Kıymetli TURAN Gazetesi okurları, Elazığ’da kış mevsimi artık bir doğa olayı olmaktan çıktı; belediye açısından adeta her yıl tekrarlanan bir sınav hâline geldi. Takvimler aralık–ocak aylarını gösteriyor, meteoroloji günler öncesinden uyarıyor; ancak kar yağdığı anda şehir yönetimi bunu ilk kez yaşıyormuş gibi davranıyor. Sanki Elazığ, karın hiç uğramadığı bir coğrafyada kurulmuş da beyaz örtü bu şehre yanlışlıkla düşmüş gibi…

Her yıl aynı tabloyla karşı karşıyayız: Ana arterler kapalı ya da ilerlenemez hâlde, ara sokaklar tamamen kaderine terk edilmiş, kaldırımlar ise buz pistine dönüşmüş durumda. Vatandaş işe mi gidecek, hastaneye mi ulaşacak; bunlar karla mücadele planlarında nedense ikinci planda kalıyor. Kar küreme ve tuzlama araçları ya ortada yok ya da ancak sosyal medya paylaşımlarında görünür oluyor. Şehrin büyük kısmı ise kendi imkânlarıyla ayakta kalmaya çalışıyor.

Dün sabah yaşananlar ise bu kronik sorunun en net özeti oldu. Saat 07.30 ile 09.00 arasında Elazığ’ın ana arterleri, özellikle Elazığ Valiliğinin önü ve Valilikten Devlet Su İşleri 9. Bölge Müdürlüğü binasına kadar olan güzergâh, kelimenin tam anlamıyla buz pistine dönmüştü. Trafik kilitlendi, araçlar ilerleyemedi, işe giden vatandaşlar yollarda mahsur kaldı. Ne önleyici bir tuzlama vardı ne de zamanında bir müdahale.

Sorun yalnızca şehir merkeziyle de sınırlı değildi. “Yüksek kesimler” denilerek geçiştirilen Çaydaçıra ve Cumhuriyet Mahalleleri sabah saatlerinde adeta bir buz tarlasına dönmüştü. Yaya güvenliği yok, araç güvenliği yok. Buna rağmen sahada hissedilen bir belediye organizasyonu görmek mümkün değildi.

Asıl ironik olan ise zamanlama meselesi. Şehir sabahın erken saatlerinde felç olmuşken, vatandaş buzla boğuşurken; saat 15.00’te atılan bir sosyal medya paylaşımıyla “Yolları temizliyoruz” denildi. Oysa Elazığ’ın ihtiyacı, kriz yaşandıktan sonra atılan tweetler değil; kriz yaşanmadan önce yapılan planlama idi. Öğleden sonra yapılan açıklamalar, sabah yaşanan ihmali örtmeye yetmiyor.

Bu noktada açıkça sormak gerekiyor: Elazığ Belediyesi ve şehir yönetimi, her kış neden aynı hataları tekrarlıyor? Neden ana arterlerde dahi önleyici tuzlama yapılmıyor? Neden karla mücadele, sahada değil de sosyal medyada yürütülüyor? Bu tablo, karın şiddetinden çok yönetim anlayışındaki eksikliği gözler önüne seriyor.

Sonuç olarak Elazığlılar, her kış aynı senaryoyu izlemekten yoruldu. Kar yağışı bir doğa olayı olabilir; ancak bu hazırlıksızlık, plansızlık ve ciddiyetsizlik kader değildir. Vatandaş artık mazeret değil, sabah saatlerinde açık yollar görmek istiyor.

Ve meteorolojiye göre yarın daha yoğun bir kar yağışı bekleniyor. Anlaşılan o ki, Elazığlılar olarak karla mücadelenin bu yılki yeni perdesini de hep birlikte izleyeceğiz… Bakalım bu kez sahada mı göreceğiz çalışmaları, yoksa yine öğleden sonra atılan bir tweetle mi yetineceğiz.

Esen kalınız…