” olduğudur.

Bilindiği üzere “Akıl” konusu daha çok felsefecilerin ilgilendiği bir konu gibi görünüyor olsa da Tıp, Biyoloji, Psikoloji, Sosyoloji, Teoloji ve Antropoloji gibi bilim disiplinlerinin de ilgilendiği bir konu ve alan olmuştur. Hatta konuyla ilgili olarak felsefeciler birinci sırada olursa ikinci sırada da inançla ilgili bilginler gelir. Nitekim geçmişteki ustaların, “Meşşaî”, yani Aristocu akımdan oldukları ifade edilen Farabi ve İbni Sina’nın da akıl konosuna kafa yorduklarını biliyoruz.

Akıl ile ilgili çok sayıda tanım olmakla birlikte; genel olarak algılama, kavrama, muhakeme ve muhasebe yapabilme yetisi olarak ifade edilir. Aslında akıl, düşünebilmeyi, düşünceyi ve bu düşünce sonucu ulaşılan hükümlerle ilgili bir mefhumdur. Keza, zekȃ ve aklın da birbirinden farklı olduğu ifade edilir, ki bu da önemli bir husustur.

Felsefe ve mantık açısından akıl; “varlığın hakikatini idrak eden, maddî olmayan, fakat maddeye tesir eden basit bir cevher; maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen güç” olarak açıklanır. (İ.A.)

Kur’an-ı Kerim’de 700 ayette akıl meselesine vurgu yapıldığını biliyoruz. “El-akl” dışında akılla ilgili beyyine, hikmet, zikir, tefekkür, ayet, ilim, fuad, beyin, kalp, basiret ve daha birçok ifadenin olduğu tespit edilmiş. Özellikle kalp ifadesinin Kur’an’daki anlamının zihin ve dolayısıyla akıl olduğu belirtiliyor. Bunun yanında tedebbür (kökü, arka planı hesaba katarak anlamlandırma) tezekkür, tefekkür, teakkul ve tefakkuh gibi akılla ilgili ifadeler de var.

İnanç açısından baktığımızda bizim inancımıza göre eğer bir insan Allah’ı ve onun ayetlerini (bütün yarattıklarını) anlayamıyor ve kavrayamıyor ise ona akıllı denemez. Aklı olmayanın ise dini-imanı olmaz diye de yaygın bir hüküm var. İnancımıza göre aklı olmayanın sorumluluğu da yoktur.

Bu yazımızda “Akıl” ile ilgili felsefȋ bilgilere yer verecek değiliz. Sadece esas mevzuya geçmeden önce akıl meselesinin çok çalışıldığını ve halen anlaşılmaya çalışıldığını ortaya koymak veya hatırlatmak istedik.

Aklı evvel ifadesi akıllı, olay ve olguları hemen kavrayabilen anlamında iken; olay ve olguları anlamayan; ama anlıyormuş gibi davranan ve dahi kendince doğru olduğunu düşündüğü fikirleri patavatsızca savunan, bir bakıma “Salak” tipini işaret etmektedir ki günümüzde bu tipler çoğalmıştır.

Bunlara her ortamda rastlamak mümkündür.

Eskiden Afrika yerli kabilelerinin sahip olduğu kadar; aşağı yukarı 300 kelimelik bir lisanı olan ve bu üç yüz kelimeyle konuşan ve yazan; en önemlisi de bu üç yüz kelimeyle düşünen; fiziken insan olan insanlara “aklı evvel” demek ne derece isabetli olur bilmiyorum. Ancak şekil itibarıyla insana benzeyen bu tiplerin 2000-3000-5000 kelimeyle düşünen ve yazıp çizen insanları anlaması, söylediklerini algılaması mümkün değildir.

Durum böyle olmasına rağmen bu aklı evveller sağdan soldan duydukları dedikodu ve dezenformasyon mahiyetindeki bilgi kırıntılarıyla karşılarında kendilerinin en az on katı kelimeyle düşünen, okuyan yazan insanlara akıl vermeye kalkarlar. Onlar için bu sosyal medya veya bilmem ne TV’den duyup ezberlediği fikirler doğrudur. Diğer fikirler girmesin diye yarım akıllarına kilit vurmuşlardır.

Ne diyelim, Allah basiret versin.

Yazıyı Sivaslı Âşık İsmail NAR’dan alınan “Deyiş” sözleriyle tamamlayalım. Sözler Şah Hatayȋ’ye ait.

Akıl gel beri gel beri

Gir gönüle nazar eyle

Görür göz işitir gulak

Söyler dile nazar eyle

Baştır gövdeyi götüren

Hayat menzile yitiren

Türlü maharet bitiren

İki ele nazar eyle

Âşık isen alıp satma

Helalına haram katma

Yolun eğrisine gitme

Doğru yola nazar eyle

Şah hatayȋm eydür gani

Veren Mevlȃm alır canı

Evvel kendin kendin tanı

Sonra ele nazar eyle

Sağlıcakla kalın…