Kıymetli TURAN Gazetesi okurları, malumunuz bu sıralar çoğumuzun gündeminde hayat pahalılığı, enflasyon kavramları sıklıkla var. Son zamanlarda esnaflarımız asgari ücretin artırılmasını da fırsat bilerek zamlara başladı, bir malın ederinin karşılığına gelen zamlar haricinde kendi belirlediği oranda acımasızca zamlarına devam ediyorlar.

Ülkenin başarısız ekonomik politikalarını fırsat bilerek ta pandemi döneminden itibaren serbest piyasa ekonomimiz iyice serbest oldu. Ticaret Bakanlığımız esnafımızın keyfi uygulamalarını sayısızca ceza uyarılarına rağmen maalesef durduramadı. Doların hızlı yükselişini bahane ederek acımasızca zam yapan bazı esnaflarımız hakikaten Allah’tan korkmuyorlar. Bu düzen içerisinde maalesef yine olan sabit gelirli çalışanlara oluyor.

Eskiden memurlar, işçiler ve emekliler Ocak ve Temmuz ayları öncesi maaş zam oranlarını bekler ve zam oranı açıklandıktan sonra 6 ay boyunca enflasyondan çok düşük oranlarda mağdur olurlardı. Ancak 2 yıldır daha memur, işçi ve emeklilerin zam oranı açıklanmadan alacağı ücret 1 ay gibi kısa bir sürede erimeye başladı.

Hükümetin evvela okuyan ile okumayan arasında ters ücret ilişkisini de çözmesi gerekiyor. Yıllarca eğitim alarak hayatın tüm zorluklarını kendi ilmi, zekâsı ve birikimi ile taçlandıran birinin emri altında çalışan okumamış bir kişiden daha az maaş alması hiç hakkaniyetli bir durum değildir. Hem devlet yetkililerimizin hem de esnafımızın bu işi oldu bittiye getirmeden adaletli davranması topluma huzuru getirecektir.

Ticaret Bakanlığımızın esnaf üzerinde başka yaptırımlara gitmesi, vergisiz çalışıp vurgun yapan firmalara, sahiplerine hapis cezaları vermesi gerekmektedir.

Bugün gıda, inşaat sektöründe aynı ürünü farklı market ve firmalara sorduğunuzda dolaştığınız market ve firma sayısı kadar farklı fiyatlar alabilmektesiniz. Bunun denetimini yapıp ceza yazmak zor olmasa gerek.

Esnafımız içerisinde gerçekten zamlardan etkilenen, batanlar da var elbet, enflasyondan oldukça fazla etkilenen esnafımız var. Yazımıza konu olan esnaf zalim olan, yani fırsatçılık, stokçuluk yapan esnaftır. Namuslu, dürüst, işini dört dörtlük yapan esnafa elbette diyecek sözümüz yok.

Özellikle arkadaş ortamlarında ve sosyal medyada sıklıkla dile getirilen bu konuyu kaleme almak istedim. Umarım mesajım alınır ve insafsızca davranan birkaç esnafın toparlanmasına vesile oluruz.

Bazen Elâzığ’ımızın güzide gazetelerine kendi uzmanlık alanım ve genel konularda yazılar yazmaktayım. Gazeteye yazı yazdığınızda para alıyor musunuz diye soran çok kişi oldu, onu da bu yazıda aklıma gelmişken cevaplamak istiyorum, cevabım kesinlikle HAYIR! Birkaç yazı yazdıkça yazmak istiyorsunuz ve gönülden gelen bir durum bu, maddiyat bazen geri planda kalmalı ve dilimiz döndükçe bilgi ve birikimi aktarmak da iyidir. 

Esen kalınız…