14 Mart 2023 tarihinde gerçekleşecek olan seçimlerde,

Siyasilerce en fazla, sıklıkla kullanılan bir kavram, “Değişim!”

“Değişim ve Dönüşüm…” kavramları üzerinde durmalıyız.

Durmanın da ötesinde birlikte zihin jimnastiği yapmalıyız.

Kur’an bizlere insanlık tarihinde, “gelmiş geçmiş en hayırlı ümmet; Sahabe!” diyor

Sahabe ’nin hayatını inceledik mi?  Onların hayatı bütünüyle, “Kur’an ahlakı…”

Her biri, Allah Resulünün(asv), “nazarları altındalar!”

Her biri, “insan-ı kâmil olma…” şuurunda!

Her biri,  “sabır, sadakat, samimiyet, sıddıkıyet, selam ve selamet yolcuları…”

Her biri,  “meyve veren bir ağaç misali…”

Her biri,  “toplumda iyi bir çığır açmanın idrakinde…”

Her biri,  “fukara-i sabiinin yanında…”

Her biri,  “israfa ve cimriliğe karşı…”

Her biri, “hoşgörü sahibi…” ve de  “kanaat ehli…”

Özetle,  Doğruların, iyiliklerin, erdemliklerin; “ortak paydası…”

Böyle bir dönemde,  “gayri ahlaki…” bir isim, bir sıfat veya eylem göremezsiniz!

O asra,  “vakar ve de edep yüzüyle…” bakmaktayız!

Üzerinde sıklıkla kullandığımız kavram, “değişim!” Gerçekte, bu kavramın özünde,  “özlem” vardır!

Değişim kavramı bizlerde, “arayış hissini…” uyandırıyor!

Enfal Suresi 53 ayette şöyle buyrulur; “Bu, bir topluluk iyi gidişini değiştirmedikçe, Allah’ın da verdiği nimeti değiştirmeyeceğinden ve Allah’ın işiten, bilen olmasındandır”

Sıklıkla kullandığımız kendi içinde ahenkli söz dizimi;  “Niyet, amel ve istikamet…”

Burada, “salih bir niyet ve amelden…” söz etmekteyiz!

Hedef nedir? Elbette ki, “güvenilir toplum…” olmaktır!

Ra’d Suresi 11 ayette şöyle buyrulur

“Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez!”

İsra Suresi 89. Ayette de şöyle buyrulur; “Muhakkak ki biz bu Kur’an da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.”

Değişime ve Dönüşüme milletçe hazırlıklı olmalıyız. İyi bir niyet ve salih bir amel/ veya vakarlı bir duruşla istemeliyiz.

İnancımız, “siz kendinizi değiştirmedikçe…” diyor!

Malazgirt’te ki, ruhu aramaktayız… İstanbul’u fetheden idraki aramaktayız!

Çanakkale’deki, şehadeti aramaktayız! Milli Mücadeledeki, infiali aramaktayız!

O arayışımız bizlere, “öncelikle insan!” diyor

O arayışımız bizlere, “ufkumuzdaki insanı!” özetliyor

Her şeyiyle, “iyilikleri emreden, kötülüklerden meneden!” Takva Sahibi, insan formülü diyor.

Yoksa “değişim…” sözle olacak bir ifade değil!

Yoksa  “değişim…” dünden bugüne atılacak bir adım da değil!

Değişim, toplumun; “tefekkürü…”

Değişim,  “kendimize…” dönüşümüz!

Değişim,  “güzelliklere, erdemliklere…” birlikte yürüyüşümüz!

Değişimle birlikte muhabbetimiz,

“Vatan için, Bayrak için, bütün kutsallar için…” olacak!

Şairimiz Serhat Kabaklı’nın evladına nasihati vardır;

“Gez oğlum, vatanına göz dikenini ez oğlum

Dostu kim, düşmanı kim sez oğlum

Tarihini şerefinle yaz oğlum

Senden gider sonsuzluğa yol oğlum

Dört bir yana salmalısın kol oğlum

Ekmeğini aç olanla böl oğlum

Haram yeme, Hakk uğrunda öl oğlum.”

O hak davanın çağrısında, Destan Şairimiz ne diyorlar?

“Alperenler... Bir aşılmaz dağdılar...

Aydınlığa gönül verip, yıldızları sağdılar.

Nurlanıp, nur üstü nurdan

Tekbirlerle doğruldular...

Tek başına destandılar,

Tek başına çağdılar...

Tufan olup sığmazlarken evrene,

Sevgi olup, gönüllere sığdılar...

İman ile erdem ile aşk ile

İnsanlığı kenetleyen bağdılar...”

Değişimde, ‘sevgi ile imanı’ birlikte anıyoruz.

Değişimde, ‘İlim ile hikmeti’ birlikte tefekkür ediyoruz.

Değişimde,  ‘hayır ve hasenatı’ hayatımızın parçası olarak görüyoruz.

Değişim, “aklı, fikri, zikri, özü, sözü, yüreği bir olmaktır!”

Bir akıl, bir yürek olup hayata çağlamaktır…