TURAN Gazetesi'nin kıymetli okuyucuları, bugün sizlere deprem konusu ile ilgili ilimizde yapılması gereken bilimsel toplantının gerekliliğinden bahsetmek istiyorum.

50 yılı aşkın köklü üniversitemiz Fırat Üniversitesi ile Elazığ Valiliği, Elazığ Belediyesi, MTA Bölge Müdürlüğü, AFAD İl Müdürlüğü ve diğer paydaşların bilimin ışığında toplantı düzenlemesi şehrimizin geleceği için çok faydalı olacaktır. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim, ülke olarak ne kadar bilimin ışığında ilerlersek ve konunun uzmanları ile şehirlerimizi ne kadar doğru yapılandırırsak makul bir iş yapmış oluruz.

Fırat Üniversitesi'nde Jeoloji Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği bölümleri daha çok deprem konusu ile ilgili bölümler olduğu için ve Kahramanmaraş merkezli büyük depremlerin ilk gününden itibaren de bazı öğretim üyelerimizin özverili çalışmalarını gördükçe gerçekten kendileri ile gurur duymamak yanlış olur. Bu kadar kıymetli bilim insanlarımızın olduğu bölümlerde öğretim üyelerinin destekleri ile Elazığ Valiliği'nin başkanlığında, tüm paydaşların ve halkımızın katılacağı ve dinleyebileceği toplantıların yapılması makul olacaktır.

Elazığ ilinin 2020 yılında yaşamış olduğu 6,8 büyüklüğündeki depremden sonra yapılan doğru ve yanlış işler istişare edilerek, bundan sonraki şehirleşme adımlarında bilimin desteği ve önerileri ile minimum hatayla halkı da ikna ederek birinci önceliğin şehrimizin deprem dirençli yapılması sağlanmalıdır. 

Üniversiteden konunun uzmanları birkaç bilim insanı ile konuştuğumuzda, ne Valilikten ne de Belediyeden herhangi bir toplantı yapılması önerisi getirilmediğini beyan etmişlerdir. Bu çalışmalarda deprem sonrası kısa, orta ve uzun vadede ilimiz için yapılacaklar konunun uzmanlarınca tartışılmalıdır.

26.02.2023 tarihli ulusal gazetelerimizde, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Bakan Varank ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, deprem sonrasındaki faaliyetlere yönelik akademik camiânın katıldığı ve AFAD ve TÜBİTAK tarafından organize edilen bir toplantıya başkanlık yaptı diye haberleri okumuşsunuzdur. Bu toplantıda 20 akademisyen ile toplantı yapılmış ve aşağıdaki toplantı sonuçları yayınlamıştır;

·        Deprem bölgesinde yer seçimi süreçlerinde uzman akademisyenlerin desteklerinin yönetilmesi,

·        Yüksek deprem riski altındaki iller için acil eylem planları,

·        Tüm bilgilerin bir veri tabanında toplanması,

·        Mevcut yapı stoku ile ilgili politika belirlenmesi,

·        Yapı denetim hizmetlerinin iyileştirilmesi,

·        Yerel yönetimlerde uzman teknik personel istihdamı,

·        AR-GE boyutuyla TÜBİTAK- AFAD iş birliği.      

İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'ndaki (AFAD) toplantıda yeni şehirlerin planlanması, lojistik, network yönetimi, eğitim, AR-GE, altyapı ve kritik yapılar, diri faylar, sakınım bandı, haritalama ile CBS gibi başlıklarda 11 çalışma grubu oluşturuldu. Evet ilimiz için de bu toplantıların konunun uzmanları ile derhal yapılıp çıkan sonuçların yayınlaması gerekmektedir. 

Özellikle 2020 Elazığ depreminden sonra merkezi yönetimlerimizin daha makul işler yaptığını yerel yönetimlerimizin de daha reel olmayan işler yaptıklarını hep birlikte görmüştük. Derdimiz kimseyi yermek değil, şehrimiz adına doğru işlerin yapılması gerekliliğini anlatmaktadır. İlimizin şehirleşme içerisinde büyük oranda kullandığı bölgelerin çoğunda zemin yapısının doğru olmadığı söyleniyor. Acil yapılması gereken durumlar var ise binalar yeni olsa dahi yıkılması gerekir.

Yazımda vurgulamak istediğim bir başka konu ise, halk arasında hep bazı bilgilerin filtrelenmeden paylaşılması ve anlatılmasıdır. Örneğin sosyal medyada Elazığ’ın fay hatlarını paylaşan birçok hesap varken, MTA’nın yayınladığı diri fay hatlarında Elazığ merkezde diri fay hatlarının görünmemesidir. Bu konu ile ilgili şehir yetkililerinin de artık bir açıklama yapması gerekir veya yazımıza konu olan toplantıda bu durum da netliğe kavuşturulur.

Sonuç olarak, Üniversitemiz bilim insanları ile geniş katılımlı deprem toplantısı yapılarak şehrin kaderinde bilim insanlarının rolünün olması sağlanabilir. Böylece daha mantıklı adımlar atılarak, minimum hatayla yaşanabilir, güvenli, sürdürülebilir ve çevreci şehir için devrim niteliğinde olabilecek adımlar atılabilir. 

ESEN kalınız…